Onlarca yıldır yeni bir iş kurmak maliyetli ve zor bir olaydı.
Yeterli miktarda para bulmak, bir mağaza kiralamak ve insanları mağazaya çekmek gerekiyordu.
Bugün bile geleneksel bir iş kurmak çok fazla para, zaman ve emek gerektirir.
Bir iş kurma hayalin varsa, çabucak cesaretinin kırılması çok kolaydır.
Tahmini maliyetler, para kazanmaya başlamak ve diğer gereklilikler, işini asla kuramayacak gibi hissettirip başarılı olmana engel oluyor.
Maalesef girişimciler arasında bir iş kurarken pes etme konusunda artan bir eğilim var, ancak dropshipping bir zamanlar imkânsız olduğunu düşündüğüm bir şeyi yeniden düşünmemi sağladı.
Dropshipping tüm imkânları girişimcilerin önüne seriyor.
- Neredeyse sıfır sermaye gereksinimi
- Başlamak için ofis, personel gibi ihtiyaçların olmaması
- Tüm dünyaya satış imkanı
Bir girişimcinin gelir elde etmesi ve başarılı bir iş kurma hayallerini gerçekleştirmesi için hızlı ve erişilebilir bir imkân sunuyor.
Bu nedenle, kendi işini kurmak gibi bir isteğin varsa, bu kılavuz tam sana göre.
- Dropshipping Rehberinin İçeriğine Genel Bakış
- Bölüm 1: Dropshipping Nedir?
- Bölüm 2: Dropshipping’e Nasıl Başlanır ?
- Bölüm 3: Dropshipping Niş Pazar Seçimi
- Bölüm 4: Dropshipping Ürün Seçimi
- Bölüm 5: Dropshipping İçin Şirket Kurmak
- Bölüm 6: Dropshipping İçin E-ticaret Altyapısı Seçmek
- Bölüm 7: Markalaşma
- Bölüm 8: Dropshipping Tedarikçisi Bulma ve Anlaşma Yapma
- Bölüm 9: Dropshipping’de Dijital Pazarlama
- Bölüm 10: Dropshipping İşletmeni Büyütmek
- Bölüm 11: Sonuç
- Sözlük
- Sıkça Sorulan Sorular
Dropshipping Rehberinin İçeriğine Genel Bakış
Gelecek hakkında endişeli olmanın nasıl bir şey olduğunu biliyorum, asla başaramayacağını düşünüyor olabilirsin.
Ama sana dropshipping yapmaya başlamanın tamamen senin elinde olduğunu söylemek için buradayım.
Bana göre dropshipping bugün bir iş kurmanın en iyi yollardan biridir.
Dropshipping aynı zamanda son derece esnek bir kariyer yoludur, bu nedenle iş olarak yapabilir veya tam zamanlı bir işte çalışırken ek gelir elde edebilirsin.
Ancak, dropshipping ile ilgili bilinmeyen bir sürü şey var.
İnternet’te bir sürü bilgi var, ancak neyin işe yarayıp neyin yaramadığını söylemek zordur.
Bu yeterince büyük bir problem, ayrıca bu bilgilerin çoğunluğunun modası geçmiş durumdadır.
Bazen okuduğun bilgilerden şüphe duyabilirsin, tam doğruluğu ispatlanmamış bilgiler görebilirsin.
İşi bilen dropshipping yapanlardan işe yarar tavsiyeler almak isteyebilirsin, ancak bu tür bir tavsiye almak her zaman kolay değildir.
Bu yüzden amacım güncel ve işe yarar bilgilerle dolu bir rehber yazmak.
Bu kılavuzu özellikle senin gibi ciddiyetle dropshipping yapmak isteyen, ancak nereden başlayacağını bilemeyen insanlar için hazırladım.
Bir niş seçmekten dijital pazarlama stratejisi oluşturmaya kadar her şeyi ele aldım.
Dropshipping için amerika’da şirket kurmak, web sitesi tasarımı, rakip analizi, marka oluşturma konusunda bilgiler bulacaksın.
Son olarak karşılaşabileceğini düşündüğüm bazı problemleri de ele alacağım.
Eğer dropshipping yapmaya başlamanın tüm içeriğini ve sorunları bilmek istiyorsan, bu kılavuz tam sana göre.
Her şeyi adım adım anlatacağım ve sana ne yapacağını tam olarak göstereceğim. Şimdi bu kılavuzu okuduğunda hangi bilgileri öğreneceğini bildiğine göre, artık başlayabiliriz.
Bölüm 1: Dropshipping Nedir?
Daha derine inmeden önce, şu soruya bir cevabın olması gerekiyor: Dropshipping nedir?
Dropshipping, bir stoksuz e-ticaret perakende satış yöntemidir türüdür.
Ürünler dropshipping yapan kişi tarafından bir depo yada mağazada stoklanmadan satış yapılır, üçüncü taraf bir tedarikçiden satın alıp direkt tüketiciye gönderilir.
Dropshipping yapan girişimcinin stok tutması, kargo yapması veya siparişleri paketlemesi gerekmez. Bu işlerin tümü tedarikçi tarafından yapılır.
Dropshipping, girişimciler için iyi bir iş modelidir, çünkü geleneksel bir iş modelinde olduğu kadar sermayeye gerek yoktur.
Bir mağaza ya da depo açman, stok tutmana gerek yoktur.
Bir e-ticaret sitesi açar, ürün ve depoya sahip olan tedarikçilerden satın alırsın.
Girişimcilerin sorumluğu çoğunlukla müşteri bulmak ve siparişleri işlemektir, bu şekilde satılan ürünlerden kâr elde edilir.
Dropshipping’in Avantajları
Milyonlarca girişimci dropshipping yapmak istiyor, çünkü başlamak için daha az iş ve para gerekiyor. Muhtemelen sende bu yüzden bu iş modeliyle ilgileniyorsun.
En iyi haber dropshipping sayesinde, dizüstü bilgisayar ile uzun vadede sürdürülebilir bir işletme kurabilirsin. Tabii ki, birçok zorluk ve avantaj var ve kendi dropshipping işini kurmadan önce bunları öğrenmen gerekiyor.
Dropshipping’e seni kısa yoldan zengin edecek bir iş olarak yaklaşmamalısın. Bunun yerine, dropshipping’i belirli bir ürün kategorisine odaklanıp, değer yaratan bir iş modeli olarak görmelisin.
Dropshipping’in artılarını ve eksilerini anladığında, işini kurman çok daha kolay olacak.
Dropshippingin Avantajları şunlardır:
-
İş Bilgisi ve Tecrübe
Dropshipping’e başlamak kolaydır çünkü iş tecrübesine gerek yok, hatta daha önce hiç çalışmamış bile olabilirsin.
Temel bilgileri öğrenmek için biraz zaman ayırırsan, hızlı bir şekilde başlayabilir ve geri kalanı ilerledikçe öğrenebilirsin.
-
Operasyon Maliyeti
Dropshipping nispeten kolaydır çünkü geneleksel bir iş modeline göre yaptığın daha az iş var.
Sana yardımcı olacak araç gereçleri depolamak için bir depoya veya elamanlara ihtiyacın yok.
Ya da stok ve nakliye konusunda endişelenmene gerek yok.
Büyük bir ekip kurmak ve eleman almak zorunda değilsin.
Oluşacak ufak tefek işleri birine yaptırmak istemezsen, hemen hemen her şeyi kendin yapabilirsin.
-
Esnek Çalışma
Dropshipping’in en büyük artılarından biri esnek bir iş modeli olmasıdır.
Kendi işinin patronu olursun ve kendi kurallarını koyarsın.
Bu, herkesin istediği kariyerdir, mağazanda her gün belli bir zaman harcamana gerek yok.
Evden ya da kafeden, bir dizüstü bilgisayar ile senin için en uygun zamanlarda çalışabilirsin.
Bu, iş kurmak isteyen girişimciler için ideal yöndür.
-
Kolay Kurulum
İşini kurmak ve satış yapmak için aylar harcamana gerek yok.
Her şeyi birkaç saat içinde halledebilir ve çalışmaya başlayabilirsin.
Bütün bunlar bugün işe başlayabileceğin anlamına gelir.
Ancak bazı temel bilgi ve doğru araçlar ve kaynaklar gerekir ve ben bu yüzden bu kılavuzu oluşturdum.
Tamamladığında, dropshipping yapmak için ihtiyacın olan bilgilere sahip olacaksın.
-
Maliyetsiz Ölçekleme
Dropshipping işini büyütmek kolaydır, işin büyüdükçe iş modelinin değişmesi gerekmez.
Büyüdükçe satış ve dijital pazarlamaya daha fazla çalışma yapman gerekecek, ancak günlük işlerin aşağı yukarı aynı kalacak.
Dropshipping‘in faydalarından biri, işini büyüttüğünde maliyetlerinin yükselmemesidir.
Bu nedenle, oldukça hızlı bir şekilde büyümeye devam etmek kolaydır.
-
Düşük Sermaye
Dropshipping için çok fazla sermayeye ihtiyacın yok.
Dropshipping yapmaya başlamak için çok az sermaye gerektirdiğinden, küçük bir sermayeyle bile başlayabilirsin.
Dizüstü bilgisayarından işin tamamını kurabilirsin ve başka bir yatırım yapman gerekmez.
Özellikle geleneksel işletme giderleriyle karşılaştırıldığında, işletmen büyüdükçe hâlâ maliyetlerin oldukça düşük olacaktır.
-
Esnek Değişiklik
Dropshipping aynı zamanda uygun kararlar vermen için sana çok fazla esnek imkan sunar.
İstediğin zaman yeni ürünleri kolayca sitene ekleyebilir ve stratejilerini anında değiştirebilirsin.
Tatile gideceksen, uzaktayken çalıştırmak için her şeyi otomatikleştirebilirsin.
Bir taahhütte bulunman gerekmediğinden, her şeyi çok az güçlükle yönetebilirsin.
Dediğim gibi, istersen her şeyi kendin yapabilirsin.
Tedarikçiler bulduktan ve her şeyi ayarladıktan sonra, çoğunlukla yalnızca e-ticaret sitenden sorumlusun.
Ne demek istediğimi iyi anlıyorsun, olasılıklar sınırsızdır ve dropshipping işini yönetmek kolaydır.
Dropshipping Dezavantajları
Her işin olduğu gibi, dropshippingin de dezavantajları vardır.
Rakipler, kar marjları, iş ve sipariş takibi derken önüne bir çok engel çıkabilir.
Bunları önceden tespit etmek, seni sorunlara karşı hazırlı yapar.
Dropshippingin dezavantajları şunlardır;
-
Düşük Kâr Marjı
Dropshipping dezavantajlarından biri, başlangıçta düşük kâr marjları beklemen gerektiğidir.
Bu kâr etmeyeceğin anlamına gelmez, ancak bazı nişlerde ürün kâr marjının düşük olabileceğinin farkında olmalısın.
Bu sorun, özellikle çok rekabetçi bir niş için satış yaparken sorun yaratır.
Müşterilerin dikkatini çekmek için uğraşırken, istediğin karı elde etmeyi göze alamazsın.
-
Rekabet
Doğru nişi seçmezsen, daha büyük rekabet bulabilirsin.
Daha düşük rekabete sahip nişlerde, daha iyi kar marjına sahip olacaksın.
Bu nedenle dropshipping’de kar etmek için iyi bir satış miktarına ihtiyacın var.
-
Sipariş Takibi
Dropshipping sipariş takibi zorlaştırabilir. Dropshipping basit gibi görünüyor: Müşteri sipariş verir, sen tedarikçiye siparişleri iletirsin ve tedarikçin ürünü gönderir. Çoğunlukla sistem basit ancak, birden fazla tedarikçiden ürün tedarik ediyorsan, bazı sorunlarla karşılaşabilirsin.
Tedarikçilerinin her biri, hem senin hem de müşterilerin için bir sorun oluşturan farklı bir nakliye seçeneği kullanabilir. Maliyetler yükselebilir ve birden fazla ürünün nakliyesi sorun olabilir.
Farklı tedarikçilerin işleme ve faturalandırma için de farklı yapıları olacaktır. Tedarikçilerin ile etkileşimi yönetmen gerektiğinden, bu zor olabilir.
-
Düşük Kontrol
Dropshipping’in dezavantajlarından biri, dropshipping işleminin belirli yönleri üzerinde fazla kontrolünün olmamasıdır. Dropshipping sana çok fazla kontrol sağlamaz.
Ürün stoklama, sipariş verme ve nakliye söz konusu olduğunda işler tamamen senin elindedir. Her şeyi doğru yapmak ve sorunsuz çalışmak için tedarikçilerine güvenmek zorundasın.
Bu kontrol eksikliği bazı girişimcilere zarar verebilir, ancak bu genellikle bir sorun değildir. Bu sadece, bir şeyler ters gittiğinde, durumun yönetilmesi zor olabileceği anlamına gelir.
-
Tedarikçi Sorunları
Her şey yolunda giderse, o zaman iyi. Ancak tedarikçi problemleri olduğunda, çözüm üretmek zorundasın.
Bu bazen müşteriyi elde tutma sorunlarına neden olabilir, ancak doğru hasar kontrolü ile sorunları azaltabilir ve müşteri kaybını mutlak minimumda tutabilirsin.
-
Müşteri Hizmetleri Sorunları
Dropshipping müşteri hizmetlerini daha zorlaştırıyor. Bu, siparişler ters gittiğinde veya tedarikçiler başarısız olduğunda ortaya çıkan başka bir sorundur.
Çünkü sadece bir vitrin sensin, siparişleri çözmek zor olabilir. Daha önce de bahsettiğim gibi, çok fazla kontrole sahip değilsin ve bu durum müşterilerin destek tarafı söz konusu olduğunda zorluklar ortaya çıkarabilir.
-
İade Yönetimi
Dropshipping’in dezavantajlarından biri, müşterilerin şikâyet ettiğinde suçu üstlenmen gerektiğidir. Tedarikçilerde sorun varsa, her şeyi doğru yapıyor olabilirsin ve hala sorunla karşılaşabilirsin.
Dropshipping Yapmalı mıyım?
Daha önce de belirttiğim gibi, dropshipping’in hem artıları ve eksileri var ve bu herkesin yapabileceği bir iş değil demektir, özellikle hızlıca zengin olmak isteyenler için geçerlidir.
Dropshipping seni zengin etmeyecek, eğer bu şekilde yaklaşıyor isen, muhtemelen senin için iyi bir seçenek değildir.
Ancak neredeyse herkes bir dropshipping işi kurabilir.
Yine de, şu korkulardan birini yaşayabilirsin:
- Bir işe başlamak için yeterli zamanım olup olmadığını bilmiyorum.
- Gündelik işimden çıkma riskini almak istemiyorum.
- Dropshipping için o kadar çok çalışmak istemiyorum, 9’dan 5’e kadar zaten çok çalışıyorum.
İyi haber, dropshipping’e istediğin kadar küçük başlayabilirsin. İşte iki ortak yaklaşım.
Ek Gelir Olarak Dropshipping
Dropshipping esnek ve çok fazla sermaye talep etmediği için ideal ek gelir olabilir.
Birçok girişimci, sabit gelir sağlayan temel bir işi varken, yanına ek gelir olarak tercih ediyor.
Girişimci olma hayallerini sürdürmek için günlük işini feda etmek zorunda değilsin.
Dropshipping için çok fazla zaman ve enerji harcamana gerek yok, bu da muhtemelen işini aksatmadan devam edebileceğin anlamına geliyor.
Ek işin senin performansını düşüreceğinden endişelenmene gerek yok.
Her gün sadece birkaç saat çalışabilir ve yine de başarılı olabilirsin, ancak sınırlarını bilmek önemlidir.
Günlük işinde düzenli olarak fazla mesai yaparsan ve önemli günlük sorumluluklar için zaman bulmakta zorlanıyorsan, dropshipping işine gerekli ilgiyi gösteremeyebilirsin.
Dropshipping çok fazla bir şey gerektirmiyor, ancak bunun üzerine ciddi çalışmalar yapıp zaman ayırman gerekiyor.
Çoğu durumda, sadece biraz zaman yönetimi ve zamanlama gerektiriyor.
Birçok dropshipping yapan girişimci, asıl ve yan işlerini kolayca yönetiyor.
Geceleri 3 saat uyuman veya çalışmasını sağlamak için öğünleri atlaman gerekmez.
Bir iş planı yapman ve buna bağlı kalman gerekir.
Tam Zamanlı İş Olarak Dropshipping
Dropshipping’in faydalarından biri esnekliğidir. İşini istediğin kadar büyük veya küçük yapabilirsin.
Birçok dropshipping’ i ek iş olarak yapmayı tercih ediyor, ama aynı zamanda uygun bir kariyer yolu.
Tam zamanlı bir dropshipping’ci olmak istiyorsan, bu da mümkündür.
Dropshipping ile işini büyütmek kolaydır, bu da maliyetlerini düşük tutarken işini oldukça hızlı bir şekilde büyütebileceğin anlamına gelir.
Müşterilere ulaştıktan ve yeterli satış yaptıktan sonra artık ek işten ana iş modeline geçebilirsin.
Hepsinden iyisi, bunu istediğin zaman yapabilirsin. Açıkçası, bu daha fazla emek gerektirecek, ancak kazanç buna değer.
Tecrübe edindiğinde, istikrarsız gelir konusunda endişelenmene gerek kalmayacak. İyi bir dropshipping işletmesi saat gibi işler ve pasif gelir elde ediyormuş gibi hissedebilirsin.
Çok fazla zaman almadığından, tam zamanlı bir dropshippingci olurken bir yandan ek iş bile yapabilirsin.
Belki şu an tam zamanlı bir dropshippinci olma düşüncesiyle hayal kuruyorsun, ancak senin durumunda olan girişimcilerden binlercesinin bugün bir başarı öyküsü var.
Bu işten geçimini sağlamak için diploma veya milyonlarca sermaye gerekmez.
Dropshipping Süreci
Ben dropshipping’in ne olduğunu kısaca gözden geçirdim, ama tam olarak nasıl çalıştığını bilmiyor olabilirsin.
İşte tüm dropshipping işlemine adım adım genel bir bakış.
İşlemlerin gerisinde ne olduğuna ve ayrıca müşterinin yaşadıklarına bakacağız.
Tedarik Zinciri
Bu kılavuzda, ‘tedarik zinciri’ terimini çok göreceksin.
Bu, bir ürünün tedarikçiden müşteriye nasıl ulaştığını ifade ediyor.
Bunu dropshipping’i anlamak için kullanacağız.
Sen dropshipping yapan biri olarak bulmacanın sadece bir parçasısın.
Başarılı bir dropshipping işleminde, senkronize olarak çalışan birden fazla iş vardır.
Tedarik zinciri tam olarak şöyle çalışır:
Üretici, tedarikçi ve perakendeci koordinasyonu.
Tedarik zinciri 3 temel adıma ayrılabilir:
1: Üretici, ürünleri üretir ve tedarikçilere veya toptancılarına toplu olarak satar.
Diyelim ki A Üreticisi su şişeleri yapıyor. Şişeler üretim hattından çıktıktan sonra, satıcıya ve toptancılara toplu olarak satılır.
2: Tedarikçiler ve toptancılar ürünleri perakendecilere satarlar.
Bir perakendeci, belirli bir ürün tipi için bir tedarikçi arar. Perakendeci ve tedarikçi daha sonra birlikte çalışmak üzere bir anlaşmaya girerler.
Doğrudan ürün üreticilerinden satın alabileceğin gibi, tedarikçilerinden satın almak genellikle çok daha kolaydır.
Çoğu üreticinin oldukça yüksek olabilen minimum satın alma gereksinimleri vardır ve ayrıca ürünleri stoklamak ve göndermek gerekir.
3: Perakendeciler ürünleri tüketicilere satarlar.
Tedarikçiler ve toptancılar doğrudan halka satmazlar; Bu perakendecinin işidir.
Perakendeci, ürün ile tüketici arasındaki son adımdır.
Perakendeciler, tüketicilerin ürünleri satın aldığı çevrimiçi mağazalar sağlar.
Ürün toptancı tarafından üzerine kar konulup satıldıktan sonra, satıcı da üzerine kar koyar ve satar.
Hepsi bu kadar, baştan sona tüm tedarik zinciri bu.
Herhangi birine dropshipping yapan olarak bahsettiğimi fark etmiş olabilirsin.
Çünkü ‘dropshipping’ belirli bir rol değil . Dropshipping sadece bir başkası için dropshipping eylemidir.
Üreticiler, tedarikçiler ve tüccarların tümü teknik olarak dropshipping yapabilir.
Bu rehberde, dropshipping işine nasıl başlanacağını anlatacağım.
Başka bir deyişle, toptancılardan müşteriye satmak için ürünler satın alan tüccar olmanı göstereceğim.
Bu, Amazon veya kendi web siten aracılığıyla satabileceğin anlamına gelebilir.
Artık tedarik zincirinin neye benzediğini bildiğine göre, müşteri için nasıl bir şey olduğunu düşünün.
Müşteri Deneyimi
Daha önce İnternet’ten yüzlerce kez ürün satın almışsındır, ancak muhtemelen bu deneyimi hiç düşünmedin.
Bir müşteri olarak, bunu düşünmene gerek yoktur, ancak bir satıcı olarak kesinlikle yapmalısın.
Perakendeciler bir perakendeciden sipariş vermeyi düşünerek ideal müşteri deneyimi hakkında çok şey öğrenebilirler.
Bu açık görünebilir, ancak müşteri deneyiminde herhangi bir sorun olursa, bir satıcı olarak senin için sorun yaratabilir.
Müşterilerinin ne beklediğini bilmek önemlidir. Örnek için, ABC su filtreleri adında bir işletme olduğunu, abcsufiltreleri.com adında bir web sitesi olduğunu varsayalım.
Müşterinin bakış sipariş verme süreci:
Müşteri, abcsufiltreleri.com‘a bir su filtresi siparişi verir.
Müşteri bir iki gün sonra siparişlerinin gönderildiğine dair ve kargo takip bilgilerini içeren bir bildirim alır, böylece Müşteri paketinin yoldayken tam olarak nerede olduğunu bilir.
İnternet’ten bir şey satın aldığında her zaman aynı işlemler yaşanır. Bu basit görünüyor, ancak bu deneyimin iki önemli yönü var:
Müşterinin tek yapması gereken ürünü sipariş etmek ve parasını ödemek. Sipariş onayı e-postası ve kargo takip bilgileri gibi diğer şeyler onlara hemen gelir ve bu müşteriyi ikinci noktaya getirir: rahatlık.
Satın alma deneyimi her yönden son derece uygundur.
İnternet’ten bir şey satın alma işlemi yalnızca birkaç dakika sürer ve müşteriler herhangi bir perakendecinin sitesine istedikleri zaman göz atabilirler.
Her şey yolunda giderse, müşteri hiç kimseyle etkileşimde bulunmak zorunda kalmaz. Bir ürün elde etmek için istenen sonuç için asgari çaba sarf edilir. Hiçbir sorun çıkarmayan, karışıklık yaratmayan bir süreç.
Bu, insanların İnternet ortamında ilk etapta satın almasının büyük bir nedenidir, bu nedenle mağazan müşterilerine aynı rahatlığı sağlamak zorundadır.
Müşteri asla perakendeci dışındaki diğer tarafların dahil olduğunu fark etmemelidir. Bunu düşün, İnternet’ten bir şey satın aldığında, “abcsufiltreleri.com’dan bir su filtresi aldım.” diye düşünüyorsun.
Perakendecinin ürünü nereden aldığını veya siparişini kimin göndereceğini düşünmüyorsun. İşlemi sorunsuz hale getirmek için müşteri, ürünlerinin yaşadığı tüm evrelerin farkında olmamalıdır.
Aldıkları paketin üzerinde marka adın olmalı, böylece müşteri siparişi senin gönderdiğini düşünecek.
Bu, dropshipping işleminin ideal olarak müşterinin bakış açısından bakması gerektiğidir. Şimdi diğer tarafta olanları anlayalım.
Dropshippingciler İçin Tedarik Süreci
Müşterinin gördüğü şey bu, ancak perde arkasındaki durum nasil yürüyor?
Sürece genel bir bakış:
Müşteri, abcsufiltreleri.com’dan bir su filtresi siparişi verir. Müşterinin ödemesi ile e-posta onayı alır.
Bu genellikle onayı hem alıcıya hem de satıcıya gönderen otomatik yazılımla mümkün olur.
ABC su filtreleri, siparişi tedarikçiye gönderir, tedarikçideki bir satış temsilcisi siparişi alır ve işler.
Perakendeci daha sonra satın alım için ücretlendirilecektir.
Bu örnekte, diyelim ki satıcı 30,95 TL’ye sattı ve tedarikçi her bir su filtresi için 28 TL tahsil ediyor. Perakendeci bu tutarı öder, aradaki fark perakendecinin kazanacağı kardır.
Benim örneğimde perakendeci 2 TL’lık bir kar elde eder.
Tedarikçi siparişi paketler ve gönderir.
Her ne kadar ürünü toptancı gönderse de, paket, fatura ismi ve paketleme fişinde abc su filtreleri ismi görünecektir.
Toptancı daha sonra satıcıya bir fatura ve kargo bilgisi gönderir.
Perakendeci, kargo bilgilerini müşteriye gönderir. Bu, perakendecinin sipariş sürecindeki rolünü sonlandırır. Müşteri paketi alır ve su filtresinden memnun kalır.
Tedarik zinciri eylemi budur.
Perakendeci, toptancı ve üreticinin hepsinin nasıl kusursuz bir şekilde birlikte çalışması gerektiğini görebilirsin. Doğru yapıldığında, katılan herkes için asgari işle sonuçlanan sorunsuz bir işlemdir.
Vurgulamak istediğim bir nokta, perakendecinin, yalnızca iki adımdan sorumlu olduğudur: tedarikçiye sipariş gönderme ve tüketiciye kargo bilgileri.
Bazen, müşteri desteği gibi diğer şeylerden de sorumlu olman gerekir, ancak her şey yolunda giderse, bu iki adım yapman gereken tek şeydir.
Şimdi bölüm 2’ye geçmenin zamanı geldi…
Bölüm 2: Dropshipping’e Nasıl Başlanır ?
Buraya kadar okuduysan, muhtemelen dropshipping’e başlamakta kararlısın. Bu işin potansiyel zorluklarını ve iyi yanlarını gördün.
Dropshipping rehberinin bu bölümünde dropshipping’e nasıl başlanır sorusunu cevaplayacağım.
Dropshipping’e başlamak için neye ihtiyacın olduğunu anlatacağım.
Dropshipping tamamen İnternet üzerinden yürüdüğünden çok fazla para ve zaman harcaman gerekmiyor, ancak iyi planlama yapman ve ileriyi düşünmen gerekiyor.
Başarılı bir dropshipping şirketi kurmak için gerekenler hakkında bazı yanlış anlamalar vardır.
Pek çok kişi sana sadece bir toptancı bulmanı, siteyi hazırlamanı ve satmaya başlamanı söyleyecektir.
Bu, dropshipping’e nasıl başlanır sorusuna bir cevap olarak yeterli değil. Bu yaklaşımı benimseyen kişiler çoğu zaman zarar ederler. Basitçe söylemek gerekirse, dropshipping’e başlamanın doğru ve yanlış yolları vardır.
Hızlı para kazanmaya çalışıyorsan, zarar edersin.
Bu yüzden farklı bir bakış açısını, dropshipping yapanların belirli bir niş içinde müşterilerin ihtiyaçlarını karşılaması gerektiği fikrini savunuyorum.
Başlamak için yeni konseptleri öğrenmen ve zihniyetini geliştirmen için gerekiyor.
Doğal olarak belirli araçlara ve kaynaklara ihtiyacın var.
İşini nasıl kurmak istediğini ve hangi hedeflere ulaşmak istediğini belirlemek için düşünmen gerekiyor.
Bunu akılda tutarak, başarılı bir dropshipping için olmazsa olmazların üzerinden gidelim.
Bunları bölümlere ayıracağım, ama şu anda büyük resme bakalım.
Değer
Tedarikçi aramaya başlamadan önce (ve hatta bir niş seçmeden önce), değere odaklanman gerekir. Bu, rehberin Dropshipping’e nasıl başlanır bölümü boyunca düzenli olarak bahsedeceğim çünkü çok önemli bir ilke.
Açıkçası, birçok dropshipping yapan girişimci, işletme değerini umursamıyor.
Dropshipping biraz kötü bir üne kavuşmuştur, çünkü birçok dropshipping şirketi sadece rakiplerden daha ucuza ürünler sunarak satış yapmaya çalışıyor.
Tüm bunlar insanları bunun aldatıcı bir uygulama olduğuna inanmaya itmiştir, ancak bu gerçek değil. Dropshipping gerçek bir işten farklı değildir.
Dropshipping’e nasıl başlanır sorusunu soruyorsan, söyleyelim; herhangi bir işe nasıl bir ciddiyetle ve disiplinle yaklaşıyorsan, dropshipping’e aynı şekilde yaklaşmak gerekiyor.
Ne yazık ki, birçok dropshipper bunu göz ardı ediyor ve sağlam bir temel oluşturmak için zaman ayırmıyorlar. Değer hakkında düşünmek başarılı bir dropshipping işine başlamak için yardımcı olacaktır.
Rakiplerinden öne çıkmana yardımcı olacak ve daha da önemlisi, dropshipping veya başka herhangi bir işin en önemli yönüne odaklanacaksın.
Değere odaklanmanın en iyi yolu, başlangıçtan itibaren dropshipping işini bunun üzerine kurmaktır.
Yaptığın her şey, bir şekilde hedef kitlene değer katmalı.
Değer senin bir numaralı önceliğin ise, tüketicilerin dikkatini çekme olasılığın çok daha fazla olacak ve işin sadece hızlı bir para kazanmak isteyen diğer dropshipping’cilerden çok daha uzun sürecek.
Dropshipping’e nasıl başlanır sorusundan önce kendine sorman gereken bazı önemli sorular var.
Kendine sorman gereken bazı önemli sorular:
- Kime yardım etmeye çalışıyorsun?
- Ne tür insanlara ulaşmak istiyorsun ve ne istiyorlar?
- Hangi nişe değer katarsın?
- Nişin de ki müşteriler ne tür ürünler istiyor?
- Müşterilerini nasıl ilk sıraya koyabilirsin?
Kısacası, değer sağlamanın en iyi yolu potansiyel müşterileri dinlemek, ne istediklerini bulmak ve daha sonra onlara bunları vermektir.
İşin, müşterilere mümkün olan en iyi deneyimi sunmaktır. Değer ile önceliğe sahip olmak, dropshipping için somut avantajlara sahiptir.
Bu tutuma sahip olmak sana bu konularda yardımcı olacaktır:
- Müşterileri edinmek ve elde tutmak
- Sadık bir müşteri tabanı büyütmek
- Rakiplerin arasından sıyrılmak
- İşini farklı ve güvenilir yapmak
Bu rehberin dropshipping’e nasıl başlanır bölümü boyunca, değer katma konusunda tutarlı bir tema göreceksin. Devam ederken bu hedefin görüşünü kaybetmemen önemlidir.
Bir iş kurma acelesine kapılmak kolaydır, ancak her zaman önce değeri korumayı unutmamalısın.
Doğru Niş
Neden bu kadar çok dropshipping şirketinin başarısız olduğunu merak ettin mi? Bazen dropshipping yapan herkes hemen batıyor gibi görünebilir ve bu ilk başta cesaretini kırabilir. Ancak tonlarca dropshipping yapan girişimcinin yaptığı genel hatalar var.
Bu hatalardan biri yanlış dropshipping nişini seçmektir. Bu doğru, dropshipping yapanların başarısız olmasının en yaygın nedenlerinden biri yanlış niş seçmeleridir.
Bunun neden olduğunu anlamak için, bazı genel dropshipping nişlerini düşünelim:
- Telefon aksesuarları
- Giyim
- Güzellik / kozmetik ürünleri
- Kitabın
- Eğlence (örneğin, filmler, müzik vb.)
Muhtemelen bu tür eşyalardan en az birini sunan binlerce farklı dropshipping sitesi gördün. Sorun ne? Bu nişlerin hepsi son derece yüksek bir rekabete sahip.
Telefon kılıfları satan satıcıları düşün; telefon kılıfını İnternet’ten satın almak istiyorsan, binlerce hatta milyonlarca işletme arasından seçim yapabilirsin. Amazon, GittiGidiyor.com ve hepsiburada.com gibi yerlerde, alınacak çok fazla telefon kılıfı var.
Telefon kılıfları satmak istiyorsan, yıllardır bunu yapan mağazalar ile rekabet etmek zorunda kalacaksın.
Deli gibi reklam vererek ve insanların seni bulmasını umarak, senden satın almalarını beklemen gerekecek.
Daha da önemlisi, bunun gibi bir nişe gerçek değer katmak zordur.
Düşündüğünde, genellikle rakiplerinin sattığı ürünleri seçiyorsun.
Bu, değer katmak için tamamen farklı bir yaklaşım izlemen gerektiği anlamına gelir. Seçtiğin niş değeri için büyük bir belirleyici faktördür, daha az popüler olan bir niş seçersen, o aşamaya girip ihtiyacı doldurman için iyi bir olasılık var.
Ama çok kalabalık bir niş seçersen, kendini rakiplerinden ayırman neredeyse imkansız olacak. Elbette, doğru nişin seçilmesi bir işletme için önemli bir karardır, ancak birçok dropshipping şirketi bunu tamamen göz ardı etmiş gibi görünüyor.
Dropshipping yapan girişimciler, sadece çok satan bir trend seçip satış yapabileceklerini varsayıyor. Bir niş seçerken, dikkate alınması gereken çok şey var.
Bu yüzden, Bölüm 3’de dropshipping niş pazar seçimine yardımcı olacak bir yazı yazdım.
Doğru Ürün
Bir nişi seçtikten sonra, bir sonraki adıma geçmenin ve mağazanın sunacağı ürün çeşitlerini düşünmenin zamanı geldi. Bu, popüler görünen dropshipping ürünlerini seçmek kadar basit değil, ürünlerin hakkında seçici olman gerekir.
Başarılı bir dropshipping işi kurmak için ürünlerini dikkatlice seçmeli ve seçimlerini hedef kitlenin ne istediği ve ihtiyaç duyduğu şeylere dayandırmalısın.
Yine, değer hakkında düşünmelisin, en çok satan ürünlere bakmak başlangıç yapmak için iyi bir yer olsa da ürün seçimi bundan ibaret değildir.
Sunduğun ürünlerin müşteri tabanının için önemli bir değere sahip olduğundan emin olmalısın. Birçok popüler dropshipping ürünü yalnızca bir süre popülerdir, kalıcı değeri olan ürünleri seçersen zamana dayanabilecek ürünleri sunabilirsin.
Aynı zamanda, ürün trendlerini analiz edebilir ve bunları kendi yararına kullanabilirsin. Bazı ürünler son birkaç ay içinde artmışsa, muhtemelen çok iyi satıyorlar.
Bu kılavuzun ilerleyen kısımlarında, trendleri nasıl analiz edeceğini ve hangi ürünlerin senin için iyi olacağını bulmanın yollarını göstereceğim. Ürünleri göndermeye başladığında, sunduğun ürünleri hedef kitlenin ihtiyaçlarına göre değiştirmeye karar verebilirsin.
Yine de, güçlü bir başlangıç yapmayı ve senin için iyi olacak bir ürün grubu oluşturmayı hedefliyoruz. Son olarak, ürün seçiminin sürekli devam eden bir süreç olduğunu unutmamalısın. Seçtiğin niş için trendlerden haberdar olman ve ürünlerini buna göre ayarlaman gerekir.
Bu yüzden ürün araştırması için özel stratejiler paylaşıyorum. Amacın, satış, genel performans ve mağazayı optimize etmek için bu stratejileri düzenli olarak kullanmaktır.
Doğru Tedarikçi
Tahmin edebileceğin gibi, tedarikçileri ve toptancıları bulmak mutlak bir zorunluluktur. Ürünlerini doğrudan tedarikçilerden alacağın için , açık bir şekilde iyi bir sicile ve sağlam bir iletişim içinde olan şirketlerle çalışmak istemelisin.
Sürecin bu bölümüne ciddi zaman ayırman ve dikkate alman gerekecek. Gördüğün ilk toptancıyı seçmek ve bir Google aramasında bulabileceğin en popüler tedarikçilere göz atmak iyi bir başlangıç değildir.
Seçenekleri ölçmen, fiyatları karşılaştırman ve ihtiyacın olan dropshipping ürünlerine erişimin olduğundan emin olman gerekir. Toptancılar ile iletişim kurarken ve onlarla anlaşmalar yaparken takip etmen gereken belirli protokoller de vardır.
Bir bölüm tamamen tedarikçileri bulmana yardımcı olmaya adanmıştır, endişelenmene gerek yok. İşletmen için doğru tedarikçileri seçmekle ilgili bilmen gereken her şeyi ele alacağım.
İş Planı
İhtiyacın olan son bir şey var: bir iş planı. İş planı ile işin için bir vizyon ve bu vizyonun gerçekleşmesi için atılabilir adımlar anlamına gelir. Yapacağın her küçük şeyi planlamana gerek yok, ancak yeni işine nasıl yaklaşacağın konusunda bir fikrin olmalı.
Büyük resmi ve ardından küçük detayları anlamak gerekiyor.
Asla çok ayrıntılı olmaktan asla zarar gelmez.
Dikkate alınması gereken bazı alanlar:
- Satış
- Nişin için belli bir açıyla hareket etmek
- Dijital pazarlama stratejileri
- E-ticaret sitesini optimize etmek
Bu, zor sorular sormak için iyi bir zamandır, böylece kendini onlar için hazırlayabilirsin. Örneğin, 6 ay yada 1 yıl sonra hiçbir yere varamazsan ne olacak?
Bu tür şeyler hakkında düşünmek hoş gelmeyebilir, ancak bunu yapmak seni mutlak bir başarısızlıktan kurtarabilir.
Kendine sormak isteyebileceğin başka bir soru da, “İdeal olarak, işimin gelecek X yıllarında nereye gitmesini istiyorum?”
Ne istediğini tam olarak biliyorsan, gerçekleşmesi yönünde adımlar atabilirsin.
Ne kadar spesifik olursan o kadar iyi.
Bir iş planı hazırlamana veya işin ideal yörüngesini izleyen bir akış şeması hazırlamana yardımcı olabilir.
Başlarken…
Aslında şimdiye kadar, verdiğim cevaplarda somut olarak hiçbir şey yapamadık.
Hoş olmadığını biliyorum, ama her başarılı iş böyle başlar. Zihin yapısı, işin kendisine başlamandan daha önemlidir.
Ama şimdi, öğrendiğin ve geliştirdiğin bilgi ve stratejileri kullanmaya başlayacaksın.
Şimdiye dek öğrendiğimiz şeyler:
- İlgilendiğin nişler
- Satmak istediğin ürün çeşitleri
- Mağazanın geleceği için planın
Dropshipping’e nasıl başlanır sorusunu cevapladığıma göre artık işini ciddi bir şekilde kurmaya başlayabilirsin.
Artık bunları anladığına göre, mağazan için bir niş seçmeye bakalım.
Bu bölüm de bitti şimdi 3. bölüme geçiyoruz.
Bölüm 3: Dropshipping Niş Pazar Seçimi
Dropshipping ile İnternet’ten satış yapmak için kararını verdin, artık ilk yapman gereken niş pazar seçimidir. Dropshipping işinde başarılı olmanı sağlamanın en iyi yolu, hangi niş pazarın senin için en uygun olduğunu dikkatlice düşünmektir.
Bir niş üzerine iş kurmak göründüğünden biraz daha karmaşık olabilir.
Temel formül, kârlı olan ve yüksek rekabet düzeyine sahip olmayan bir niş pazar seçmen gerektiğidir.
Doğru araştırma bunu yapmana yardımcı olacaktır, ancak biraz zaman alacaktır.
Dropshipping için aklında bir niş pazar varsa, bu nişi perakendeci perspektifinden analiz etmen ve gerçekte o niş için ne kadar başarılı olacağını düşünmen gerekir.
Öte yandan, aklında bir niş pazar fikri yoksa sorun değil, çünkü en iyi niş pazar araştırmasından seçenekleri daraltmaya kadar her adımı ele alacağım.
Dropshipping için niş pazar bulmanın ve bir kaç saat içinde mağazayı kurmanın iyi olduğunu biliyorum.
Aslında, çok sayıda dropshipping’cinin yaptığı budur, hangi niş ürünlerin satıldığını görür ve hemen satmaya başlarlar.
Ancak, bu iyi bir yöntem değildir, bir süre başarı elde edebilirsin ama bu çok üzün sürmeyecektir.
İyi bir niş seçmeyen hemen hemen her girişimciye bu olur, çünkü bunun gibi bir iş modeli sürdürebilir değildir. Benim amacım sürdürülebilir bir dropshipping işi kurmana yardımcı olmak.
Eğer dropshipping’i sürekli bir gelir akışına dönüştürmek istiyorsan, niş pazar için iyi düşünmen gerekir.
Niş pazar seçimi, dropshipping için alacağın en önemli kararlarından biridir.
Niş Pazar Seçimi İçin Kendine Sorman Gereken Sorular:
- Hangi ürünleri sunuyorsun?
- Ne kadar satıyorsun?
- Hangi tedarikçilerle çalışıyorsun?
- Hangi dijital pazarlama stratejilerini kullanıyorsun?
Bunlar hafife almayacak kadar önemli sorulardır. Dropshipping yapanlar sık sık seçtikleri niş pazarın yanlış olduğunu fark eder ve en başa geri dönmeleri gerekir. Bu, büyük zaman, para ve diğer önemli kaynakların kaybına sebep olabilir.
Bir niş pazar seçerken ne kadar çok düşünürsen işinin alt yapısı o kadar güçlü olacaktır. Başladıktan birkaç ay sonra kendinden şüphe etmeyeceksin. Ve bu bölümün konusu bu: Dropshipping için en iyi niş pazarı bulmana yardımcı olmaktır.
Dropshipping için başarının sırrının doğru soruyu sormaktan geçtiğini bilmelisin. Daha fazla uzatmadan, bir niş pazar seçerken kendine sorman gereken en önemli sorulara bakalım.
Niş Pazar Değerlendirmesi
Bir niş seçmek kafa karıştırıcı olabilir çünkü dropshipping için milyonlarca niş pazar var ve hangilerinin uygun olduğunu bilmek çok zor. En büyük sorun, niş pazarların birçoğu doğrudan rekabet etmek için uygun değiller.
Önemli bir soru: Acemi biri olarak dropshipping için kârlı bir niş nasıl seçilir?
Bunu düşündüğünde her niş pazar doymuş gibi görünebilir, ancak bu doğru değil. Hâlâ ihtiyaç duyulan ürünleri satabileceğin niş pazarlar var. Bazı nişlerde yoğun rekabet varken, bazı nişler e-ticaret sitende satış yapmak için uygundur.
Ancak, en uygun niş fikirlerini nereden aramaya başlayacağını bilmek zor olabilir.
Nereye bakmak gerektiğini, nasıl arama yapmak gerektiğini ve iyi niş bulmak için hangi kriterleri göz önünde bulundurman gerektiğini bilmek, yeni başlayanlar için biraz zordur.
Zor olmasının bir nedeni var: niş değerlendirmesi gerçekten kendine has bir uzmanlık alanıdır. Aylarını en iyi nişi seçmek için harcayabilirsin, ama bu dropshipping işi için tam olarak uygun değil.
Neyse ki, kısa süre içinde iyi bir niş seçmek için kullanabileceğin taktikler var ve bunları bu yazıda öğreneceksin. 🙂
Temel olarak, aşağıdakilere dayanarak bir nişin uygun olup olmadığını belirlemelisin:
- Rekabet seviyesi
- Talep yoğunluğu
- Uzun vadeli popülerlik
En iyi dropshipping nişi, düşük ve orta rekabet, yüksek talep sahip olanlardır. Aynı zamanda her zaman ürün popüler kalmalı. Elbette böyle bir niş yok, bu yüzden bu kriterleri nasıl dengeleyeceğini bulmak zorundasın.
Senin için doğru niş başka bir girişimci için doğru olmayabilir, bu nedenle senin için hangi unsurların önemli olduğu konusunda eleştirel düşünmen gerekir. İşte bir niş ürün ve pazar aramaya başlamak için kullanabileceğin iki adımlı basit bir işlem.
Niş ürünler diğerlerinden daha iyi olduğu fikri etrafında döner. Bu nişleri bulduktan sonra, daha da daraltmana yardımcı olacak başka sorular sorabilirsin.
Adım 1: Trend ya da düşük rekabet e-ticaret sektörleri için arama yap.
Trend ‘dropshipping niş pazar’ veya ‘düşük rekabet niş pazar’ için basit bir Google araması yaparak başlayabilirsin. İngilizce biliyorsan, ingilizce araştırma yapman sana daha çok seçenek sunabilir.
Aramanı çok daraltman gerekecek, ancak bu temel bir başlangıç.
Şimdilik sadece küçük adımlar atıyoruz ve çeşitli dropshipping niş fikirleri hakkında büyük bir resme odaklanıyoruz.
Trend nişleri ararken, şu anda popüler olan veya önümüzdeki aylarda popüler olacağı tahmin edilen niş ürünlerin listesini bulacaksın.
Bunların çok fazla potansiyeli var, ancak rekabetçi olabilirler.
Düşük rekabetçi nişlerde tanım gereği fazla rakip yoktur, ancak bu aynı zamanda düşük kazanç anlamına gelir.
Çok düşük rekabet seviyesine sahip nişler genellikle daha küçük kitlelere hitap eder ve bu da işin için daha küçük bir müşteri tabanına dönüşecektir.
Ek olarak, bazı nişler dropshipping için uygun olmayacaktır, bu nedenle ürün tabanlı nişlere baktığından emin olmalısın.
Nişlere baktığında, birkaç önemli kriteri karşıladıklarından emin olmak zorundasın.
Bunu daha sonra yapabilirdin, ancak sonuçları erken filtrelemenin en iyi yol olduğunu düşünüyorum.
İşte sorman gereken bazı sorular:
Niş Pazarının Ürün Çeşitliliği Var Mı?
Öncelikle düşündüğün nişin, kendisiyle ilişkili çok miktarda ürünü olduğundan emin olunması önemlidir. Bazı nişlerin ürün çeşitliliği yoktur, örneğin kripto para gibi dijital ürünle alakalı nişler düşük fiziksel ürün çeşitliliği nedeniyle dropshipping için uygun değildir.
Daha fazla araştırma yaptığında, belli nişlerin daha fazla ürün çeşitliliği olduğunu göreceksin. Örneğin, kıyafetler dropshipping için iyidir çünkü daha fazla ürün çeşitliliği sunar. Her şeyi satmak istemeyebilirsin, ancak çok çeşitli nişe sahip olmasın.
Bu yüzden birçok ürünü olan bir niş, dropshipping için mükemmeldir.
Sana büyüme ve genişleme için bir imkan verir. Bu zor olabilir çünkü çok miktarda ürün çeşitliliği ile birlikte genellikle yüksek düzeyde rekabet vardır.
Ancak, en popüler nişlerin haricinde, rekabetçi olmayan ancak çok çeşitli ürüne sahip bazı nişler bulabilirsin. Ürünlerin hem senin hem de müşterilerin için kolayca erişilebilir olduğundan emin olmalısın.
Örneğin, özel üretim yada el yapımı ürünler genellikle dropship için daha zordur ve sana iyi kâr marjları vermezler. Genel bir kural olarak, niş içindeki geniş bir gruba hitap eden bir ürün, dropship için iyi bir üründür.
Bu Niş Pazar Ne Kadar Popüler?
İdeal olarak, çok popüler olmayan bir nişin peşinde olmasın. Bir dropshipping işini sürdürebilmek için yeterli ilgi ve ürün talebine sahip bir niş seçmek gerekir.
Niş araştırması yaparken, bir nişin popüler olduğunu bilirsen, bu nişe girmenin zor olacağı konusunda hazırlıklı olursun.
Yeni bir dropshipping’ci olarak, rekabet zorluğuyla karşı karşıya kalacaksın. Ve daha büyük nişler daha çekici görünse de daha düşük bir rekabete sahip niş çok daha kolaydır.
Bu bölümdeki niş değerlendirme adımları, çok düşük talep veya yüksek rekabete sahip olmayan iyi bir niş bulmana yardımcı olacaktır. Diğer bölümlerde, ürünleri araştırırken seçtiğin nişin ne kadar popüler olduğu konusunda daha ayrıntılı bir fikir edinebilirsin.
Bu Niş Sadece Bir Trend mi?
Her yıl, birkaç ay içinde, bazen haftalar boyunca gelen ve giden pek çok trend vardır. İşletmeler, bu trendlerden yararlanmak için yeni pazarlara açılır, ancak trendler öldüğünde, işletmeler de ölür. Aynı zamanda, yeni bir trend bir sonraki büyük niş haline gelebilir.
Son zamanlarda, dronlar, stres çarkı ve sanal gerçeklik donanımları gibi niş ürünler, aylar içerisinde oldukça popüler hale geldi ve bu nişlerdeki dropshippingciler bundan büyük bir pay aldı.
Bununla birlikte, her zaman yeni nişe girme riskli olabilir, bu nedenle bir süredir etrafta olan bir nişi seçmek genellikle daha güvenlidir. Nispeten yeni olan bir niş bulursan, onu takip etmek iyi bir fikir olmayabilir, ancak bunu durum bazında değerlendirmek zorundasın.
Genel bir kural olarak, oturmuş ve topluluklara hitap eden nişleri tercih etmelisin.
Bu Niş Pazar Hakkında Tutkulu Muyum?
Bunun garip bir soru gibi göründüğünü biliyorum çünkü genellikle tutku iyi bir şeydir. Ancak bu durumda, çok fazla tutku aslında dropshipping kariyerine zarar verebilir.
Diyelim ki ömürün boyunca lav lambalarına karşı bir ilgin oldu.
Bu iyi bir tutku, ama satışa dönüşmeyebilir.
Lav lambalarına bir dropshipping kariyeri kuramazsın çünkü çok iyi bir niş değil.
Dünyadaki bütün lav lambalarına karşı ilgin olabilir, ancak onları mucizevi bir şekilde sürdürülebilir bir işe dönüştüremezsin.
Ayrıca, tutku bir işletme için gelen sert gerçeklere karşı sık sık körleştirir.
Belki de belirli niş ürünler iyi satılmamaktadır, ancak yine de satmak istersin çünkü beğenirsin ve iyi olacağına inanırsın.
Çok fazla tutkuya sahip olmak iyi gibi görünse de, genellikle seçtiğin niş ürünlerde tarafsızlığa sahip olmak idealdir.
Bu, dropshipping için en sevdiğin nişi seçemeyeceğin anlamına gelmez. Nişini objektif olarak değerlendirebilirsen ve iyi bir seçim gibi görünüyorsa, o zaman sorun yok.
Dışarıdan görüş almak bu karara çok yardımcı olur.
Bir niş hakkında fikirlerinden geri adım atmak ve girişimci bir mercekle bakmak gerekir.
Gerçekleri ve rakamları temel alarak iş kararları vermek zorunda kalacaksın ve bunu duygusal veya kişisel olarak yatırıma girmeden kolayca yapabilmelisin.
Bu Nişe Değer Katabilir miyim?
Bu, sadece birkaç dropshipper’ın sorduğu başka bir soru. Çoğu insan bir iş kurarken, değer katmak hakkında bilgi sahibi değildir. Temel olarak mevcut bir mağazanın birebir kopyası olan bir mağaza açıyorsan, yeni veya farklı bir şey yapmazsın.
Kendini rakiplerinden ayırt etmek için çok az imkanın var.
Ancak en büyük problem, bu şekilde dropshipping yapmaya başlayan bazı girişimcilerin değer sağlamak istemedikleridir. Bunlar, dropshipping işlemini hızlıca zengin olma aracı olarak gören kişilerdir.
Müşteriler bunu görebiliyorlar ve aynı zamanda genel olarak bir müşteri tabanına sahip olmaları zayıf bir ihtimal. Bir işletmenin ciddi olarak değer sağlamaya mı çalıştığını mı yoksa sadece hızlı bir para kazanmaya mı çalıştığını söylemek kolaydır.
İnsanların kendilerine değer veren işletmeleri destekleme olasılığı daha yüksektir.
Müşterilerini ilk sıraya koyarak ve değeri vurgulayarak, işletmenin büyümesi için en iyi koşulları yaratıyor olacaksın. Değere odaklanmıyorsan satış yapmakta zorlanacaksın.
Bu yüzden burada kendine dürüst olmalısın. Gerçekten düşündüğün niş pazara değer katabilir misin? Aralarından seçim yapabilecekleri bir sürü perakendeci varken, müşteriler neden senden satın alsınlar?
Bunu değerlendirmenin en iyi yollarından biri, zaten nişte olan perakendecilere bakmaktır ve ikinci adımın konusu budur.
İlginç bir açıdan bakamayacağını veya farklı bir şey yapamayacağını düşünüyorsan, nişi yeniden düşünün. Senin için işe yaramayacak bir niş seçmek yerine, baştan farklı bir niş seçmelisin.
Adım 2: Mevcut satıcıları araştır.
Daha sonra, niş içinde kurulmuş olan perakendecileri araştırmaya biraz zaman ayırmalısın. Şimdilik, basit Google aramaları yeterli olacaktır. Kimin ne sattığını görmek için çeşitli kombinasyonlar ve ürün anahtar kelimeleri kullanmalı ve büyük satıcıların kim olduğuna dikkat etmelisin.
Bundan en iyi şekilde yararlanmak için, bu adımda gerçekten analitik bir yaklaşım göstermelisin.
Bulduğun perakendecilerin listesini tutmanı ve onların adı, web sitesi ve sosyal medya hesapları gibi ayrıntıları kaydetmeni öneririm.
Sadece en popüler mağazalara değil, büyük ve küçük işletmelere bakmalısın.
Popüler hale gelen ve farklı bir şeyler yapan daha küçük perakendeciler olabilir ve bu mağazaları analiz etmek, nişindeki büyük isimleri analiz etmek kadar önemlidir.
Gördüklerin hakkında kapsamlı notlar almalısın.
Genellikle önemli olan küçük ve ayrıntıları incelemek bazı perakendecilerin stratejilerinin neden bu kadar başarılı olduğunu anlamana yardımcı olabilir.
Ne yaptıklarını anladığında, onu parçalara ayırabilir ve bilgiyi kendin için kullanabilirsin.
5-10 perakendecinin bir listesini yaptıktan sonra, her bir mağazanın çevrimiçi varlığına da bakmak için bu fırsatı kullanmalısın.
Bu noktada kapsamlı bir araştırma yapman gerekmez.
Stratejileri hakkında kaba bir fikir edinmek için her bir satıcının sitesine ve sosyal medya hesaplarına bir göz atabilirsin.
Ne tür içerik yayınladıklarını, müşterileri nasıl etkilediklerini ve ürünlerinden nasıl bahsettiklerine bir göz gezdir. Çok fazla perakendeci bulamazsan, bu iyi veya kötü bir işaret olabilir.
Düşük rekabet mükemmel, ancak yine de niş ürünlerini satmak için büyük bir kitleye ihtiyacın var. Bu, herhangi bir perakendeciyi zar zor bulursan, nişe adanmış sayfalara ve çevrimiçi topluluklara bakman gerektiği anlamına gelir.
Çok sayıda aktivite iyidir, fakat düşük aktivite bu nişin muhtemelen kötü bir seçim olduğu anlamına gelir. Bu niş fiziksel ürünlere büyük bir ihtiyaç olmadığı anlamına da gelebilir.
Bu adımın seçtiğin nişi belirlemesi gerekmez, ancak sana neyle uğraştığınla ilgili bir fikir vermelidir.
Nişin ne kadar popüler olduğu ve müşterilerine ne kadar değer verebileceğin konusunda sana ipucu verecektir. Yine, bu adımda çok fazla zaman harcamaktan korkmamalısın.
İşin bittiğinde, zaten bu nişlerde bulunan perakendecilerin detayları ile birlikte, dropshipping için pratik bir niş listesine sahip olacaksın.
Yoğun Rekabetin mi Yoksa Hiç Rekabetin Olmadığı Bir Nişi Seçmek Gerekiyor?
Mükemmel niş , düşük rekabete sahip ancak geniş bir kitleye sahip olandır.
Gerçek dünyada, bu nadiren olur. Tipik bir niş, makul sayıda perakendeci ve çok büyük ya da çok küçük olmayan bir kitleyle orta derecede doygundur.
Peki ya çok doymuş veya hiç doymamış bir niş seçme arasında sıkışmışsan? Bu zor bir karar.
Muhtemelen bu iki farklı seçenek arasında seçim yapmak zorunda kalmayacağına dikkat etmek önemlidir. Çoğu zaman, çok doymamış nişler bulacaksın.
Eğer bunlar senin için tek seçenek ise silbaştan diğer dropshipping niş fikirlerini dikkate almalısın. Çok fazla rekabete sahip bir niş içinde kârlı olmak zor, ama çok fazla ilgi çekmeyen bir niş içinde kârlı olmak da zor.
Dediğim gibi, bu çok sık olmaz ama düşünmek önemlidir çünkü zihniyetini kalibre eder.
Doğru nişi seçme konusunda kaybedeceğin kadar kâr elde etmeye odaklanma.
Devasa bir dropshipping nişine girmek iyi bir fikir gibi görünüyor, ancak gerçekte binlerce rakibin olduğunda, niş ürünleri satmakta büyük zorluk çekebilirsin.
Niş Pazar Sürdürülebilir Mi?
Bu, dropshipping yapmayı düşündüğün herhangi bir niş hakkında sorman gereken başka bir önemli soru.
İster ek gelir ister tam zamanlı olarak bu işi yapıyor ol, bir nişin senin için ne kadar sürdürülebilir olacağını düşünmen gerekir.
Nişin sadece birkaç ay içinde patlayacak birşey olmadığını belirlemiş olsan bile, geleceği düşünmen gerekir.
Uzun vadeli düşünmek başarı ve başarısızlık arasındaki fark anlamına gelebilir.
Çok sayıda niş ürünü dropshipping için ideal görünüyor, ancak bu nişlerin bir yıl sonra nerede olacağını düşündüğünde, bu kadar umut verici olmayabileceklerinin farkına varmaya başlıyorsun.
Telefon örneklerine geri dönelim.
Telefon kılıfı nişi aşırı derecede doymuşken, her zaman telefon kılıflarına ihtiyaç duyulacaktır.
İnsanlar telefonlarından vazgeçmiyor ve telefonları olan insanların sayısı azalmıyor.
En önemlisi, insanlar her zaman telefonlarını kişiselleştirmek ve dekore etmek isteyeceklerdir.
Böylece, bu sürdürülebilir bir niş.
Şimdi çok özel bir açıda başka bir niş ürün daha alalım: Amerika Birleşik Devletlerinde olan güneş tutulması ile ilgili ürünler.
Tamamen güneş tutulması olduğunda, insanlar bu fenomenle ilgili her türlü teçhizatı satın alıyor. Bunun için bir dropshipping işi kurmak akıllıca olurdu gibi görünüyor.
Ancak bunun birlikte, ABD’de toplam güneş tutulmaları çok sık gerçekleşmez.
Bu nedenle, bu ürünleri satan bir mağaza yalnızca güneş tutulma yılları boyunca iş yapabilir. Çoğu yıl, sıfır satış yapacağına göre, bu niş ürünler uzun vadeli bir dropshipping işi için kötü bir seçimdir.
Yani uzun vadede dropshipping yapmak istiyorsan, trend sonunda sona eren niş ürünlerden kaçınmalısın. Sürdürülebilirlik hakkında düşünürken, nişin ömrünün ne olduğunu kendine sormalısın.
Bu nişin bundan bir yıl sonra popüler olduğunu görüyor musun? Peki ya beş yıl? Uzmanlar ne düşünüyor? Bu, kırılması zor bir somun olabilir ve bazen risk söz konusu olabilir, çünkü verilen herhangi bir nişin geleceğini tahmin etmek imkansızdır.
Bundan sonra, tüm paranı bir ay veya bir yıldan fazla sürecek bir hapishaneye koymadığından emin olmalısın.
Seçilen Nişi Değerlendirme
Şimdi, hangi nişin seçileceğini ve seçme stratejilerinin hepsini biliyorsun, ancak belki de hepsinin nasıl bir araya geldiği konusunda biraz kafan karıştı. Öyleyse tüm bunları bir örneğe bakarak uygulamaya koyalım.
Diyelim ki ilk dropshipping mağazanı kurmaya çalıştığını ve yeni işletmeler için olgunlaşmış bazı nişler için İnternet’te arama yaptığını varsayalım.
4 nişten oluşan bir listen var:
- Seyahat ürünleri
- Özel Tişörtler
- Kodlama
- Stres çarkları
Bu listeyi yalnızca bir son seçimle sınırlamak için yukarıdaki 2 adımda listelenen soruları sorabilirsin. İşte üzerinde düşünmen gereken sorular:
Soru 1: Bu ürün bazlı bir niş midir?
İlk adım, fiziksel ürünlere büyük bir ihtiyaç duymayan nişleri filtrelemektir. Ancak bunu bir kez yaptıktan sonra bile, kalan nişlerde fiziksel ürünlerin ne kadar iyi performans gösterdiğini ölçmek gerekir. Hemen, kodlama için ‘hayır’ cevap verebilirsin.
Kodlamanın kendisiyle ilişkili birkaç fiziksel ürünü var, ancak çoğunlukla dijital tabanlı bir niş. Böylece listenden kaldırabilirsin. Diğer üç niş, hepsiyle ilişkili özel fiziksel ürünlere sahiptir, bu nedenle bu soru için bir ‘evet’ alırlar.
Şimdi bu sorunun 2. bölümü. Tam olarak her nişin ürünler için ne kadar büyük bir ihtiyacı var? Her üçünün de oldukça büyük ihtiyaçları olduğunu iddia edebilirsin, dolayısıyla şimdilik hepsini düşünmeye devam edebilirsin.
Soru 2: Niş ne kadar popüler?
Sonra, her nişin popülaritesini inceleme zamanı geldi. Buradaki cevapların listendeki nişleri ortadan kaldırmayacaktır. Bunun yerine, bu adım sana uğraştığın şey hakkında bir fikir vermek içindir.
Bu sorunun, sorunu niş ürünlerin zaman zaman popülaritesinde dalgalanma göstermesidir, bu nedenle hızlı ve zor cevaplar yoktur. Bu, kendin için cevaplaman gereken bir soru.
Her niş üzerinde araştırma yapmak, mevcut ve gelecekteki popülerliğini doğru bir şekilde analiz etmenin en iyi yoludur. Mesela, özel tişörtlerin ve stres çarklarının çok popüler olduğunu ve seyahat ürünlerinin orta derecede popüler olduğunu söyleyebilirim.
Yine, bu terimler özneldir ve bunları sadece bu örnek için kullanıyorum. Gerçek uygulamada, karşılaştırmak için daha spesifik verilere sahip olmak gerekiyor.
Bu, seyahatle ilgili niş ürünleri satma şansının en yüksek olduğu anlamına gelir, ancak diğer ikisini de tamamen ortadan kaldırmaz. Basitçe, bu nişlerin (özel tişörtler ve stres çarkları) girilemeyecek kadar büyük olabileceğinin bir işaretidir.
Hiçbir şey imkansız değildir; bazı nişler dropshipping için diğerlerine göre daha kolaydır.
Soru 3: Bu niş gelip geçici bir hevesin sonucu mu oluştu?
Bu kolay bir soru. Stres çarkları için hızlı bir şekilde ‘evet’ cevabını alabilirsin. Bu niş ürünler kesinlikle geleceğe taşınmayacak bir hevesin parçası. Öte yandan, özel tişörtler ve seyahat ürünleri gelip geçici bir heves değildir, bu yüzden kalabilirler.
Soru 4: Bu nişe değer katabilir miyim?
Bu soru genellikle bir nişi yok edip etmeme konusunda karar verir. Hayallerini uzaklaştırmalı ve kendine karşı dürüst olmalısın. Ciddiye almayı düşündüğün herhangi bir yeri seç ve yeni bir İnternet mağazası ile tonlarca değer ekleyip ekleyemeyeceğini kendini sormalısın.
Diğer tüccarların doldurmadığı bir ihtiyacı doldurabilecek misin? Potansiyel müşterilere yeni veya farklı bir şey önerebilecek misin? Rakiplerinin satmadığı niş ürünler sunacak mısın?
Bu cevaplanması zor bir soru, ancak bu örnekte, kalan iki niş (özel tişörtler ve seyahat ürünleri) pazarda doygunluk açısından oldukça farklı. Hiç şüphesiz seyahat ürünleri mağazalarından çok daha fazla özel T-shirt mağazası var.
Ayrıca çok doygun olduğu zaman bir nişe değer katmak zordur ve bunun özel Tişörtlerde böyle olduğunu görebilirsin. Hayal edebileceğin her türden özel tişörtü alabilirsin, böylece eşsiz bir şey sunamazsın.
Ancak, mükemmel tasarım seçenekleriyle rakiplerinin yapamayacağı bir şeyi çok iyi bir şekilde sunman mümkündür. Bu sorunun cevaplanması biraz zaman alabilir ancak çok şanslısın ki bu ücretsiz dropshipping eğitiminin içinde bu konu da var. 🙂
Ayrıca daha doygun nişlere değer katma kabiliyetin hakkında eleştirel ve dürüstçe düşünmen gerekir. Genel olarak, bu örnekte, seyahat ürünleri en iyi seçenek olacaktır.
Soru 5: Bu niş pazar sürdürülebilir mi?
Fakat bekle, henüz bitmedi. Bir adım kaldı: nişin sürdürülebilir olduğundan emin olmalısın. Geriye sadece bir niş kaldı: seyahat ürünleri.
Seyahatle ilgili niş ürünler kesinlikle insanların her zaman ihtiyaç duyacağı bir şeydir ve insanlar yakın zamanda hiçbir zaman seyahat etmeyi bırakmayacaklardır, böylece nişin sürdürülebilir olduğunu güvenle söyleyebilirsin.
Son Düşünceler.
Bu bölümü bitirmeden önce, niş seçim süreci hakkında birkaç söz söylemek istiyorum. Umarım bu örnek süreç, bu stratejileri kendin nasıl uygulayacağını görmene yardımcı olmuştur.
Bir niş seçmek her zaman bu kadar kolay olmayacak, bu yüzden biraz araştırma yapmaya hazır olmalısın. Bazı niş ürünlerin sürdürülemez veya çok popüler olup olmadığını söylemek zor olabilir.
İnan bana, bu adımda bir dünya uğraşsan bile, gelecekte karşılığını alacağını söyleyebilirim. Bu işlemi kullanırken, dikkatli olmalısın. Listeni daha önce bir nişe göre daraltmış olsan bile, bu soruların geri kalanını sorman gerekir.
İyi bir dropshipping nişi her zaman bu testi geçecektir. Tabii ki, seçtiğin nişlerin hiçbiri senin için işe yaramaz olabilir. Yutulması zor bir hap olabilir, çünkü tekrar baştan başlamak zorunda kalabilirsin, ancak yanlış niş seçimi yapmaktan çok daha iyidir.
Son olarak, bu adımı tekrar gözden geçirmen gerekebileceğini unutma. Bir sonraki bölümde, kendi başına başka bir karmaşık sorun olan niş ürünlerin nasıl seçileceği tartışacağız.
İdeal nişin çok kalabalık bir ürün manzarasına sahip olduğunu veya uzun süredir karlı olmadığını görebilirsin. Bu tür durumlarda niş seçim sürecini tekrar tekrar geçirmek isteyebilirsin.
Bu zor bir iş gibi görünebilir, ancak iyi bir ürün yelpazesine sahip, kârlı, sürdürülebilir bir niş bulana kadar uğraşmak zorundasın. Tebrikler. Yolculuğun en zor adımlarından birini tamamladın. 🙂
Artık bir dropshipping nişin var. Şimdi ne olacak? Şimdi, satacağın ürünleri seçmen gerekiyor. Bunu yapmadan önce, nişine gerçekten aşina olmak için biraz zaman ayırmanı öneriyorum.
Dropshipping nişleri hakkında bir çok şeyi zaten biliyorsan bu makale bildiklerini pekiştirmek ve bilmediklerini tamamlamak için harika olacaktır!
Eğer bilmiyorsan, niş seçimi 7-14 gün arasında sürebilir. Nişindeki perakendecilere, sattıkları ürünlere, insanların yaptığı yorumlara ve insanların ürünleri kullanma şekillerine bir göz at. Nişine mümkün olduğunca çok perspektiften bakmaya çalış.
Tüm bunları tamamladıktan sonra, senin için en iyi nişi seçebilirsin. Burada da her şeyi anladığını umuyorum, hadi 4. bölüme geçelim.
Bölüm 4: Dropshipping Ürün Seçimi
Bu bölümde, dropshipping’e başlarken seçtiğin niş pazar’da nasıl ürün bulacağını anlatacağım. Doğru dropshipping ürünlerini seçmek, işini planlamak için çok önemli ve zor bir adımdır. Hangi nişi seçeceğini bilsen bile, hangi ürünleri sunman gerektiğine dair hiçbir fikrin olmayabilir.
Çeşitli toptancıların sağladığı milyonlarca ürün yardımcı olmaz. Dahası, sadece e-ticaret siteni gereksiz yere işgal edecek ürünlerden kaçınırken, insanları sitene çekecek yüksek talep gören dropshipping ürünleri sunmak istemelisin.
Sonuçta, hedef kitlen hangi ürünleri satman gerektiğine karar verecektir. Yeni müşteri tabanın ne aradığını göz önünde bulundurman ve gereksinimlerini karşılayan ürünler sunman gerekir.
Bu amaçla, bu bölümde hedef kitlenin ne aldığını ve hangi ürünlerin talebinin arttığını bulmak için farklı araçlar kullanacaksın. Bu bölümde, İnternet’ten ürün satmanın temellerini ve nişin için en iyi dropshipping ürünlerini nasıl bulacağını öğreneceksin.
Potansiyel ürünleri araştırma ve trend verilerini analiz etme yeteneği sana iyi hizmet edecektir ve bu becerileri SEO gibi diğer alanlara bile uygulayabilirsin.
Temelleri gözden geçirerek başlayalım.
[box type=”info” align=”aligncenter” class=”” width=””]Arama motoru optimizasyonu hakkında detaylı bilgiler için SEO ilgili yazılarıma göz atabilirsin[/kutu]
İnternet’ten Ürün Satmanın Temelleri
Dropshipping ürünleri için geçerli bazı temel gerçekler vardır ve başarılı olmak istiyorsan bunların farkında olmalısın. Özellikle, ürünlerle para kazanmanın belirli yolları vardır ve bu stratejilerden en az birini (tercihen daha fazlasını) kullanman gerekir:
-
Dağıtım veya fiyatlandırma için lisans alma
Kendi ürünlerini üretmediğinden yapacağın en iyi şey, ürün dağıtımına veya fiyatlandırmasına özel erişim elde etmektir.
Bir ürün sunan tek bir perakendeciysen (veya bu ürün için özel bir düşük fiyat), satış yapmak kolay olacaktır, çünkü o ürün veya fiyat noktasında bir tekelin olacaktır. Bunu başarmak her zaman kolay değildir, ancak başarabilirsen çok kazançlı olabilir.
-
Rakiplerinden daha düşük fiyatlarla satış yapmak
Bu, çoğu dropshipping’cinin yaklaşımıdır: en düşük fiyatlarla ürünleri dropshipping yaparak rekabetin azalması. Ancak bu, sonunda başarısız olacak bir iş modelidir. Bir noktada, zarar vermeden bu kadar düşük fiyatlardan satış yapamazsın.
Sadece diğer perakendecilerle, özellikle Amazon gibi devlerle rekabet etmek zorunda olduğunu düşünün. Pratik değil ve bunu yapmayı önermiyorum.
-
Değer katma
Bunu zaten vurguladım, ama tekrar ediyorum. Çoğu dropshippingci, değer katmayı bile düşünmüyor, bu da bunu kullanmak için en iyi stratejilerden biri yapıyor. Alıcıların kılavuzları, profesyonel kalitede ürün resimleri veya nasıl yapılır videoları ile değer ekleyebilirsin.
Ne yaparsan yap, müşterilerinin istediği dropshipping ürünlerinin yanı sıra bir miktar değer sunman da önemlidir. Dropshipping ürünleri söz konusu olduğunda, katma değer, başarılı olmanın en kesin yoludur. Aynı zamanda birçok bakımdan en kolay stratejidir.
Mağazana nasıl değer katacağını bilsen bile, yine de fiyatlandırma, dijital pazarlama, ürün bulunabilirliği, ürün talebi ve rekabet gibi şeyleri düşünmelisin. Bu alanların her biri karmaşıktır ve devam etmeden önce iyice ele alınması gerekiyor.
Fiyatlandırma
Bu büyük bir olay. Açıkçası fiyatlandırma, ürünlerini İnternet ortamında satmak istiyorsan dikkatlice göz önünde bulundurman gereken bir şeydir, ancak birçok girişimci hak ettiği özeni göstermez.
Dropshipping ürünleri söz konusu olduğunda, ürünlerini nasıl fiyatlandıracağını düşünmen gerekir.
Bunun nedeni, bazen ürünlerini nasıl fiyatlandırabileceğin konusunda bazı sınırlamalar olabilir. Birçok üretici minimum satış fiyatı (MAP) belirler.
Bir ürünün bir MAP’ı varsa, satıcı olarak, ürünü bu fiyattan veya bu fiyatın üstünden fiyatlandırman gerekir. Bu harika bir şey çünkü perakendecilerin ürünleri çok düşük fiyatlara düşürmeyi ve fiyat rekabetine başlamayı önlüyor.
Aynı zamanda bu sadece satış yapmak için fiyatını düşürmen gerekmediği anlamına gelir. Ön tarafda, MAP’ler yapabileceğin kâr miktarını sınırlar, ancak bu MAP’lerin getirdiği faydalar için küçük bir anlaşmadır.
Bazı üreticiler, ürünleri için MAP ayarlamıyor, bu da satışları biraz daha zorlaştırıyor. Satışlarını kaybettiğini farkedebiliyorsun çünkü diğer bazı mağazalar aynı ürünü daha ucuza satıyor.
Aynı zamanda, fiyatlarını düşürmek marjlarını daha da düşürecektir, bu yüzden kaybedilen bir durumdur. Genel olarak, MAP’li ürünler alt satırın için daha iyidir. Ayrıca, teklif edeceğin ürünler için fiyat aralığını da düşünmek gerekiyor.
En ucuz perakendeci olmak kötü bir strateji olsa da, rekabetçi bir şekilde fiyat elde etmek ve müşterilere erişilebilecek ürünler sunmalısın. Bu, özellikle pahalı olan dropshipping ürünleri söz konusu olduğunda geçerlidir.
Pahalı ürünler sunmaya karar vermek ek sorunlar sunabilir. Eşyaların daha pahalı ise ($ 500 ve üstü), potansiyel alıcılar mağazanın güvenilir olduğundan ve ürünün kendileri için uygun olduğundan emin olmak için sık sık bir satış temsilcisi ile konuşmak isteyecektir.
Bu yüzden müşteri desteği için bütçe ayırman gerekecek, böylece müşterilerin sorularını yanıtlayabilir ve onlara rahatlık verebilirsin. Her şeyi yalnızca bir dizüstü bilgisayarla halleden bir girişimci isen, bu müşteri desteği seviyesi her zaman pratik değildir.
Bu nedenle 100 ila 200 ABD Doları aralığı genellikle dropshipping ürünlerin iyi bir noktası olarak kabul edilir. Müşteri desteği çözümlerine tek bir kuruş harcamak zorunda kalmadan sağlam bir kâr elde edebilir ve müşterilerine cazip fiyatlar sunabilirsin.
Dijital Pazarlama
Dropshipping’e gelince, dijital pazarlama çok önemlidir. Bir dijital pazarlama uzmanı olmasan bile, bu hâlâ biraz zaman geçirmek için iyi bir neden. Bu noktada ayrıntılı dijital pazarlama stratejileri oluşturmak zorunda değilsin, ancak ürünlerini nasıl pazarlayacağın konusunda genel bir fikrin olmalı.
Dijital pazarlama için hangi kanalları kullanabilirsin? Diğer perakendeciler ne yapıyor? Dropshipping ürünlerin birçok kullanım yolu sunuyor mu, yoksa sınırlı mı?
Hangi tür dijital pazarlama stratejilerini kullandıklarını gördükten sonra hangilerinin senin için işe yarayabileceğini analiz ederek rakiplerin stratejilerinden örnek alabilirsin. Diğer perakendecilerden faydalı strateji ve teknikler seçmenin ne kadar kolay olduğuna şaşırabilirsin.
Dropshipping için dijital pazarlama özellikle önemlidir, çünkü insanları mağazana böyle getireceksin. Eğer dropshipping ürünlerini pazarlamaz isen, trafik almazsın.
Shopify, Amazon veya eBay gibi alt yapılar kullanıyor olsan bile, dijital pazarlamanın gücünden yararlanman gerekir. Sadece sosyal medya pazarlamasına odaklanmak cazip gelmekle birlikte, dropshipping şirketleri de diğer pazarlama türlerinden faydalanmaktadır.
Mağazanın etrafında bir e-posta pazarlama stratejisi kurabilir misin? Peki ya reklamlar? SEO ? Ayrıca, trafik oluşturmayı ve müşteri kazanmayı nasıl planlıyorsun? Bu şeyler biraz korkutabilir, ancak artık tüm bunları düşünmek en iyisidir.
Dijital pazarlama konusunda proaktif olmak, mağazan açıldığında piyasaya çıkmana yardımcı olacaktır.
Benzersiz Ve Zor Erişilebilir Ürünler
Erişebilirlik aslında hangi ürünleri sunacağına karar vermede oldukça büyük bir faktördür. Dropshipping ürünleri söz konusu olduğunda, çok kolay hazır olan ürünleri seçmemek önemlidir. Bununla ne demek istiyorum? Şunu düşün, neden çoğu insan İnternet’ten ürün satın alıyor?
Çünkü bu eşyaları başka hiçbir yerde bulamıyorlar. Yalnızca İnternet’ten satılan ürünleri sunuyorsan, en olası satışları elde etmek için mağazanı optimize edersin.
Öte yandan, yaygın olarak satılan ürünleri dropshipping yapıyorsan, insanların mağazandan satın alma konusunda çok az teşviği vardır. Bu özellikle, müşteriler yakındaki bir mağazadan bir şeyler bulabilirlerse geçerlidir. Eylemdeki kıtlık fikri budur ve satışları arttırmak için önemlidir.
Örneğin, bir müşterinin kağıt havlu veya el sabunu gibi ürünlere ihtiyacı varsa, büyük olasılıkla yerel büyük markete giderler. Ancak, yüksek kapasiteli bir SD kart veya özel yapım bir kılıfı, muhtemelen İnternet’ten alacaklardır.
Bu temelde kolaylık için aşağı kaynar; Müşterilerin İnternet’ten sipariş vermesi daha kolaysa, onlar da kullanacaktır. Ürünleri İnternet’ten sattığında, USB şarj cihazları veya çatal bıçak takımı gibi ürünler sunmak her zaman kârlı değildir.
Bunlar çoğu fiziki mağazada kolayca bulanabilen ürünlerdir, bu yüzden onları online olarak değil gerçek hayatta satın almak daha uygundur. Bu, kolayca temin edilebilecek herhangi bir ürünü satamayacağın anlamına gelmez, ancak kesinlikle yalnızca bu ürünlere güvenmemen gerekir.
Arz ve Talep
Bir ürün için yeterli talep bulunmuyorsa, bu bir işaret olabilir. Talep, ekonominin temel bir kuralıdır, ancak dropshipping ürünleri söz konusu olduğunda daha da önemlidir. Temel olarak, dropshipping için talep, diğer İnternet’ten satış yöntemlerinden daha önemlidir.
Bir niş pazarda, daha az talep gören dropshipping ürünleriyle çalışmak için daha fazla alan var. Filmlerdeki karakterlerin aksiyon figürlerini düşün. Bu inanılmaz derecede niş bir pazardır ve geniş bir şemada talep seviyesi düşüktür, ancak fiyatlar bu talebi dengelemektedir.
Eğer dropshipping ile ilgilenmeyen bir hobi veya koleksiyoncu isen, bu bir sorun değildir. Bununla birlikte, sürdürülebilir bir işletme istiyorsan, en iyi dropshipping ürünleri, orta ila yüksek talep arasında olan ürünlerdir.
Satış aksiyon figürleri, iyi ödeme yapabilmesine rağmen faturaları tutarlı bir şekilde ödemeyecektir. Sürekli talep seviyesine sahip eşyalar istemelisin. Daha sonra bu bölümde, çeşitli araçları ve kaynakları kullanarak talebi nasıl ölçeceğini göstereceğim.
Mağazan için ürün bulma zamanı geldiğinde, bu önemli becerileri bilmen gerekir.
Rekabet Analizi
İnternet’ten ürün satmak istiyorsan, tıpkı seninki gibi diğer mağazalardan uzak durman gerekir. Rakiplerini incelemek ve zayıf yönlerinin nerede olduğunu keşfetmek zorundasın. Amaç, yapmadıkları şeyleri yaparak temel olarak onları bir araya getirmektir.
Rekabetini araştırmak, nişinin ürün manzarasının nasıl göründüğünü ve nasıl girebileceğini anlamanın büyük bir parçasıdır.
Ben analiz derken, rakiplerinin ne sattığını, nasıl pazarladıklarını, web sitelerinin nasıl göründüğünü ve çok daha fazlası hakkında derinlemesine bir analizden bahsediyorum. Dijital pazarlama ve ürün araştırması gibi, rakip analizi de sürekli devam eden bir süreçtir.
Rakiplerin stratejilerini değiştirip farklı dropshipping ürünleri sunduğunda, bu eylemlerin trendlerdeki değişiklikleri gösterebileceğinden dolayı bu senin dikkatini çekmeli. Tüm bunlar İnternet’ten ürün satmanın temellerini oluşturur.
Bu bölümde daha da ayrıntılara gireceğim çünkü dropshipping satışını çok hedefli bir şekilde gerçekleştirmen gerektiriyor.
Talep Edilen Ürünleri Bulmak
Daha önce de belirttiğim gibi, talep dropshipping için büyük bir olaydır. Aslında, talep dropshipping’in bu kadar kârlı olmasının büyük bir nedenidir. Düşük talepli ürün satmak bir çıkmazdır, bu nedenle önemli bir talep seviyesine sahip ürünleri bulman gerekir.
Ama bunu nasıl yapabilirsin? Online araçları kullanarak ve niş alanındaki perakendecileri araştırarak talebi değerlendirebilirsin.
Bu yöntemlerin her ikisi de, siten için en iyi dropshipping ürünlerini bulmak için paha biçilmezdir ve bunları öğrendikten sonra her zaman bu teknikleri kullanabilirsin. Öncelikle, ürün bulmak için en iyi online araçlardan bazılarını gözden geçirelim.
Google Anahtar Kelime Planlayıcı
Nişin için en iyi dropshipping ürünlerini bulmak söz konusu olduğunda, anahtar kelime araştırması yapmak iyi bir yöntemdir. Anahtar kelimeler, hangi ürünlerin arandığını ortaya çıkarır.
Bu ürünlerin satılıp satılmadığını her zaman söyleyemese de, genellikle yüksek arama hacmi bir ürünün iyi performans gösterdiği anlamına gelir. Şimdi anahtar kelime araştırması hakkında hiçbir şey bilmiyor olabilirsin ancak sorun yok.
Bir profesyonel gibi araştırma yapmaya başlamak için önceden bilgiye ihtiyacın yok. Burada göstereceğim araç ve teknikler işini görecek. Google Anahtar Kelime Planlayıcı ile başlayacağım.
Anahtar Kelime Planlayıcı’nın dünyadaki en çok kullanılan anahtar kelime araçlarından biri olmasının bir nedeni var. Belki de İnternet’te ki en erişilebilir anahtar kelime kaynağıdır.
Ayrıca, anahtar kelime planlayıcı kullanmak için aktif bir reklam kampanyası olması gerekir ancak ücretsizdir.
Google Anahtar Kelime Planlayıcı Dezavantajları Nedir?
Veriler oldukça genel ve çok kapsamlı değil. Elde ettiğin sonuçları diğer araçlardan elde edilen sonuçlar ile desteklemek gerekiyor (bu yüzden burada birçok araçtan bahsediyorum).
Bununla birlikte, Anahtar Kelime Planlayıcı mükemmel bir başlangıç ve kesinlikle düzenli kullanman gereken bir araç.
Öncelikle https://ads.google.com adresine git ve doğru hesaba giriş yaptığından emin ol. Ardından, etkin bir reklam kampanyasına sahip olduğundan emin ol. Bunu Google Ads gösterge tablosunda görebileceksin.
Sayfanın bu bölümünde bir kampanya (veya birden fazla kampanya) görünmelidir:
Burada listelenen hiçbir kampanya göremiyorsan, ‘+ reklam grupları ‘ düğmesine basarak ve sonraki birkaç sayfayı doldurarak bir tane oluşturmak gerekir. Bir kampanya hazırladıktan sonra, ekranın en üstündeki menüye git.
‘Araçlar’ı ve ardından’ Anahtar Kelime Planlayıcı’yı tıkla.
Bu ekranı görmelisin:
Anahtar Kelimeleri Araştırmanın Basit Yolu
Arama hacmine veya ne kadar belirli terimlerin arandığına hızlıca göz atmak istiyorsan, ‘Arama hacmi verilerini ve trendlerini al’ seçeneğini tıkla.
Ardından, aramak istediğin arama terimlerini gir.
Çok fazla anahtar kelimen varsa, bir CSV, TSV veya metin dosyası yükleyebilirsin; anahtar kelime aracı senin için ağır yükleri kaldıracaktır.
Ayrıca belirli yerleri hedefleyebilir, Google’ın arama ortaklarını dahil etmeyi seçebilir ve bir tarih aralığı belirleyebilirsin.
(‘Negatif anahtar kelimeler’ olarak adlandırılan son seçeneğe gelince, daha sonra bu bölümde inceleyeceğim.)
Ayarları değiştirmeyi tamamladığında, “Arama seviyesini al”ı tıkla.
İşte örnek sonuç:
Alışık değilsen bu karmaşık görünebilir, işte bu sayfayı nasıl okuman gerektiği. Sadece alttaki tabloya odaklanalım.
Aradığın anahtar kelimeler ‘Anahtar kelime (alaka düzeyine göre)’ kategorisinin en sol tarafındadır.
Ort. aylık aramalar, o anahtar kelimenin aylık arama hacmini görüntüler. Sağ tarafta, Rekabet kategorisi, her bir anahtar kelimenin ne kadar rekabetçi olduğu konusunda sana bir fikir verir.
Bu iki kategori, her anahtar kelimenin büyük bir resmini gösterebilmen için birlikte çalışır. Bu örnekte, ‘su şişesi’ aylık olarak 100.000 ila 1.000.000 arasında bir arama hacmine sahipken, hem ‘yalıtımlı su şişesi’ hem de ‘akıllı su şişesi’ 10.000 ila 100.000 aralığındadır.
Şimdi, bunlar, hangi dropshipping ürünlerinin arandığını bulmaya çalışırken sorun yaratabilecek dev aralıklar. Ayda 10.000 arama alan bir ürün ile on kat alan başka bir ürün arasında büyük fark var.
Bu yüzden bu basit yol. Bu sana, belirli dropshipping ürünlerinin ne kadar popüler olduğu konusunda kabaca bir fikir verebilir, ancak en belirgin bilgiyi elde etmek için, Google’ın aracını kullanarak anahtar kelimelere detaylı bakma yöntemini kullanmak gerekiyor.
Detaylı Anahtar Kelimeleri Araştırma Yöntemi
Detaylı yöntem, basit yöntemle aynı şekilde başlar. Google Ads ana sayfana git. Araçlar’a ve ardından Anahtar Kelime Planlayıcı’ya tıkla. Ardından, ‘Tahmin almak için bir anahtar kelime listesi gir veya yükle’ seçeneğini belirle.
Bu sonraki adım neredeyse basit yöntemle aynı: anahtar kelimelerini gir ve istediğin alanları değiştir. Gerekirse burada dilleri de seçebilirsin. İşin bittiğinde, ‘Tahminleri al’ seçeneğini tıkla. Bu yöntem için bir teklif girmen gerekir.
Zaten basit yolu kullandıysan, önerilen tekliflerden birini burada kullanabilirsin.
Sonra, grafiğin hemen üstünde bulunan Anahtar Kelime sekmesini tıkla.
Aşağı doğru kaydırdığında, şuna benzeyen bir grafik göreceksin:
Burada arama terimleri hakkında daha ayrıntılı bilgi göreceksin. Terimlerin kaç tıklama aldığını, tıklama oranlarını (TO), ortalama tıklama başına maliyetini (TBM) ve daha fazlasını görebilirsin.
Bu, araştırmakta olduğun anahtar kelimeler hakkında sana daha ayrıntılı bilgi veren paha biçilmez bir bilgidir. Ayrıca teklif miktarı, tarih aralığı ve konumlar dahil olmak üzere tüm parametreleri ayarlayabilirsin.
Bunun çok gibi göründüğünü biliyorum, ancak tüm prosedür düşündüğünden çok daha kolay. Zamanla, birkaç dakika içinde tonlarca anahtar kelime aramasını bulabilirsin.
Bu, SEO için aylarca çalışmak zorunda kalmadan ayrıntılı anahtar kelime sonuçları elde etmek için harika bir yöntemdir.
Uzun Kuyruk Anahtar Kelime Araştırması
Anahtar Kelime Planlayıcı’nın başka bir kullanışlı kullanımı, uzun kuyruk anahtar kelimeler üretmektir. Uzun kuyruklu anahtar kelimeler, genellikle bir sitenin arama hacminin çoğunu oluşturan anahtar kelimelerdeki özgün varyasyonlardır.
Örneğin, ‘su şişesi’ odak kelimen ise, bazı uzun kuyruklar ‘kamp için en iyi su şişesi’ ve ‘yeniden kullanılabilir su şişeleri’ olabilir. Hedef anahtar kelime ile yakından ilişkili (ve genellikle de dahil). Çoğu insan arama yapmak için uzun kuyrukları kullanacaktır.
Uzun kuyrukları bulmak, mağazan için hit olabilecek diğer olası dropshipping ürünlerini bulmana yardımcı olur. İşte bunu Anahtar Kelime Planlayıcı kullanarak nasıl yapabileceğin.
AdWords’te, Araçlar> Anahtar Kelime Planlayıcı’ya git. ‘Bir kelime öbeği, web sitesi veya kategori kullanarak yeni anahtar kelimeler ara’ seçeneğini seç.
Sonraki sayfada, ‘Ürününüz veya hizmetiniz’ yazan kutuya bir odak anahtar sözcüğü girin.
Formların geri kalanını da doldur.
Sağ alt köşedeki “Aramanı özelleştirin” bölümüne özellikle dikkat etmeni öneririm.
Her şeyi doldurmayı tamamladığında, ‘Fikir al’ düğmesini tıkla.
Bir sonraki sayfada biraz aşağı kaydırdığında, şuna benzeyen bir grafik göreceksin:
Bunların tümü, girdiğin odak anahtar kelimesine göre Google’ın bulduğu anahtar kelimelerdir. Ortalama aylık arama hacmini, rekabet düzeyini ve önerilen teklifi görebilirsin.
Daha da iyisi, bu anahtar kelimeleri alıp yukarıda belirtilen detaylı yöntem ile çalıştırabilirsin. Bu, çeşitli ürünlerin ne kadar popüler olduğunu analiz etmeni sağlar.
Son bir ipucu: Anahtar Kelime Planlayıcı’yı kullanmak için sahte bir kampanya oluşturduysan, tekrar girip kaldırdığından emin ol. Sonuçta, Google Anahtar Kelime Planlayıcı, doğru şekilde kullanırsan potansiyel dropshipping ürünlerini bulmak için oldukça zorlu bir araçtır.
Hangi ürünlerin başarılı olduğunu, hangilerinin popülerliğini azalttığını anlamaya başlamak için kullanabileceğin bazı temel figürlerle seni destekler.
Google Trends
Google Trends, ürünleri seçmek için çok yardımcı olabilecek başka bir ücretsiz Google aracıdır. Özellikle, Anahtar Kelime Planlayıcı ile bulduğun ürün fikirlerini almak ve bunları daha ayrıntılı bir şekilde analiz etmek için kullanışlıdır.
https://trends.google.com adresine git ve arama kutusuna bir arama terimi gir. Aradığında, bir açılır menüde birkaç seçenek göreceksin. ‘Arama terimi’ seçerek başlayabilirsin.
Bir sonraki sayfa, arama terimine göre sana sonuçlar verecektir. Burada alınacak çok şey var, o yüzden en kullanışlı unsurları gözden geçirelim.
İlk önce, Zaman içinde gösterilen ilgi adlı bir grafik göreceksin.
Bu, belirtebileceğin bir süre zarfında arama hacminin kullanışlı bir görüntüsüdür. Konumu, tarih aralığını, kategoriyi ve arama türünü de değiştirebilirsin. Bu grafik, ürünlerinin mevsimsel olup olmadığını anlamana yardımcı olabilir.
Pek çok ürün, yılın belli bir döneminde popülerliğini arttırmakta ve düşündüğün ürünlerden bunu önceden bilmek isteyeceksin.
Bu grafikteki yükselişe bakalım:
Bu, çoğu insanın Eylül ve Ekim aylarında elma ezmesi aldığı anlamına gelir. Yılın geri kalanında, elma ezmesi alımları sabit bir oranda kalıyor. Bu kesinlikle mevsimlik bir üründür. Bu sayfada, Bölgeye göre İlgi alanını görebilirsin.
Bu, siparişlerinin büyük kısmını nereden alabileceğini anlamak için faydalıdır ve bu, uluslararası nakliyeyi ne sıklıkta kullanman gerektiğine dair bir ipucu bile verebilir. Sayfanın alt kısmında, İlgili konular ve ilgili sorgular adı verilen iki bölüm göreceksin.
Burada dropshipping ürünleri için daha da fazla fikir edinebilirsin. Bu bölümler temel olarak sana bakabileceğin uzun kuyruklu konular ve arama terimleri sunar. (Ayrıca SEO ve dijital pazarlama için de faydalıdırlar.)
Son olarak, Karşılaştırma özelliğini baştan aşağı gözden kaçırmamalısın. Bu, iki veya daha fazla arama terimini karşılaştırmana olanak sağlar. Detaylı analiz için son derece uygun.
Genel olarak, Trendler sana farklı bir bakış açısı sunar. Karşılaştırma özellikleri dikkat çekici olsa da, bu ücretsiz araçla ilgili sevilecek çok şey var.
SEMrush
SEO için daha fazla veri istityorsan, SEMrush‘a bir bakmanı öneririm. Neredeyse her profesyonel SEO’cunun bir noktada veya başka bir alanda kullandığı, çok daha kapsamlı bir anahtar kelime aracıdır.
Sana anahtar kelimeler hakkında inanılmaz derecede özel bilgiler verebilir, böylece Anahtar Kelime Planlayıcı’dan anahtar kelimeleri alıp tüm ayrıntıları görmek için SEMrush’a girebilirsin.
Uyarı: Günde sadece 10 arama yapabilirsin. Ayrıca her kategori için sadece 10 sonuç alabilirsin. Detaylı bir analiz yapmak istiyorsan bu sınırlayıcı olabilir.
SEMrush’ı gücü ve kullanışlılığı için hâlâ öneriyorum. Ücretli bir plan, yazılımdan en iyi şekilde yararlanmana yardımcı olacaktır, ancak gerçekçi olarak, ücretsiz plan yeni başlayanlar için yeterli derecede çalışacaktır. Cebinde fazladan paran yoksa, başlamak için ücretsiz plan iyidir.
SEMrush.com’a git ve sayfanın ortasında ana arama çubuğuna bir anahtar kelime gir, ardından ‘Şimdi başlat’ tıkla.
Şuna benzeyen bir analiz sayfası göreceksin:
Burada dört önemli başlık görebilirsin: Organik Arama, Ücretli Arama, TBM Dağıtımı ve Trend.
Organik Arama, organik olarak gerçekleşen aramalar için arama hacmini (yani, o anahtar kelimenin aylık aramalarını) gösterir. Bu, şirketin bu aramaları yapmak için para harcamaması anlamına geliyor.
Bu kategori anahtardır, çünkü anahtar kelimeyi herhangi bir reklamın veya kampanyanın etkisi olmadan doğal olarak kaç kişinin kullandığını yansıtır.
Ücretli Arama, anahtar kelime için sana ortalama TBM (tıklama başı maliyet) sağlayacağı için de önemlidir. Bu tutar, birisinin reklamını tıklaması için ortalama olarak ne kadar ödeme yapacağını gösterir.
Bu kesin bir rakam değil, ama ne kadar harcama yapmak istediğine dair bir fikir verecektir. TBM Dağıtımının ne olduğunu merak ediyor musun? TBM dağıtımı, farklı PPC platformlarında belirli bir anahtar kelime için teklif vermenin ne kadar pahalı olduğunu gösterir.
Bir çubuğa tıklamak sana daha fazla veri verecektir. Son olarak, Trend bölümü bu anahtar kelime için rekabet düzeyini temsil eder. 1 puan, en yüksek rekabet seviyesidir, 0 ise neredeyse hiç rekabet olmadığı anlamına gelir.
Trend bölümünün yalnızca ücretli aramayı analiz ettiğini, ancak SEMrush’in organik aramayı da yansıtabileceğini söylediğini unutma.
Bu sayfada aşağı doğru kaydırdığında, Öbek Eşlemeli Anahtar Kelimeler ve İlgili Anahtar Kelimeler etiketli iki bölümden oluşan başka bir bölüm göreceksin.
Sıralı Eşlemeli Anahtar Kelimeler, hedef anahtar kelimeni bunlarda içerir.
Gördüğün gibi, ilk girdiğim örnek hedef anahtar kelime ‘seyahat suyu şişeleri’ ve İfade Eşleme Anahtar Kelimeleri ‘en iyi seyahat suyu şişesi’ ve ‘seyahat için filtre suyu şişesi’ içeriyor.
İlgili Anahtar Kelimeler bölümü, sana hedef anahtar kelimene benzeyen ancak mutlaka dahil etmeyeceğin anahtar kelimeleri gösterir.
Bunlardan bazıları, ‘seyahat için en iyi su şişeleri’ gibi yakın olabilir.
Bu bölümlerin her ikisi de uzun kuyruk anahtar kelime fikirleri oluşturmak için mükemmeldir, hacmi ve TBM’yi de görebilirsin. Güzel bir bonus olarak, SERP başlığının altındaki küçük mavi simgelere tıklarsan, o anahtar kelime için bir Google araması açarsın.
Bu sana arama sayfasının belirli bir anahtar kelime için nasıl göründüğünün güzel bir görüntüsünü verir. Biraz daha kaydırırsan, Organik Arama Sonuçları başlıklı başka bir gerçekten yararlı bölüm göreceksin.
Bu gerçekten kullanışlıdır, çünkü sana bu anahtar kelime için en iyi 100 organik sonucu gösterir. Daha önce de söylediğim gibi organik trafik, bir ürüne olan müşterinin ilgisini yansıttığı için bakmak için çok önemlidir.
Bu bölüm, Google arama sayfalarında gördüğün tüm ödemeli reklam yerleşimlerini filtreleyecek, böylece yalnızca en iyi organik sonuçları göreceksin. SEMrush analitik sayfasının, özellikle bir dropshipping bağlamında özellikle yararlı olan bir bölümü daha var.
Organik Arama Sonuçları bölümünün sağına bakarsan, reklamlarla ilgili bir sürü veri görürsün:
Organik Arama Sonuçları yalnızca ücretli olmayan aramalara odaklanırken, bu bölüm ücretli aramalara bakar.
Reklam metinleri, en çok aranan bazı arama reklamları için sana birkaç reklam metni örneği gösterecektir. Burada doğrudan Google sayfasından alınan dört reklamı görebilir ve hangi reklam metnini kullandıklarını kolayca görebilirsin.
Bu, rekabette bilgi sahibi olmak için iyi ve tümüyle rekabet analizi için uygun olmasa da, sana hızlı bir genel bakış sağlayan kullanışlı bir referans noktasıdır. Ayrıca, kendi ürünlerin için bir reklam metni için bazı fikirler verebilir.
Hemen altında, birkaç ürün için resimli reklamlar gösteren Ürün reklam metinleri kategorisini görebilirsin. Bu bölüm basit gözüküyor ve bundan çok şey alabileceğin görülmüyor olabilir, ancak ilerde bunun ne kadar değerli olabileceğini göstereceğim.
İlk önce ürünün başlığını görebilirsin. İlk bakışta, bu sade görünüyor, ama daha detaylı baktığında rakiplerinin SEO analizi için başka bir resim keşfedeceksin.
Bunun nedeni, her ürün başlığının SEO için optimize edilmiş olması ve genellikle bu alanda iyi performans gösteren anahtar kelimeler içermesi. Bu durumda, bu ürünlerin her ikisinin de ‘daraltılabilir’ kelimesini içerdiğine dikkat etmelisin.
Bu, ‘katlanabilir seyahat suyu şişesi’ ve diğer çeşitlerin iyi çalıştığını göstermektedir. Su şişeleri satıyorsan, mağazanda katlanabilir şişeler sunmayı ve bu anahtar kelimeleri kullanarak bakmak isteyebilirsin.
Böylece sadece bir anahtar kelime fikri değil, aynı zamanda bir ürün fikri elde edersin. İkincisi, bu reklam snippet’leri fiyatı ve bunları satan siteyi gösterir. Bu, başka bir küçük rekabet analizi şeklidir. Bazı rakiplerinin kim olduğunu ve ürünlerini nasıl fiyatlandırdıklarını görebilirsin.
Yine, bu bilgiler sana sadece kaba bir rehber sağlayacaktır, ancak SEMrush kullanırken her zaman dikkat etmen gereken uygun bir görüntüdür. Bu sayfadaki son bölüm Reklam Geçmişi kategorisidir.
Bu, web sitelerinin anahtar kelimeler için ne kadar etkin teklif verdiğini gösterir.
Bir çubuğa tıklarsan, hangi sitelerin teklif verdiği ve ne kadar teklif verdikleri hakkında daha fazla bilgi görürsün. Google Trends’ten edindiğin bilgileri tamamlamak için Reklam Geçmişi grafiğini kullanmanı öneririm.
SEMrush, Google Trends’ten farklı veritabanları kullanır ve çok çeşitli farklı kaynaklardan veri almak her zaman yararlıdır.
SEMrush sonuçları sayfasını sindirmeyi öğrenmek ilk başta biraz korkutucu olabilir, bu yüzden yardıma ihtiyacın olursa, bu sayfayı SEMrush Bilgi Tabanından almanı öneririm. Buna ek olarak, hiçbir zaman birkaç Bilgi Bankası makalesi vardır.
Rakip Siteler
Rakiplerini analiz etmeden önce, ürün trendleri hakkında daha fazla bilgi almak için rakip sitelerini kullanabilirsin. Muhtemelen şimdiye kadar tahmin etmişsindir, ancak bu tekniğe en iyi sonuçları veren hedefe yönelik bir yaklaşım vardır.
Potansiyel dropshipping ürünleri listeni kullanışlı hale getirmelisin. Birkaç (7-10) adet perakendecinin sitesini ziyaret edip en iyi ürünlerine bakabilirsin.
Genellikle, mağaza sayfasında, ürünleri en çok satan ürünlerin ilk gösterileceği şekilde sıralamana olanak tanıyan bir açılır kutu olacaktır.
Bu, ürün sayfasını, en çok satan ürünlerin ilk listeleneceği şekilde yeniden düzenleyecektir.
Başka bir deyişle, mutlak en çok satan ilk sonuç olacaktır. Bu şekilde sıralamanın sana tüm zamanların en çok satan ürünlerini göstereceğini unutma.
Sana geçen ay veya yılda en çok satan ürünleri göstermeyecek. Ürünleri aramanın en yararlı yolu değil, ama yine de faydalı. Ayrıca bazı mağazaların ürünleri vurguladığını veya ‘en çok satan’ olarak işaretlendiğini görebilirsin.
Bunlar aynı zamanda bir listeye dikkat edilmesi ve kaydedilmesi gereken ürünlerdir. Bu, genellikle ürünlerin şu anda trendde olduğu ve zaman içinde değişebilecekleri anlamına gelir.
Bunu hatırlamak güzel, çünkü en çok satanlar kategorisinde yer alan belirli bir ürünü fark edersen, ürünün sürekli iyi satıldığı anlamına gelebilir.
Bu verileri mümkün olduğunca fazla mağazadan topla ve kolay erişim için hepsini bir elektronik tabloda düzenle.
Her çevrimiçi araçtan elde ettiğin tüm anahtar kelimeler ve veriler için ayrı e-tablolar (veya en azından ayrı kategoriler) kullanmanı öneririm. Bu şekilde, her bir araçtan verileri sürekli olarak derleyebilir ve kolay başvuru için ayrı tutabilirsin.
Bu, bu bölümün anahtar kelime araştırma bölümünü tamamlayacak. Şimdi sana rakiplerini nasıl analiz edeceğini göstereceğim böylece neye karşı olduğunuzu bileceksin.
SEO’ya aşina değilsen, bazı temel kavramları ve terimleri öğrenmek için biraz zaman harcaman gerekir, ancak herkesin öğrenmesi kolaydır.
Rakipleri Analiz Etmek
Bazı dropshipping ürünlerini seçtikten sonra, rakiplerini kapsamalısın. Bu iki yönlü bir amaca hizmet eder:
- 1) En iyi rakiplerini belirlemeni sağlar, bu da onlar yerine nasıl satış yapabileceğini düşünmeye başlayabileceğin anlamına gelir.
- 2) Sana hangi ürünlerin en çok satan olduğunu pratik bir şekilde gösterir.
Çok fazla anahtar kelime almak harika, ancak rekabeti arttırmak gerekli. Nişinde yeni olduğundan, rakiplerinden çok şey öğreneceksin ve ayrıca dijital pazarlama ve SEO gibi alanlardaki tekniklerinden bazılarını analiz edip uygulayabilirsin.
Neyse ki, Google’dan daha azını kullanarak rekabetçi bir analizi kolayca yapabilirsin. Bunun nedeni, Google’ın sıralamasının, farklı perakendecilerin popülerliğinin ne kadar fazla olduğunun göstergesidir.
Bir site ne kadar yükselirse, SERP’de o kadar güçlüdür, bu yüzden yüksek SERP pozisyonlarına sahip perakendeciler genellikle nişlerinde liderdir.
Google bu şekilde ayarlandığından, yalnızca bir ürün adını arayarak ve hangi perakendecilerin geldiğini görerek rekabetinden yüzey görünümü alabilirsin. Bu sana kesin istatistikler vermez, bu nedenle gerçek verileri elde etmek için bazı ek araçlar kullanman gerekir.
Moz Açık Site Gezgini
Moz, SEO’daki en büyük isimlerden biridir ve Site Gezgini aracı mevcut en iyi ücretsiz SEO araçlarından biridir. Bu, bir web sitesi hakkında sana tonlarca bilgi veren bir bağlantı analiz aracıdır.
Web sitesinin ne kadar popüler olduğunu, ne kadar trafik aldığını ve ne kadar geri bağlantı olduğunu görebilirsin. (Bu geri bağlantıların nereden geldiğiyle ilgili ayrıntılı bilgi bile alabilirsin) Rakiplerinin ne kadar etkili olduğunu anlamak benzersizdir.
Site Gezgini sunduğu her şeyden tam olarak yararlanmak için, önce birkaç terim ve kavramı anlaman gerekir. Bunu iyi bir şekilde anlamak için eğitimli bir SEO uzmanı olmak zorunda değilsin, bu yüzden fazla tecrüben yoksa endişelenme.
Ana kavramlar: Etki Alanı Otoritesi, Sayfa Otoritesi ve bağlantı yapısıdır. Tüm bunların ne olduğunu göstermenin en iyi yolu onları çalışırken görmek.
İlk önce https://moz.com/link-explorer adresine git ve sayfanın ortasındaki arama çubuğuna bir URL gir ve ‘Ara’ düğmesini tıkla. Şuna benzeyen bir sonuç sayfası göreceksin:
Başlamak için, sadece Authority başlıklı kategorisine bir bakalım.
Burada üç önemli ölçüm var: Alanı adı otoritesi, Sayfa otoritesi ve Spam Puanı. Domain Authority (DA), Moz’un bir site alan adının arama motorlarında ne kadar iyi olduğunu gösterecek şekilde geliştirdiği bir ölçüdür. 100 mümkün olan en iyi DA puanıdır.
Temel olarak, bir sitenin DA puanı ne kadar yüksekse, bir sitenin iyi sıralama olasılığı o kadar yüksektir. Sitende 90’lık bir DA varsa, genellikle 1. sayfada yer almayı bekleyebilirsin. Öte yandan, sitende 25’lık bir DA varsa, muhtemelen çok iyi bir şekilde sıralanmaz.
DA bir sitenin genel etkisini göz önüne almak için en iyisidir. Yüksek DA, sitenin ana sayfasına ve diğer sayfalarının çoğuna yüksek miktarda trafik alması anlamına gelir.
Bu nedenle yüksek DA puanına sahip siteler genellikle en iyi rakiplerin olacaktır. DA’nın bir sitenin nasıl sıralanacağı konusundaki son kelime olmadığını unutmamalısın, bu sadece bir kriter. Ayrıca SERP’lerin 1. sayfasında sıralanmak için yüksek bir DA’ya ihtiyacın yoktur.
Belirli sayfalar, ait oldukları DA sıralamasından daha iyi sıralanabilir; bu da beni bir sonraki metriğe getirir… Sayfa Otoritesi (PA), münferit sayfaların sıralama gücünü analiz etmesi dışında, Alan Otoritesi ile neredeyse aynıdır.
Bu, sitendeki (veya rakiplerinin sitelerinde) belirli sayfaların ne kadar iyi sıralanacağını tahmin etmeni sağlar. PA, belirli bir ürün sayfasının etkisini anlamak için kullanışlıdır. Belirli bir URL’ye girdiğinde, o sayfanın ne kadar güçlü olduğunu görmek için PA puanına bakmak istersin.
En çok satan ürün sayfalarının PA puanlarını kontrol etmek ve bunları sitenin genel DA’sı ile karşılaştırmak iyidir. Her ikisi de yüksekse, bu sitenin çok fazla trafik aldığı ve muhtemelen çok şey sattığı anlamına gelir.
PA yüksek, ancak DA düşükse, site fazla trafik almaz ancak bazı öğeleri diğerlerinden daha fazla satıyordur. Son olarak, Spam Puanı bir sitenin yasal olduğundan emin olmak için kontrol eder. Moz, bir sitenin ne zaman spam amaçlı kurulduğunu ve bu sinyalin geldiği yeri söyleyebilir.
Şimdiye kadar her şeyi özetlemek için: Yüksek DA ve PA puanları iyidir, düşük spam ise idealdir. Birlikte, bu üç ölçüm sana bir sitenin ne kadar iyi sıralanacağına dair bir fikir verecektir. Şimdi Sayfa Bağlantı Metrikleri adlı bölüme geçelim.
Sayfa Bağlantı Metrikleri
Keşfedilen bölüm Site veya sayfa son 60 gün içinde olmuştur ne kadar popüler gösterebilir. Burada yüksek bir rakam görürsen, sitenin son birkaç ay içinde çok fazla backlink kazandığı anlamına gelir.
Yerleşik Linkler bölümü daha değerlidir, sana kaç tane kök alanı ve toplam bağlantı olduğunu gösterir.
Kök etki alanlarının sayısı, siteye kaç tane benzersiz etki alanı bağladığını gösterirken, toplam bağlantılarda yalnızca kök etki alanlarını değil tüm bağlantıları da bulabilirsin.
Bu nedenle, fakewebsite.com sitene iki kez bağlanırsa, bir kök etki alanı ve iki toplam bağlantı olarak sayılır (çünkü birden çok kez bağlantı yapan aynı etki alanıdır).
Çok sayıda kök etki alanına sahip bir site genellikle birkaç terim için çok iyi bir şekilde sıralanır. Bu genellikle ikisinin daha önemli ölçüsüdür. Neden?
Çünkü Google, çok sayıda farklı kök alanı olan siteleri tercih ediyor ve daha az kök alanı bağlantısı olan sitelere göre daha üst sıralara yerleştiriyor.
Bununla birlikte, toplam bağlantı sayısı, bir sitenin ne kadar etkili olduğunu ölçmeye de yardımcı olabilir, çünkü yüksek sayıda toplam bağlantı, sitenin aynı sitelerden birden fazla bağlantı aldığı anlamına gelir.
Bu sayı aynı zamanda sitenin toplam erişimini ve etkisini de yansıtmaktadır. En altta, belirli gelen bağlantıları (yani, belirli bir siteye veya sayfaya işaret eden bağlantılar) görebilirsin.
Ayrıca yararlı olabilecek belirli bağlantı türlerini görmek istemen durumunda sonuçları filtreleyebilirsin.
Rakiplerinle kimin bağlantı kurduğunu öğrenmek isteyebileceğin birkaç neden var.
İlk olarak, hangi sitelerden geri bağlantı alabileceğini gösterir. Belki dropshipping ürünleri içeren veya perakendecilerle bağlantı kurmak için ortaklık programları kullanan bazı siteler bulacaksın.
Daha sonra, kendi SEO stratejini oluştururken bu bilgilerin olması güzel. İkinci olarak, her backlink’in güvenilirliğini ve kalitesini kişisel olarak kontrol edebilirsin. Örneğin, bir site tonlarca bağlantı alabilir ancak hepsi spam sitelerden gelebilir.
Öte yandan, popüler siteler birbirine bağlanıyorsa, araştırmakta olduğun rakibe dikkat etmek gerekir. Bu sayfada bir not daha var: Bağlantı Metriklerini Karşılaştır seçeneği.
Bu, sol taraftaki menüde bulunur:
Bu özellik birden fazla siteyi karşılaştırmana ve ölçümlerinin nasıl toplandığını görmene olanak tanır. Rekabet analizi için bu bir altın madenidir.
Siteni doğrudan rakiplerine karşı değerlendirebilir veya birden çok rakibi birbiriyle karşılaştırabilirsin. Basitçe ‘URL Ekle’yi tıklayıp, adresi girip; listelenen tüm önemli ölçümleri içeren düzenli bir tablo elde edebilirsin.
Bu özelliği gözden kaçırmamalısın. Bu, rakipleri karşılaştırmak ve sitemin nasıl çalıştığını görmek için favorilerimden biri. Sonuç olarak, site gezgini mükemmel bir kaynaktır ve hızlı bir şekilde günlük iş rutinin bir parçası olur.
PageRank Denetleyicisi
PageRank (PR), Google’ın arama motoru sonuç sayfalarında (veya SERP’lerde) sayfaları sıralamak için kullandığı bir algoritmadır. PR birçok sıralama sinyalinden biri olmasına rağmen, sıralama gücünün iyi bir göstergesidir.
PR’ın Google’ın kullandığı metrik olması dışında DA’ya benzer. Bazı SEO uzmanları bunun daha önemli olduğunu savunuyor çünkü doğrudan Google’dan geliyor.
PR, 1 ile 10 arasında puan alıyor ve 10’u en yüksek puan alıyor ve son derece yüksek bir site olduğunu gösteriyor. Çoğu sitenin PR değeri 1-4’tür ve yeni bir siteyi ölçeğin en üstüne çıkarmak biraz zaman alabilir.
PR, gizemli bir ölçüm olabilir çünkü Google artık puanları halka açık hale getirmiyor. Bununla birlikte, bu Google sıralama ölçütünün önemli bir parçası çünkü Google metriği kullanıyor ve bunu yapmaya devam edecek ve bunu değiştirmek için hiçbir planı yok.
Sitenin nasıl çalıştığını görmek için CheckPageRank.net gibi siteleri kullanabilirsin.
Bu üçüncü taraf siteler için mutlaka % 100 doğru olmayacaktır, bu yüzden sitelerin nasıl sıralandığına dair bütünsel bir bakış açısı elde etmek için PR puanlarını Moz metrikleriyle uyumlu şekilde kullanmanı öneririm.
Dropshipping ürünlerini seçmek için 3 adım
Bu bölümde bir çok konunun üzerinden geçtim ve başa çıkacak çok şey olması seni korkutabilir.
Kolaylaştırmak için, mağazan için en iyi dropshipping ürünlerini bulmana yardımcı olacak her şeyi 3 aşamalı bir süreçte yoğunlaştırdım. Elbette yukarıdaki ayrıntılı talimatlara atıf yapmak isteyeceksin. Zaman geçtikçe, bu süreci tekrarladığında, bu ikinci nitelik olacaktır.
Adım 1: Nişindeki tüm ürünleri araştırın.
Öncelikle, nişine geniş ölçekli bir göz atmak istemelisin. Hangi dropshipping ürünlerinin kategorilerini buluyorsun? Hangi özel ürünler satılıyor? Bunun senin için anlamı nedir (yani, bu araştırmaya dayanarak hangi ürünleri sunabilirsin)?
Çeşitli ürünlerin nasıl performans gösterdiğini görmek için Google Anahtar Kelime Planlayıcı, Google trends ve SEMrush gibi araçlar kullanın. Bu verilerin tümünü bir elektronik tabloya kaydedin.
Tüm verilerinin organize edildiğinden emin olmak için kullandığın her anahtar kelime aracı için ayrı elektronik tablolar bulundurmanı öneririm.
Henüz sadece bu adımda belirli perakendecilere bakmak için endişelenme. Ziyaret ettiğin perakendecilerin dropshipping ürünler olup olmadığını belirlemen bile gerekmez.
Bu adım, niş içinde satılan tüm farklı ürünlere bir göz atmak içindir. Bazı anahtar kelimeler topladıktan ve ürün fikirlerini indirdikten sonra, 2. Adım için hazırsın.
Adım 2: Perakendecilerin en çok satan ürünleri ile bulduğunu ürünleri karşılaştır.
Şimdi nişindeki perakendecilere daha yakından bakmanın tam zamanı. Amaç, hangi ürünlerin popüler olduğunu ve hangilerinin yükselişte olduğunu bulmaktır.
Bu, Moz site gezgini ve PageRank denetleyicisi gibi araçları kullanarak rekabetçi bir analiz yapman gerektiği zamandır. Verileri site gezgini ve PageRank araçlarından derlemek için bu adım için ayrı bir elektronik tablo gerekiyor.
İstersen, en büyük rakibine yakından bakabilir ve 1. adımdaki ürün verilerine çapraz referans verebilirsin. Bu, hangi ürünlerin iyi sattığını (ve dolayısıyla hangi ürünleri satmak isteyebileceğini) doğrulamana yardımcı olabilir.
Mağazan için en iyi dropshipping ürünlerini bulmak hala bitmedi, bir adım daha kaldı.
Adım 3: Ürünlerin bir ihtiyacı doldurduğundan emin ol.
Bu, dropshipping’cilerin atladığı adımdır. En çok satan ürünleri belirlerler ve sitelerine aktarırlar. Belki bu senin bile ilk yaptığın şey oldu. Bununla birlikte, sadece satan dropshipping ürünlerinde de satış yapan birçok sorun vardır.
En çok satan ürün her zaman insanların en çok ihtiyaç duyduğu ürün değildir, ancak açıkçası raflardan çabuk giden ürünleri istersin. Bu unsurları nasıl dengeleyeceksin?
İnternet’ten ticaret satmak istiyorsan, hedef kitleye sunduğun her ürüne ihtiyaç duyduğundan emin olmak önemlidir. İnsanların ihtiyaç duyduğu ürünleri dropshipping yapıyorsan bu ürünler satar, bu neredeyse garantili.
Ancak, iyi satış geçmişine sahip ürünler sunarsan, bu ürünlerin senin için de aynı şeyi yapacağının garantisi yoktur. Bu yüzden tüketici ihtiyacını dikkate alarak başlamalısın. İnsanların belirli bir ürüne ihtiyacı olduğundan nasıl emin olabilirsin? Ne dediklerine bir göz atmalısın.
Herhangi bir ürün için ne kadar konuşmanın gerçekleştiğini görmek için web sitelerini, grupları, forumları, sosyal medya sayfalarını ve diğer kanalları ziyaret et. Ürünü olumlu bir şekilde tartışan insanları görmek gerekir.
İyi incelemeler ve ürünle ilgili sorular iyi işaretlerdir. Ürünün (veya ürünün türünün) çevresinde bir topluluk bulabilirsen, bu daha da iyidir. Söz konusu ürün, insanların belirli bir şeyi yapmalarına yardımcı olmalıdır.
Bir ürünle ilgili tartışma eksikliği (veya olumsuz tartışma) varsa, biraz daha araştırma yapman gerekebilir. Ürünün çevresinde tam bir vızıltı olmaması, onu sunma konusunda iki kez düşünmen gerektiği anlamına gelir.
Çoğu zaman, bir ürünün bir ihtiyacı doldurup doldurmadığını anlamak oldukça kolay olacaktır.
İşte sana iyi bir test – Ürünün yararını tek bir cümleyle belirtmeye çalışın.
İşte bazı örnekler:
- Bu akıllı termostat, evinin sıcaklığını doğrudan telefonunuzdan kontrol etmene yardımcı olacak.
- Bu kupa içeceğini daha uzun süre sıcak tutacaktır.
- Bu sandalye sırt ağrısını azaltacak ve seni rahat ettirecek.
Bu adımda stres yapma çünkü ürünün için reklam metni yazmana gerek yoktur. Sadece bir ürünün ne yaptığını ve müşterilerine nasıl yardımcı olduğunu anlamak istersin. Ürünün faydasını bir cümleyle özetleyemezsen, bu sorunlu olabilir.
Yararlı, değerli ürünlerin çoğunluğunun tarif edilmesi kolaydır ve değerlerinin anlaşılması kolaydır. Bir ürünün değerini görebilirsen, kesinlikle müşterilerin olacaktır.
Ürün Seçimi için Son Düşünceler
Şimdi iyi dropshipping ürünlerinin (ve bunu yedekleyecek verilerin) bir listesine sahip olacaksın. Ayrıca, bu ürünlerin neden değerli olduğunu ve müşterilerin için hangi özel değeri sunduğunu da anlamalısın.
Henüz ürün tedarikini düşünme, bunu daha sonra bu rehberde ele alacağım. Eğer sorun yaşıyorsan, adımlardan bir kez daha geriye git ve daha hedefli bir yaklaşım izlemeye çalış.
Daha spesifik ürün fikirleri veya anahtar kelimeler aramayı düşün veya araştırmaya daha fazla perakendeci bularak rekabet analizinin kapsamını genişlet.
Bu bölümde açıklanan beceriler, her gün kullandığım becerilerdir ve herhangi bir dropshipping yapan için inanılmaz derecede faydalıdır. Özellikle çeşitli online araçları tanımana teşvik etmek istiyorum.
Keyword Planner ve Moz site gezgini gibi araçların tüm küçük özelliklerini bilmek gerçekten dropshipping mağazanı bir üst seviyeye taşıyabilir. Unutma ki ürün seçimi devam eden bir süreçtir. Bu, ürün talebini ve rekabeti son ölçtüğünde olmayacak.
Yeni dropshipping ürünleri ortaya çıkar ve insanlar bunları satın almaya başlarsa, bu ürünleri satmayı düşünmek isteyeceğin açıktır. Ürün araştırması yapmak için her ay biraz zaman ayırmak iyi bir fikirdir.
Birçok deneyimli dropshipping tüccarı, parmağını pazarın nabzında tutmak için iki haftada bir veya hatta haftada bir ürün araştırması yapıyor.
Şimdiye kadar çok şey öğrendin, bu noktada, iyi bir işin bütün kazanımlarına sahipsin.
Araştırmanı yaptın, bir niş ve ürün seçtin. Büyük bir yük işi bitti, o zamana kadar başardığın her şey için kendine bir kahve ısmarla. 🙂
Tedarikçi avına çıkmadan ve ürünlerini tedarik etmeden önce bazı önemli adımlar atman gerekecek. 5. Bölüm sana işini resmileştirme ve amerikada şirket kurmak ile ilgili hayati kavramları öğretecek.
Bölüm 5: Dropshipping İçin Şirket Kurmak
Öncelikle: dropshipping uzmanı olmama rağmen resmi bir hukuk danışmanı yada uzman değilim. Bu bölümde bahsedilen herhangi bir konu hakkında harekete geçmeden önce bir avukata danışmalısın. Bilhassa iş kuran girişimcilere yardım etme konusunda deneyimli bir avukat bulmalısın.
Bununla beraber, bu rehberi kullanmak Shopify ile okuyucu arasında avukat – müvekkil ilişkisi oluşturmaz. Ben avukat değilim –Ben sadece diğer insanlara yardım etme tutkusu olan bir girişimciyim.
Son olarak bu bölümdeki tavsiyeler Birleşik Devletler ’deki girişimciler için uygulanabilirdir. Uluslararası girişimciler bu bölümün sonuna, seni doğru istikamete yönlendirecek birkaç kaynağa doğrudan geçin.
Şimdi bazı sıkıcı konuları bitirdikten sonra işletmene resmiyet kazandırmayı konuşalım. Şu an başlamaya hazır olduğunuz bir işletme konseptin var ancak henüz hakiki bir işletme değil.
Bu işletmeyi yasal hale getirmen, resmi bir işletme çerçevesi kurman ve tüm hukuki kurallara uyduğunuza emin olun. Bu genellikle dropshipping yapmak isteyenlerin gözünü en çok korkutan adımdır.
Yasal işlerle ilgilenmek tam anlamıyla eğlenceli değildir ve bazen büsbütün kafa karıştırıcı olur. Ne yaparsın? Nereden başlarsın? Bu bölümün amacı işletmenin kuruluşu konusunda daha özgüvenli hale gelmene yardımcı olmaktır.
Her girişimcinin atması gereken adımları inceleyip mümkün olabildiğince yardımcı olmak için bazı tavsiyeler vereceğim. Bu bölüm kesinlikle tüm sorularına cevap vermeyecek ve yasal konular için kesin bir kaynak değildir.
Bir avukatla konuşmanı ve hukuk endüstrisindeki insanlardan tavsiye almanı şiddetle öneririm. Bu bölüm kuruluşun ve finansın temel yönlerini sana tanıtmak için sadece bir başlangıç noktasıdır.
Kolaylık sağlamak için bu bölümü iki kısma ayırdım: Kanuna Uygunluk ve Finans
- Kanuna Uygunluk
- İşletme Yapısı Seçmek
Not: Bu bölüm, ABD’de yaşayanlar için işletme kurmaya öncelikli olarak odaklanmıştır. Lütfen ikamet ettiğin ülke için doğru kuruluş biçimini seçtiğinden emin olun. Bir işletme kurmanın ilk adımı, işletmenin nasıl kurulacağına karar vermek olacaktır.
Özel bir işletme olacağın için karar vermek genellikle oldukça basittir. Ancak seçeneklerini tartman ve kişisel durumunuz için hangisinin en iyi olduğunu görmen gerekir.
Her işletmenin farklı olması sebebiyle bu rehber, şirketin için hangi kuruluş biçiminin uygun olduğunu seçmene yardımcı olamaz. İşte avukatlar burada sana yardımcı olur. Aynı zamanda bu rehber bu yapıları anlamana yardımcı olabilir.
Bununla birlikte, yaygın olarak kullanılan dört işletme yapısına genel olarak bir bakalım.
Şahıs Şirketi
Bu en kolay işletme yapısıdır. IRS bu yapıyı “Tek başına tüzel kişilik kazanmamış işletmeye sahip olan biri” olarak tanımlar. Birçok serbest meslek sahibi çalışan (freelancer gibi) tek maliktir. Şahıs şirketini kişisel bir işletme gibi düşünebilirsin. Bu yapı altında değişen pek bir şey yoktur.
Esasında sadece çevrimiçi para kazandığını IRS’ye haber verirsin. Vergileri doldururken ticari kazancını kişisel vergilerin üzerinden basitçe bildirirsin. Bir şahıs şirketinin zimmet koruması sağlamadığını aklından çıkarma.
Bu yüzden eğer işletmen dava edilirse, kişisel varlıklarının da başı derde girebilir. Dolayısıyla en kolayı şahıs şirketi ile başlamak olsa da, tam olarak en iyi seçenek değildir.
Ortak Şirket
İşletmene bir ortakla başlamak istiyorsan, şirketin ortaklık yetkisi altına girebilir. Bu IRS’e göre basitçe “ticaret ya da iş yapmak üzere bir araya gelen iki veya daha fazla kişi arasındaki ilişkidir’.
Ortaklar yıllık bilgi beyannamesi yapmak zorundadır ancak işletme gelir vergisi ödememektedir. Bunun yerine, her ortak kârını ve zararını bildirir. Açıkça görülüyor ki yalnız girişimciler için bu yapı geçerli değildir. Çoğu dropshipping mağazası tek bir kişi tarafından yürütülür.
Bu yüzden bu tip yapıları çok göremezsin. Bununla birlikte bu yapı bazı durumlarda kesinlikle kullanışlıdır ve bir ortakla beraber işletme kurman durumunda bunun farkında olmalısın.
Limited Şirketi (LLC)
Sonunda LLC ile isimlendirilmiş bir işletme gördünüz mü? Bunun anlamı (Limited Liability Company) Limited Şirketi’dir. Bu yapı altında, kişisel ve işletme finansmanı birbirinden ayrılmıştır ve işletmenin kişisel finansmanından ayrı bir tüzel kişilik olacağı anlamına gelir.
Şahıs şirketine oranla daha fazla koruma sağlar ancak bir C Corp için talep edilen ağır düzenlemelerle gelmez.
C Corp
Bu seçenek en üst düzeyde yükümlülük koruması sağlar. Çoğu büyük işletme bu şekilde kurulur. Bununla birlikte, bir C Şirketi olmak daha karmaşık bir işlemdir ve bir C Şirketi çifte vergilendirmeye tabi olabilir. Çoğu dropshipper için bu seçenek masadan kaldırılmıştır.
Ancak, daha hırslı girişimciler buna bir bakış atmak isteyebilir. İşte IRS’den üzerinden C Şirketleri için alınan bazı bilgiler böyledir. Tekrar söylüyorum ben hukuk danışmanı değilim, bu yapılardan birini tavsiye edemem.
Küçük işletmelere sahip girişimcilerin çoğunun genellikle Şahıs Şirketini ya da LLC’yi seçtiğini söyleyebilirim.
Tek kişilik bir işletme kurmak fazla karmaşık değildir. Ancak bir iş avukatı en iyi seçimleri yapmana, kendini, kişisel varlıklarını ve işini zarar görmekten korumana yardımcı olabilir.
Avukata danışmanın başka bir nedeni ise farklı eyaletlerin işletmeler için farklı gereksinimlere sahip olmalarıdır. Eyaletindeki bir profesyonel şirket kurma hakkında bilmen gereken her şeyi sana söyleyebilecektir.
Nereden bakmaya başlayacağını bilmiyorsan, işletme ve ticari avukatlarını eyaletlere göre listeleyen FindLaw sayfasına bakın. Şunu unutma, seçtiğin işletme yapısı işini nasıl yürütmen gerektiğinin çoğunu belirleyecektir.
Bu yüzden yaptığın seçimin senin için en iyisi olduğundan emin olun.
Employer Identification Number (EIN) Edinmek
Bu küçük ama önemli bir adımdır. İşletme yöneten çoğu kişinin bir EIN’e sahip olması gerekir. EIN, bir ticari işletmeyi tanımlamak için IRS tarafından kullanılır. EIN, bir işletmenin Sosyal Güvenlik numarası gibidir bu nedenle edinilmesi önemlidir.
Neyse ki bir tane edinmek çok kolaydır. Buradan online başvuruda bulunabilirsin. Bununla birlikte tüm işletme sahiplerinin bir EIN’e ihtiyacı yoktur. İhtiyacın olup olmadığını görmek için bu sayfayı ziyaret edebilirsin.
Çeşitli Yasal Zorunluluklar
Yasal zorunluluklar söz konusu olduğunda burada bahsettiğimden daha fazla şey vardır. Mağaza adını tescilletmek, e-posta listeni yasal hale getirmek ve müşterilerinin verilerini korumak, yapmak isteyeceğin hususlardan birkaçıdır.
Shopify bu alanlardan bazılarına yardımcı olmak için E-Ticaret için Eksiksiz Hukuk Rehberi’ni oluşturdu. Ancak bu rehber hukuki danışmanlık açısından kullanılamaz, bu yüzden bu bölümde yaptığım gibi sadece bilgi paylaşımı yapabilir.
Nerede bulunduğunuza bağlı olarak farklı kurallar geçerli olabilir, bu nedenle yerel bir avukata danışmak her zaman en iyisidir.
Eyaletin ve şehrin bir çevrimiçi iş kurmayla ilgili resmi bilgilere sahip olabilir ve genellikle bir işletmeyi evlerinden işleten girişimciler için belirli kurallar vardır.
Finans
İşletme finansmanı kişisel finansmandan çok daha kapsamlıdır. Bu nedenle her şeyin ayarlanmış ve kullanıma hazır olduğundan emin olmak isteyeceksin. “Finans” terimi, vergiler ve ödeme işlemleri de dâhil olmak üzere bir dizi finansal konuya geniş ölçüde uygulanır.
Eğer Shopify gibi bir e-ticaret çözümü kullanıyorsan, işletme finansmanının çok daha kolaylaştığını göreceksin. Ancak yine de finansal gereklilikleri okumalısın. E-ticaret çözümleri mali durumları kolaylaştırmasına rağmen tamamen ortadan kaldırmazlar.
Sağlam bir mali kuruluş işletmeni koruyacak ve satışını kolaylaştıracaktır. Bazı işleri belirgin hale getirecek ve bu konuların çoğu için de bir avukata danışmak isteyeceksin.
İşte yapman gereken bazı şeyler:
Ticari Mevduat Hesabı Açmak
Çoğu durumda, işletme gelirinin kişisel gelirinden ayrı olmasını isteyebilirsin. Bu, muhasebe işlemlerini basitleştirir, finansın yönetimini kolaylaştırır ve sana ekstra koruma sağlar.
Sağlam bir işletme hesabı sunan bir banka bulmak için biraz araştırma yapın. Kişisel ve ticari gelir akışların için farklı bankalar kullanmak gayet iyidir. İnternetten bankalara bakmayı unutma.
Online çek hesabı daha düşük ücretlerle gelebilir, ancak bazı sınırlamalar da olabilir. Bir online banka seçsen de seçmesen de işlem yaptığın bankanın saygın ve FDIC sigortalı olduğundan emin olun.
Yüksek hacimli satışlar yapmayı beklemesen bile, bir işletme çek hesabına sahip olmak yine de iyidir. Gelir akışlarını ayırmak sayısız baş ağrısından kurtulmanı sağlar ve CPA’n vergi zamanı geldiğinde sana teşekkür eder.
Ticari Kredi Kartı Edinmek
İşletmeyle ilgili satın alımlar için özel bir kredi kartı, envanter satın alırken ya da ağır bir işletme gideri altında olsan bile bir gerekliliktir. Sadece ticari amaçlı bir çek hesabına sahip olman gibi, sadece iş amaçlı kullanılan bir kredi kartın da olmalıdır.
Ticari kredi kartın çoğunlukla tedarikçilerden sipariş vermek için kullanılacaktır. Ödeme yapmanın başka yolları da vardır ancak kredi kartı en esnek yöntemlerden biridir ve her yerde geçerlidir.
Bu ayrıca sana ödül programları ile kredi kartlarını kullanma fırsatı veriyor. Düzenli olarak oldukça büyük alımlar yapacağın için ödülleri kolayca artırabilirsin. Bu bir zorunluluk değil, ama kesinlikle faydalanabileceğin güzel bir özelliktir.
Ticari Paypal Hesabı Oluşturmak
PayPal’ı kabul etmeyi planlıyorsan, ödemeyi işleme koymak için ayrı bir işletme hesabına ihtiyacın olacaktır. Yine, buradaki amaç kişisel ve ticari finansmanı ayırmak, bu nedenle kişisel PayPal hesabını mağazan için kullanmanı önermem.
Bir işletme hesabına kaydolmak kolaydır ancak onunla birlikte gelen ücretlerin ve kısıtlamaların da farkında olun. Siparişin büyüklüğü ve müşterinin konumu gibi faktörlere bağlı olarak farklı ücret tutarlarıyla ilgileneceksin. İşte bunlar doğrudan PayPal’dan gelen bilgilerdir.
Vergi ve Muhasebe İşlerini Düzenlemek
İşletmenin kapılarını açmadan önce, vergi ve muhasebe için ne yapman gerektiğini bildiğinden emin ol. İlgili kurallara ve düzenlemeleri öğrenmek için profesyonel bir vergi ve muhasebe uzmanına ulaşın.
Hangi işletme yapısını seçtiğine ve hangi yerel ve eyalet kurallarının uygulandığına bağlı olarak, vergi beyan ve ödeme işlemlerin normalde ödediğinden farklı olacaktır.
Ek olarak, mali durumunuzu organize edin, gelirini ve günlük masraf kaydını da yapın. Tutarlı ve temelli şekilde ilerlemek mali durumunuzu baş ağrısız tutmana yardımcı olacaktır. İnanın bana, her ay vergi zamanından önce her şeyi kazıp çıkarmak zorunda kalmazsın.
Satın Alımlar Üzerinden Eyalet Vergisini Ne Zaman Alacağını Öğrenin
Bu önceden bilinmesi iyi olan bir kuraldır. Eyalet vergisini yalnızca bu kriterlerin her ikisinin de karşılanması durumunda alman gerekir:
- İşletmenin çalıştığı eyalet, satış vergisinden tahsil ederse
- Eyaletinden birileri sitenden sipariş verdiyse
Çoğu sipariş satış vergisi için uygun olmayacaktır. Ancak bazıları olacaktır ve bunun için hazırlanman gerekecek. Kayıt olman ve uyman gereken kurallar hakkında daha fazla bilgi almak için eyaletinde ki Ticaret Bakanlığı ile iletişime geçtiğinden emin ol.
Yerel İşletme Lisansına İhtiyacın Olup Olmadığına Bak
Dropshipping işlerinin çoğunun home office haricinde yapılması nedeniyle, yerel bir işletme lisansı gerekli olabilir ya da olmayabilir. İhtiyacın olup olmadığını öğrenmek için şehrin ile iletişim kurman gerekir.
Bir işletme lisansına ihtiyacın olmasa bile, ev işletmelerini yöneten bazı yerel kurallara uyman gerekebilir.
Ofis Alanının Net Olduğundan Emin Ol
Bir home ofise sahip olmak genellikle basit bir işlemdir ancak bazen engeller çıkabilir. Örneğin, yerel bir işletme lisansına ihtiyacın olabilir.
Bununla birlikte, bazı durumlarda, ilgili birkaç formalite daha vardır. Bir Ev Sahipleri Derneğinin (HOA) bir parçası isen, bir işletmeyi ikametinden yürütmek için özel düzenlemelere uyman gerekebilir.
Alternatif olarak, bir ofis veya ortak çalışma alanı kiralamayı seçebilirsin, ancak bu çoğu girişimci için genellikle düşük maliyetli değildir. Hangi vergi indirimlerinden yararlanabileceğini okumayı unutma.
İş için satın aldığın eşyaları yazabilir veya değer düşüklüğüne uğrayabilir ve diğer kesintileri de kullanabilirsin.
Peki Uluslararası Girişimcilerden Ne Haber?
Amerika Birleşik Devletleri’nde değil misin? Her zaman olduğu gibi, bölgende bir işletme kurmak için hangi adımları atman gerektiğini tam olarak belirlemek için yakınındaki yasa ve iş uzmanlarına danışmanı öneririm.
ABD’ye hala katılabileceğini bilmelisin, ancak bunun gerçekleşmesi için bazı halkaların üzerinden atlaman gerekecek. Bir iş hukuku uzmanı, ülkene veya ABD’ye katılmanın daha iyi olup olmadığına karar vermene yardımcı olabilir.
Konuyla ilgili daha fazla bilgi edinmek için, bu kılavuzu New York avukatı Aaron Wise’den inceleyin.
Yakınlarında Yasal Yardım Bulmak
Bu bölüm boyunca söylediğim gibi, bir işletme kurma konusunda hiçbir şey yerel yasal yardımı yenemez. Ağına ulaşın ve tanıdığın birinin şirket avukatları veya muhasebecilerle ilgili tecrübesi olup olmadığına bakın.
Eğer sorun yaşıyorsan, işte sana yardımcı olacak birkaç kaynak. Birincisi, ticari ve ticari avukatların listelendiği FindLaw sayfası ve ikincisi sana en yakınındaki muhasebecileri gösterecek olan AccountantsWorld.com’dan bir arama aracıdır.
Online okumayla sadece bu kadarını yapabilirsin. Dropshipping mağazanın başarılı olmasını istiyorsan, uzman tavsiyesi için biraz zaman ve para harcamakta fayda var.
Bölüm 6: Dropshipping İçin E-ticaret Altyapısı Seçmek
Sonunda güzel konulara değinme vakti geldi: satış yapmak. Eğer buraya kadar gelebildi isen yol boyunca bir sürü idari bilgi sahibi oldunuz ve gerçek mağazanı kurmaya hazırsın. Daha önce de farklı satış kanallarıyla çevrili olduğumuzu söylemiştim.
Bu o kadar büyük bir konudur ki bir bölümü bu konuya ayırdım. Satış kanalı, ürünlerini satmak için kullandığın bir platformdur. Bu bir Shopify mağazası, kendi dropshipping web siten ya da eBay gibi bir ürün sitesinde satıcı hesabı olabilir.
Satış kanalı, bir dropshipping işletmen için başka bir temel unsurdur. Satış yapmak için kullandığın platform, satışlarını belirleyecektir.
Kanalının esnekliği (ya da esnekliğinin olmaması) ve ulaştığın kitle (ve onlara nasıl ulaştığın) konusu seçtiğin satış platformuna son derece bağlı olacaktır. Tahmin edebileceğin gibi burada birçok seçenek ortaya çıkıyor.
Bu çoğunlukla iyi bir şeydir, ancak neyi seçmen gerektiği konusunda kafan karışır. Her satış kanalının kendine özgü avantaj ve dezavantajları vardır. Bu yüzden karar vermeden önce iyi bir şekilde değerlendirme yapman gerekir.
İstersen birden fazla satış kanalı kullanabilirsin ama bütün farklı görev ve sorumlulukları dengelemek zorunda kalacaksın. Birçok durumda bunu yapmak çok zor değildir ancak sadece bir satış kanalı kullanmakla başlayıp daha sonra diğerlerini kullanmaya başlamak isteyebilirsin.
Üç tane popüler satış kanalı vardır: eBay, Amazon ve çevrimiçi özel vitrinler (sıklıkla e-ticaret yazılımı veya eklentileri kullanmak). Bu platformların hiçbirine özü gereği diğerlerinden daha iyi veya daha kötü denemez, bu yüzden her birine alışmak için biraz zaman harcaman gerekecek.
Bir tanesinin senin için en iyi seçenek olduğunu göreceksin.
Amazon’da Dropshipping
Bir dropshipping web sitesi seçmen gerektiğinde Amazon en kolay seçim gibi görünür. Dünyadaki en büyük çevrimiçi pazar alanlarından biri ve dropshipping yapanlar için bir erişim alanıdır.
Amazon’da listelendiğini gördüğünüz ürünlerin çoğu aslında üçüncü taraf satıcılar tarafından satılmaktadır. Ancak Amazon dropshipperlar için gerçekten bu kadar iyi mi?
Amazon’un birçok yönden avantajlı olduğuna dair hiçbir şüphe olmamasına rağmen kendine özgü sorunları da bulunmaktadır. Bazı açılarından elverişli olduğu gibi diğer yönlerden dropshipperlar için gerçekten zararlı olabilir.
Amazon’u ilk dropshipping platformun olarak kullanmayı düşünüyorsan işte sana dikkat etmen gereken bazı avantajlar ve dezavantajlar.
Amazonda Dropshippingin Avantajları
Ürünlerini çok geniş bir kitleye sunar. Ürünlerini Amazon’da listeleyerek anında milyonlarca ama milyonlarca insana ulaşabilirsin. Bunu kendi başınıza yapabilmen için yıllarınızı harcamak zorunda kalacağınız türde bir ilgidir.
Ve birçok Amazon müşterisi üçüncü taraf satıcılardan satın aldığından, ne satıyor olursan olun neredeyse muazzam miktarda serbest trafik garantisi elde edersin. Güvenilirdir.
Bu günlerde insanlar Amazon’u yerel bir mega mağaza gibi görüyorlar. Amazon’da alışveriş yapmak gündelik bir durum ve çoğu zaman istediği sayıda ürün alıp çıktığı yer haline geldi.
Bu da müşterilerini ihtiyaç duydukları ürünleri satın almak için düzenli olarak Amazon’a göz gezdirebileceği anlamına gelir. Amazon FBA’e erişim elde edebilirsin. Perakendeciler FBA ile önce Amazon’a ürünü gönderiyor ve ardından siparişler yollanıyor.
Satmak için kendi ürünlerin bulunuyorsa FBA sana ek bir gelir akışı sağlayabilir. Bu büyük bir gelir değil ancak olması güzeldir.
Amazon’da Dropshippingin Dezavantajları
Kotasyon ücretleri azımsanmayacak kadar çoktur. Amazon da eBay gibi genellikle yüzde 10 ile 15 civarında oldukça ağır kotasyon ücretleri uygular. Bu 39.99 $ taban ücretinin de üzerindedir. Eğer kâr marjın zaten düşükse bu ücreti ödemek kârını oldukça azaltacaktır.
Ancak milyonlarca alıcıya potansiyel olarak ulaşmak istiyorsan ödemek zorunda kalacağın bir ücrettir. Rekabet çok fazladır. Amazon’un popülerliği iki ucu keskin bir kılıçtır.
Bir yandan, birçok insanın ürünlerini göreceği (ve umuyoruz ki satın alacağı) anlamına gelirken öte yandan çok fazla rekabet yaşanır. Fiyatlarını sürekli olarak en düşük seviyeye ayarlaması için listelerini otomatikleştiren çoğu üçüncü taraf Amazon satıcısına yardımcı olmaz.
Bu, dropshippers için kötü haber olan fiyat savaşları yaratır. Fiyatları düşürmek her zaman iş dünyasında kalmanın bir yolu değildir; bu nedenle bu durum dropshipperlar için gerçek bir sorundur. Ödeme şartları herkes için ideal değildir.
Amazon’un ödeme ile nasıl ilgilendiği konusunda iki büyük sorun var. İlk olarak PayPal’ı kabul etmiyor. Bu açık bir şekilde büyük bir sorundur. Çünkü PayPal milyonlarca insanın ödeme yapmayı tercih ettiği yöntemdir.
İkincisi, satıcılara sadece iki haftada bir ödeme yapılıyor ve bu çoğu girişimci için ideal olandan daha azdır. Ayrıca amazonun dropshipping politikaları çok serttir bu nedenle dropshipping yapanlar tarafından iyi anlaşılması gerekir.
eBay’de Dropshipping
Basit olarak açıklarsak, eBay devasa bir satış platformudur. Pek çok kişi eBay’e güveniyor ve milyonlarca insan alışveriş yapmak ve ürün almak için bu platformu kullanıyor. Amazon’a birçok açıdan benzer yanı vardır ve iki site de aynı avantajların çoğunu paylaşır.
Bununla birlikte eBay bir açık artırma sitesi olduğu için diğer iki seçenekten biraz farklıdır. Yeni başlayan Dropshipperlar için oldukça değerli olabilir ancak –tam anlamıyla- bir bedeli vardır.
eBay’de Dropshippingin Avantajları
Çok büyüktür. eBay’in en çekici özelliklerinden biri de büyüklüğüdür. eBay’de dropshipping, cüzdanları elinde ve satın almaya hazır olan milyonlarca müşteriye anında erişim sağlar. Bunun anlamı daha az dijital pazarlama yapmak ve platformun kendisine daha çok yatırım yapabilmektir.
Kolaydır. eBay’de dropshipping kurulumu kolaydır. Asistanlara ya da ekip üyelerine ihtiyaç duymadan her şeyi kolayca kendin yönetebilirsin. Bu yeterli değilse, eBay ödeme işlemlerini ve finans konularını çok daha kolay hale getirir.
Güvenilirdir. Müşteriler, yeni dropshipperların yararına olan satıcı koruma politikaları nedeniyle eBay’e güveniyor. Birçok alıcı yeni satıcılardan alım yapacaktır çünkü bir şeyler ters gittiğinde korunduklarını biliyorlar.
Bu da müşteri çekmeni ve olumlu bir itibar kazanmanı kolaylaştırır.
eBay’de Dropshippingin Dezavantajları
Ücretler akla yatkın değildir. eBay yüksek ücretleri ile ünlüdür – e-ticaret devi satışların yüzde 10’unu (ve bazı durumlarda daha bile fazlasını) alır. Bu ücretler böylesine büyük bir platformda satış yapmak için istemeden olsa da katlanılan durum ve bir ödünleşmedir.
Ancak bu durum bazı girişimcileri eBay’i dropshipping platformu olarak seçmekten caydırıyor. Açık artırma, dropshipping için her zaman ideal yöntem değildir. Bir dropshipping iş modeliyle bir ürünü listeler ve bu listeyi süresiz olarak tutarsın.
İşte eBay böyle çalışmaz çünkü bir açık artırma platformudur. Yani tüm listeler için bir zaman sınırı vardır. Listelerinin süresi dolduktan sonra ürünlerini yeniden listelemen gerekir. Bu zaman alıcı olabilir ve daha önemli şeyleri ertelemene neden olabilir.
Kısıtlayıcıdır. eBay ile elin kolunuz bağlıdır. Örneğin e-posta listesi oluşturamamak ya da kendi vitrinini tasarlayamamak gibi yapamayacağın çok fazla şey vardır. eBay’in kurallarına göre oynamak zorundasın ve ne eksik ne fazla eBay’de sıkışmış durumdasın.
Bunun anlamı pek sürekli müşteriye sahip olamayacağın, gerçekten bir kitle oluşturamayacak ve bir marka olamayacağın anlamına gelir.
Shopify’da Dropshipping
Sana envanterini milyonlarca müşterinin önüne çıkarma imkânı sunmasa da, kendine ait bir dropshipping web sitesi sana başka bir yolla elde edemeyeceğiniz avantajlar sağlayabilir. Çok fazla özgürlük elde edeceksiniz, ancak bazı ödünler vermek zorundasın.
Bir dropshipping web sitesini sıfırdan kurmak, özellikle önceden herhangi bir deneyime sahip değilseniz, çok zor gelebilir ancak Shopify gibi e-ticaret yazılımları sayesinde şaşırtıcı derecede kolaydır.
Mağazan için kolayca bir site oluşturabilir ve bir e-ticaret eklentisini entegre edebilirsiniz ve bu iş deneyim gerektirmez. Oberlo’nun Evden Para Kazanın e-kitabı 3. bölümü, bu süreçle ilgili bazı bilgiler sunmaktadır.
Ama bu senin için doğru seçim mi? İşte düşünmek için bazı noktalar.
Shopify’da Dropshipping Yapmanın Artıları
Tamamen kontrolünüz var. Logonuzun yerleştirilmesinden sayfalarının biçimine kadar mağazanı oluşturan her şeye karar verebilirsin. En önemlisi, değerini okuyucularına iletebilirsin ve bu sana rekabette ciddi bir avantaj sağlayabilir.
Aşırı ücretler ödemek zorunda değilsin. Kesilecek üçüncü bir taraf olmadan, kar marjını önemli ölçüde artırabilirsin. Amazon ve eBay’in tahsil ettiği yüzde 10 ila 15’lik liste ücretleri? Onları boşver.
Artık sadece ödeme işlemcisi ücretleri ve gerçek ürünlerin maliyeti konusunda endişelenmen gerekiyor. Müşterilerin mobil cihazlardan satın almaları kolaydır.
Amazon veya eBay gibi bir satış platformundan bir şey satın almak için mobil cihazını kullanmayı hiç denedin mi? Her zaman hoş değil. Kendi dropshipping web siten ile siteni müşterilerin için kolayca duyarlı ve mobil uyumlu hale getirebilirsin.
Daha da iyisi, Shopify gibi bir platform kullanıyorsan, tüm işini mobil cihazından yönetebilirsin böylece hareket halindeyken bile olaylara göz kulak olabilirsin. Öne çıkabilirsin. Amazon sayfalarının tümü aynı, tıpkı eBay sayfalarının aynı olduğu gibi.
Kendine ait bir web sitesine sahip olmak, markanı hayata geçirmene ve izleyicilerin üzerinde kalıcı bir etki bırakmana izin verir. Bu büyük bir fark yaratabilir ve markanı oluşturmana ve geri dönüş yapan müşterilerin sadık bir kitlesine ulaşmana yardımcı olur.
Shopify’da Dropshipping Yapmanın Eksileri
Büyük bir kitleye erişimin yoktur. Kendi sitene sahip olmak, sıfırdan bir hedef kitle oluşturmak demektir. Dijital pazarlama, trafik oluşturma ve tanıtım için daha fazla zaman, para ve çaba harcaman gerekecektir.
Yerden çıkmak uzun zaman alabilir. Amazon veya eBay’deki gibi hemen satış yapamayacaksın. Müşterileri çekmek ve tutarlı satışlar yapmak biraz zaman alacak.
E-Ticaret Altyapısı Nasıl Seçilir?
Öyleyse kendine “Hangi dropshipping platformu benim için uygun?” diye soruyor olabilirsin. Senin için karar veremem ancak yardımcı olabilirim. İşletmen için en iyi platformu seçmek için bazı sorular sorman ve önceliklerini değerlendirmen gerekir.
Öncelikle hangisinin sana için daha önemli olduğunu düşünün: daha yüksek kar marjı ya da daha fazla ziyaret edilme. En fazla parayı kazanmakla ilgileniyorsan, muhtemelen kendi dropshipping web siteni oluşturmayı düşünmelisin.
Bu strateji daha uzun zaman alacak ancak cebinde daha fazla para olacak ve bir müşteri tabanı oluşturabileceksin. Ürününüzü birçok insanın önünde çıkarmakla daha fazla ilgileniyorsan, Amazon veya eBay sana uygun olabilir.
Bu marjlarını azaltacaktır, ancak daha hızlı satış yapacaksın. İkincisi, uzun vadeli hedeflerini düşünün. Bundan bir yıl sonra ürününüzü nasıl satmak istiyorsun? Peki ya bundan beş yıl sonra?
Başka bir deyişle, ürünlerini satmak konusunda ne kadar kontrol sahibi olmak istiyorsun? Kendi dropshipping web siten sana fazla kontrolü verirken Amazon veya eBay gibi platformlar sana birçok yönden sınırlandıracak.
Markalaşma, satış ve hemen hemen her şeyi kontrol etmek söz konusu olduğunda, kendi web siteni geçmek zordur. Son olarak ve en önemli faktör müşterilerini nasıl değer katacağını düşünün.
Daha spesifik olarak, hangi platformun en fazla değeri sağlamana izin vereceğini düşün. Değer sağlamak için daha önce farklı yöntemlerden bahsettim ve aklında birkaç fikrin olabilir.
Hangi satış platformları bu fikirleri en iyi şekilde kolaylaştıracaktır? Şahsen, Shopify gibi bir e-ticaret yazılımıyla eşleştirilmiş özel bir dropshipping web sitesi ile en iyi deneyimi yaşadım.
Sana birçok kontrol sağlar, satış yapmayı kolaylaştırır ve kar marjını artırır. Ayrıca, kendini markalaştırma, müşterileri elde tutman ve mağazanı dijital pazarlama için daha fazla fırsat sunar.
Kolayca başka bir dropshipping platformuna geçebilirsin ancak akılda tutulması gereken bir şey var. Amazon ya da eBay’de başlayıp kendi dropshipping web sitesine geçmek istiyorsan, müşteri tabanını kendi sitene taşımanın hiçbir yolu yoktur.
Olumlu yorumların ve müşteri deneyimlerin bu platformla sınırlı kalacaktır. Hangi platformu tercih edersen edin marka ve dijital pazarlama hakkında düşünmen gerekir.
Unutulmaz bir markaya sahip değilsen, en iyi ürünlere sahip olsan bile hala yetersiz kalabilirsin. İyi haber şu ki, biraz teknik bilgi ile işletmeni rekabetin çok çok önüne geçirebileceğim harika bir marka oluşturabilirsin.
Bölüm 7: Markalaşma
Şimdiye kadar, işinin temelini oluşturmaya başladınız. Niş seçiminden şirket kuruluşuna kadar pek çok kısmın üzerinden geçtim. Uzun bir yol kat ettin, ancak yine de önemli adımlar var.
İşletmeni oluşturmaktan bahsettim ancak bir işletme benzersiz bir kimliği olmadan tam bir işletme değildir. İşte burası markalaşma kısmı.
Doğru markalaşma ile işini güvenilir bir satıcı olarak kurabilirsin ve bu dijital pazarlamaya da yardımcı olabilir. Bazı perakendecilerin diğerlerinin üzerinde yükselmelerine ve müşterilerin zihninde kalmalarına yardımcı olan şey budur.
En sevdiğin şirketi düşünün. Muhtemelen logolarını, reklamlar için kullandıkları ses tonunu ve hatta sloganlarını biliyorsundur. Bu öğeler unutulmaz bir marka için önemlidir ve gerçekten göze çarpmak için, sağlam bir marka geliştirmek için, ciddi çalışmalar yapmanız gerekecek.
Birçok dropshipping mağazasının markası yoktur. Aynı görünen tüm online vitrinleri düşünün. Birbirinin yerine geçebilir. Onlardan satın almak için sana ilgi çekici bir sebep vermezler.
Bir marka oluşturmak için gayret göstermek gerekir ve bazı dropshipping mağazaları sadece hızlı para kazanmak için ortaya çıkar. Bu yüzden pek çok dropshipping’ci en düşük fiyatları sunar.
Bununla birlikte, bir marka çok önemlidir. Müşteriler iyi bir marka gördüklerinde bilirler. Dünyanın en iyi şirketlerinin harika markaları var, peki neden senin mağazanızın da olmasın?
Ancak, markalaşma kavramı biraz kafa karıştırıcı ya da belirsiz olabilir. Bir markanın kapsamına tam olarak neler girer? Markalaşmanın ardındaki süreç nedir? Genel olarak, markalaşma bu rehberin kapsamını çok aşar, ancak senin başlayabilmen için temel bilgileri gireceğim.
İlk önce bir markanın ne olduğunu tanımlayacağım ve sonra sana işini markalaştırmak için neye odaklanman gerektiğini göstereceğim.
Marka Nedir?
Her şirketin bir markanın olduğunu biliyorsun, her işi benzersiz yapan bir şey. Dolayısıyla bir marka esasen bir şirketin kimliğidir. Tıpkı iki insanın aynı olmadığı gibi, iki işletme de aynı değildir ve markalar onları farklı kılan şeydir.
İstersen markayı bir şirketin kişiliği olarak düşünebilirsin. Bir marka, müşterilerine kim olduğunuzu ve ne hakkında ürün sağladığınızı söyler. İşinin özü, kim, ne ve neden. Birçok şirket markalaşmaya sonradan gidiyor.
Bu rota üzerinden ilerlersen, çekim kazanmanın ve yeni müşteriler edinmenin zor olduğunu göreceksin. Bir marka olmadan, işin unutulmaz olmayacak ve potansiyel müşterilerin özel olduğunu düşünmesini sağlamayacak.
Bu, ilk kez dropshipping yapanların vazgeçip bırakmalarının nedenidir. Markalaşma için yeterince zaman harcamazlar. Markalaşma, tüm işinde geçen bir konudur. İşletmenle ilgili her şey markanızla ilişkilendirilmelidir.
Sosyal medyanız, dijital pazarlama stratejilerin ve hatta reklam metnin bile markanızı yansıtır. Markalaşma hem iç hem de dıştır. İç markalaşma misyon beyanı ve şirket değerleri ile ilgilenirken, dış markalaşma tasarım ve suret gibi unsurlarla ilgilenir.
Ayrıca, markalaşma hedef kitleye duyduğunuz değerin bir parçasıdır. Müşterilerinin sadık olup olmaması büyük ölçüde markanızın onlara ne kadar hitap ettiğine bağlı olacaktır.
Olağanüstü bir marka müşterileriyle bağlantı kurarak kendine çekecek ve sıradan müşterilerin sadık takipçilere dönüşmesine yardımcı olacaktır.
İç markalaşma
İster tek girişimci olun, ister küçük bir ekibin yöneticisi olun, şirketinizin iç markalaşmaya ihtiyacı vardır. Bu önemsiz görünebilir, ancak görmezden gelmemen konusunda ısrarla uyarıyorum.
İç markalaşma, şirketinin (ve sahip olduğunuz ekip üyelerinin) ne anlama geldiğini anlamanıza olanak sağlar. Şirketinin müşterilerine odaklandığını söylemenin başka bir yoludur.
Müşterilerin, iç markalaşmanızın nasıl bir şey olduğunu görmeyecek olsa da kamu varlığınız, sürdürdüğünüz tutumu yansıtacaktır. İyi bir iç marka, herkesin aynı tarafta olmasını sağlar ve uygun iş etiğini sağlamayı kolaylaştırır.
İç markalaşmayı uygulamanın iki yaygın yolu misyon bildirimi ve bir değerler listesidir.
Bir Misyon İfadesi Oluşturmak
Bu rehber boyunca değere ağır bir vurgu yaptım. Şimdiye kadar, umarım hedef kitleye en iyi şekilde nasıl hizmet edeceğine odaklanan birinci sınıf bir zihniyet kazanmışsındır. Bu değer önce gelir fikri, başarılı bir misyon ifadesinin ayrılmaz bir parçasıdır.
Misyon ifadeleri bazen bayat veya samimiyetsiz görünebilir ancak iyi bir misyon ifadesi sana müşteri odaklı bir bakış açısı vererek işin için harikalar yaratabilir.
Muhtemelen daha önce birçok misyon ifadesi gördünüz, ancak görmediysen, işte bazı ünlü örnekler:
- Warby Parker: “Tasarımcı gözlüklerini devrimci bir fiyatla sunarken, aynı zamanda sosyal açıdan bilinçli işlere de öncülük etmek”
- Nordstrom: “Müşterilere mümkün olan en çekici alışveriş deneyimini sunmak.”
- JetBlue: “Hem havada hem de yerde insanlığa ilham vermek için.”
Bu misyon ifadeleri, bazı iyi PR çalışmalarını artırmak için bomboş basma kalıp sözlerden daha fazlasıdır. Her işçiye, yaptığı her işte rehberlik etmek üzere tasarlanmıştır.
İyi bir görev bildirimi morali iyileştirir, olumlu bir ortam yaratır ve herkesin daha iyi iletişim kurmasına yardımcı olur. Misyon ifadelerinin gücünü görmek için, yukarıdaki misyon ifadelerine bir kez daha göz atın.
Hepsi şirketin müşterileri için yaptıklarıyla ilgilidir. Bu konu çok önemlidir çünkü eğer misyon ifadelerin tamamen şirketinizle ilgiliyse işe yaramayacaktır. Tıpkı değer önce gelir zihniyetini geliştirdiğin gibi, değer önce gelir misyon ifadesini geliştirmelisin.
Yine, bu bir dropshipping işi için fazla reklam gibi görünebilir, ancak bana güvenin- birçok dropshipper bunu ciddiye almaz.
Her zaman açık olmayabilir ancak harika markalara sahip birçok başarılı dropshipperın kendilerini yönlendiren olağanüstü bir misyon ifadesi vardır. IKEA gibi şirketler bu şekilde çalışır.
İlk başta bunu fark etmeyebilirsiniz ancak IKEA’nın daha fazla insana evde daha iyi bir hayat oluşturmalarına yardımcı olma hedefi ürün tasarımından mağaza düzenine kadar yaptıkları her şeyi etkiler.
Bu tam olarak dropshipping işiniz için oluşturmak istediğiniz türdeki iç düzendir (şu anda sade olsan bile). Herhangi bir dış markalaşma üzerinde çalışmaya başlamadan önce iç markanızı oluşturmak da önemlidir.
Bu sağlam bir temel üzerine ev inşa etmek gibidir. Dış markalaşma ev ise iç markalaşma temelidir. İlham verici misyon ifadeleri hazırlama konusunda uzman değil misiniz? Endişelenmeyin. İşte sana destek vermek için birkaç ipucu.
Görev ifadesini kendi kendinize yapma. Söylediğim gibi, öne müşteri tabanınızı koymak zorundasın ve bu “biz” ile misyon ifadelerinizi aşırı yüklemekten kaçınmak anlamına geliyor.
Evet, misyon ifadeniz şirketinizle ilgili olacak ancak yalnızca şirketinizin neler sunabileceği ile ilgili olmalıdır. Hırsına çok fazla kapılmamalısın ve bunu görmezden gelmemelisin.
Fiilleri düşünün. Her şeyden önce listelenen misyon ifadeleri “____ yapmak” ile biter. Teklif etmek, vermek, ilham vermek vs. Bunların hepsi eylemdir ve peki bu eylemlerin alıcısı kimdir? Müşteri.
Şirketinizin eylem açısından ne yaptığını düşünüyorsan kendinize değil müşterilerinize odaklanmayı sürdürmeniz daha kolaydır.
Şirketinizin yaptığı şeyi neden yaptığı üzerine düşünün. Her şirketin var olması için temel bir sebebe ihtiyacı vardır genellikle bu “neden” olarak adlandırılır. Neden, sadece satmak ve para kazanmaksa, bu iyi değildir.
İşinizin, insanların yaşamlarını bir şekilde iyileştirmesi için bir nedene ihtiyacı var. Daha sonra bu nedeni misyon ifadenize dâhil etmeniz gerekir.
Warby Parker’ın misyon ifadesi bunu harika bir şekilde yapıyor: “Tasarımcı gözlüklerini devrimci bir fiyatla sunarken, aynı zamanda sosyal açıdan bilinçli işlere de öncülük etmek”
10-30 arası bir yerde birkaç misyon ifadesi hazırlamak isteyeceksiniz. Kulağa hoş gelmiyorsa da sorun değil. Şu anda, çalışabileceğiniz en fazla seçeneği sunmak için mümkün olduğunca fazla ifade düşünmek istiyorsun.
Sonra, listeyi daraltın. Hangi misyon ifadeleri hedeflerinizi en iyi şekilde özetler? Müşteri olsaydın hangisini tercih ederdiniz ?
Misyon ifadenizi zaman içinde değiştirmeniz gerekebilir. İşiniz büyüdükçe, sağladığın değer ve özel hedefleriniz hakkında daha iyi bir fikir edinirsiniz. Misyon ifadelerinizi buna göre güncelleyin ve ekibinizdeki herkesin de bunu bildiğinden emin olun.
İşte harika bir misyon ifadesi yazmak için bazı ipuçları sağlayan The Balance adlı mükemmel bir rehber. Bu adım, dünyadaki en başarılı işletmeler gibi düşünmenize yardımcı olur ve eylemleri hedeflerle aynı hizaya getirmenize izin verir.
Dış Markalaşma
Dış markalaşma hakkında konuşmak karmaşıktır çünkü yaptığın her şey markanızı temsil eder. Logonuz, müşteri destek e-postaların ve sosyal medya avatarlarının tümü markanızın bir parçasıdır.
(Bu nedenle iç markalaşma çok önemlidir – halka açılmadan önce kim olduğunuzu anlaman gerekir.)
Bir markanın temel unsurları görünüşünüz ve sesinizdir. İşletmenizin logosu ve web sitesi (veya mağazası) genellikle yeni bir müşterinin gördüğü ilk şey olur, bu nedenle ilk izlenimlerini iyi yapmaları gerekir.
Ardından, kullandığın yazı tonu ve stili satıştan sosyal paylaşımlara kadar her şeyi etkileyecektir. Metin ve medya müşterilerinizle nasıl iletişim kuracağınızı belirler bu nedenle ortaya koyduğunuz her şeyin markanızca anlamlı olması gerekir.
Bu bölümleri (logo, web sitesi, yazı) ayıralım ve her birini derinlemesine tartışalım.
Logo Tasarımı
Büyük işletmelerin logo tasarımı için milyonlarca harcama yapmasının bir nedeni vardır. Bunun nedeni logonuzun hoş bir tasarımdan daha fazlası olması. İnsanların markanızı anında tanımalarının bir yolu.
Bahse girerim şu anda en az 10 farklı logo düşünebilirsin. Logoların tonlarca gücü vardır. İnsanlar görsel varlıklardır, bu yüzden sevdiğimiz bir işletme için bir logo gördüğümüzde, onu neredeyse bilinçaltımıza kazırız.
Logonuzu mağazanızda, sosyal medya hesaplarınızda, kartvizitlerinizde ve hatta e-posta profil resminizde kullanacaksın. Tüm müşterileriniz bunu görecek, peki neden olabileceği en iyisini yapmıyorsun?
İyi bir logo biraz pahalı olabileceğinden, birçok girişimci kendi yapabilecekleri ücretsiz bir logo seçmeyi tercih eder. Bununla ilgili sorun mu var? Hiç tasarım beceriniz yoksa, logonuz genel ve unutulabilir görünecektir.
Bu yüzden markan için özel olarak üretilmiş bir logoya ihtiyacın vardır. Binlerce dolar harcamanıza gerek yok, ancak nitelikli bir tasarımcının özel tasarlanmış bir logosu için adil bir fiyat ödemeye hazır olmalısın.
Bu şekilde sıkıcı logosu olan bir diğer mağaza olmayacaksın. Özel bir logo rekabete direnmenizin kolay bir yoludur.
Öncelikle, markan için istediğiniz estetik hakkında bir fikriniz olmalı. Daha resmi ya da daha rahat bir görünüme sahip olmak ister misiniz? Müşterilerinizde hangi duyguları uyandırmak istiyorsun?
İyi bir tasarımcı sana rehberlik edecektir ancak bu soruları önceden sorman iyidir.
Beğendiğiniz birkaç logoyu bulmak ve onlar hakkında neleri sevdiğinizi anlamaya çalışmak faydalı olacaktır. Onları sizce özel kılan nedir? Bunun hakkında düşünmek, bir logo tasarımcısının işini kolaylaştırır, çünkü logoda ne istediğinizi yansıtan fikirler bulabileceklerdir.
İkincisi, ödemeye hazır olmalısın. Ne kadar harcamalısın? Maliyetler tasarımcıdan tasarımcıya değişiklik gösterir, ancak istediğinize kavuşmak için iyi bir fiyat aralığı 100 ile 300 TL arasındadır.
Logo tasarımı çok çalışmayı gerektirir ve çok az ücret alan tasarımcılar genellikle kaliteye önem vermezler. 100 – 300 TL aralığında bir teklif alırsanız, işini ciddiye alan biriyle ilgileniyor olabilirsiniz.
Peki bir logo tasarımcısını nasıl bulursun? Ağınıza ulaşmaya ve bir tasarımcıyı bu şekilde bulabilecek misiniz diye bakmaya değer. Bu, güvenebileceğiniz kişileri bulmak ve onlarla iletişim kurmak için harika bir yoldur.
Ağın üzerinden kimseyi bulamazsan, sizi borçlandırmayacak iyi tasarlanmış bir logo edinmenize izin veren tonlarca site vardır. İşte birkaç seçenek.
Freelance bir tasarımcı bulun. Çoğu girişimci için freelance çalışan biri işi yapmak için en iyi fiyat değerini sunar.
Prestijli bir firmayı hedeflemiyorsun, ancak aynı zamanda sadece ücretsiz logo tasarımcısı kullanıp sizden ücret talep eden birine de ödeme yapmamayı garanti altına alıyorsun. Katılan herkes için harika sonuç veren bir orta yoldur.
Yerel bir logo tasarımcısını, Googling “logo tasarımı” ile bulabilirsiniz üstelik senin alanınızda çalışır. Çoğu logo tasarımcısı yerel tabanlı işletmeleri hedef alır ve bu güvenilir birisiyle bağlantı kurmak için mükemmel bir seçenektir.
99designs gibi siteler bir tasarımcıyla iletişim kurmanıza yardımcı olabilir. Ancak bu siteler her zaman ideal değildir.
Diğer bir yöntem ise Dribbble gibi portföy sitelerini kullanmaktır. Yüzlerce tasarımcıyı ve çalışmalarını anında görüntüleyebilir ve bir teklif almak için doğrudan onlarla iletişim kurabilirsiniz.
Bu biraz daha uzun sürebilir, ancak uzun vadede daha mutlu olursun.
Çevrimiçi bir pazar kullanın. Upwork ve Fiverr gibi siteler freelancerlarla doludur ve genellikle çok fazla ödeme yapmazsın. Siteye göz atmak ve yetenekli tasarımcıları bulmak kolaydır ve normalde birkaç gün içinde bitmiş bir logo alabilirsiniz.
Diğer taraftan, bu tür sitelerdeki serbest çalışanların çoğu yetersiz kalabilir ve çok az ücret alır. Genel logolar üretmeyen tasarımcıları bulmak da biraz zordur. Yine de, seçenekleri karıştırırsan bazı cevherleri bulabilirsiniz.
Grafik tasarım firması bulun. Bu daha pahalı bir seçenektir ancak mükemmel sonuçlar verebilir. Para verip profesyonelce tasarlanmış bir logo almak istiyorsanız, ünlü grafik tasarım firmalarını arayabilirsiniz.
Bu firmaların genellikle hayallerinizin logosunu oluşturmak için çalışan bir şirket içi tasarımcı ekibi vardır. Bu firmalar büyük şehirlerde yaygındır ve yerel bir firma bulursanız, en iyi sonuçları elde etmek için şahsen sohbet etme ve bir tasarımcıyla çalışma rahatlığını yaşarsın.
Hangi açıdan bakılırsa bakılsın, logonuz markanızın yüzüdür. Tüm dijital pazarlama malzemelerinizin hepsi bulunacak, bu yüzden bir logoya birkaç yüz dolar harcamak fikrini hazmetmek zor olsa da, uzun vadeye odaklanın.
Web Site Tasarımı
Şimdiye kadar, bir satış kanalı seçtiniz. Kendi web sitenizi kullanacaksanız, sitenizin tasarımını düşünmeniz gerekir.
eBay ya da Amazon kullanıyorsanız, tasarımla ilgili yapabileceğiniz hiçbir şey yoktur ki bu da işletmenizi etkili bir şekilde markalaştırabilmenizi sınırlar. Bir web sitesi sana sağlam bir web varlığı sunar ve istediğiniz şekilde satmanıza izin verir.
Tasarımın önemli olduğunu biliyorsun ancak sana bir soru sormama izin verin: Geçen hafta kaç web sitesini ziyaret ettiğinizi hatırlayabilir misiniz? Muhtemelen pek değil. Çünkü sıradan bir web sitesinin tasarımı ciddiye alınmaz.
Genellikle aynı WordPress veya Squarespace temasının varyasyonlarını görürsünüz.
Şimdi, WordPress veya Squarespace’i kullanmanın yanlış bir tarafı yoktur ama genel bir siteye sahip olmanın yanlış bir tarafı vardır. Potansiyel müşterilerin başka bir siteye benziyor diye sitenizi unutmasını istemezsiniz.
Daha da kötüsü, ruhu olmayan bir site dönüşüm oranınızı düşürebilir ve insanları sitenizden uzaklaştırabilir.
Web sitesi tasarımı, işletmenizin önemli bir bütçe ayırması gereken başka bir yönüdür. Fiyat açısından, bir kaç yüz dolar kadar ya da bir kaç bin dolar kadar harcama yapabilirsiniz.
Finansmanı buna göre planla. Web siteniz, yapacağın en önemli iş yatırımlarından biridir.
Siteyi kendinizin kurması için yollar vardır ancak bir web tasarımcısı işe alırsan daha iyi sonuçlar elde edersiniz. Sitenizi nasıl kurarsan kurun, iki önemli şeye odaklanmalısın:
Markanızı sitenize entegre etmek. Boşu boşuna ‘marka kimliği’ diye adlandırılmaz. Siteniz markanızın organik bir uzantısı olması gerekir. Bu, kullandığın renkler, yazı tipleri ve resimlerin markanızla tutarlı olması gerektiği anlamına gelir.
Ayrıntılara dikkat etmek burada gereklidir, çünkü markanıza uymayan herhangi bir şey garip kaçar ve bu da müşteri deneyimine zarar verir.
Unutulmaz bir tasarıma sahip olun. Siteniz sadece senin sitenize benzemeli, başkasınınkine benzememelidir. Düşünüyor olabileceğiniz şeye rağmen unutulmaz bir tasarıma sahip olmak fonlarınızı kurutmak zorunda değildir.
WordPress gibi bir web sitesi oluşturucusunu kullanarak benzersiz bir tasarıma sahip olmak çok mümkün ancak bunun için çalışman gerekiyor.
Sitenizin bir profesyonel tarafından gereksinimlerinize göre özelleştirilmesini istiyorsan tasarımcıyı işe alabilirsiniz, ancak bu gerekli değildir.
Gidebileceğin iki yol var: kendiniz bir site oluşturun ya da bunu yapmak için birini bulabilirsin. Her ikisinin de artıları ve eksileri var. Kötü bir web sitesi sana pahalıya patlayacağından dikkatli bir şekilde seçim yapman gerekir.
Kendi Dropshipping Siteni Yapmak
Teorik olarak, tonlarca tasarruf edebilir ve hızlı bir şekilde ürün satmaya başlamanızı sağlayacak bir site hazırlayabilirsiniz.
Çok hızlı değil. Bunun yararları vardır ve bazen, özellikle senin için mevcut olan kaynaklar nedeniyle tercih edilen bir seçenektir. Aynı zamanda her dropshipper için doğru bir seçim değildir.
İşi üstlenmeye karar vermeden önce bir dropshipping sitesinde neyin bulunduğuna karar vermek çok önemlidir. Sitenizin, ürün sayfalarına, entegre bir ödeme işlemcisine ve yalnızca birkaç şeyi isimlendirmek için şifrelemeye sahip olması gerekir.
Sitenizde herhangi bir hata varsa, bu işiniz için çok kötüdür denebilir. Bu nedenle, bir site oluşturma ve tasarlama konusunda sıfır deneyiminiz varsa, sana yardım edecek deneyimli birini bulmanızı öneririm.
Evet, teknik olarak kaçınabileceğiniz ek bir maliyettir, ancak şimdi biraz ödemeniz uzun vadede işinizi kurtarmanıza yardımcı olabilir.
Öte yandan, yeterli web tasarımı ve / veya geliştirme deneyiminiz varsa, bu seçenek senin için olabilir. Bunun geçmişte çalıştığın projelerden daha uzun süreceğini unutma. Bazı detayları gözden kaçırmak olasıdır ama yapmamalısın.
Dikkate alınması gereken başka web sitesi çözümleri olduğunu söylemek gerek. Bunlar sana bir tasarımcı kadar esneklik ve kişiselleştirme sağlamazken, daha uygun fiyatlı ve işleri halledecektir.
WordPress böyle bir seçenektir. Dünyadaki en teknoloji meraklısı insan olmasanız bile, bir mağaza kurmanıza yardımcı olacak çok sayıda e-ticaret eklentisi vardır.
Muhtemelen bazı premium (ücretli) eklentiler için ödeme yapmanız gerekecek, ancak son maliyet bir tasarımcı aramaktan çok daha ucuz olacaktır. Squarespace başka bir popüler web tasarım çözümüdür.
Bu yoldan giderseniz, Shopify özelliklerini ve eklentilerini kullanabilirsiniz. Bunlar inanılmaz derecede kullanıcı dostu olacak şekilde tasarlanmıştır ve tüm süreç boyunca adım adım yardımcı olur.
WordPress veya Squarespace gibi site oluşturucuları kullanmak teknik işleri kolaylaştırabilir ancak tasarım üzerinde daha fazla çalışmanız gerekir. Başkalarının kullandığı aynı temayı kullanmak istemezsiniz.
Ayrıca melez bir yaklaşım izleyebilir, kendi kendinize elinizden geleni yaparak ve gerisini yapmak için birini kiralayabilirsiniz.
WordPress gibi site kurucuları kullanmanın tersi, bahsettiğim e-ticaret eklentilerini kullanabilmektir. Ödeme işlemlerini, mağaza tasarımını, e-posta listelerini ve aklınıza gelebilecek her şeyi işleyen birçok eklenti vardır.
Birçok dropshipper böyle bir site kurmayı tercih ediyor ve iyi çalışıyor olsa da, eksik bulabilirsiniz.
Son olarak, tamamı sitenizden ne istediğinize bağlıdır. Web siteleri oluşturma ve tasarlama konusunda rahat ve deneyimliyseniz, DIY yaklaşımını göz önünde bulundurun.
Profesyonel bir dokunuş istiyorsanız ya da web sitesi oluşturma konusunda fazla bilgili değilseniz, iş için birileriyle çalışmayı düşünün.
Dijital Pazarlama Ajansı İle Çalışmak
Tüm işinizin başarısı, sitenizin kusursuz çalışmasına bağlı olduğundan, bir web tasarımcısının işe alınması çoğu durumda mükemmel bir seçimdir. Uzun vadeli bir yatırımdır ve cüzdanınıza şimdi zarar verebilir, ancak zaman içinde kendisi için ödeyecek.
Bir web tasarımcısı bulma seçenekleri bir logo tasarımcısı bulma ile aynıdır. Ağınıza erişebilir, çevrimiçi olarak bir freelancer bulabilir ya da bir tasarım firması ile çalışabilirsiniz.
Bununla birlikte, web tasarımı oldukça pahalıya mal olabileceğinden, mükemmel web tasarımcısını bulmak için daha fazla düşünmek ve araştırma yapmak isteyeceksiniz.
Mümkünse tasarımcıyla sohbet etmek ve seninle aynı noktada buluşup buluşmadığını görmek ve vizyonunuzu anlaması her zaman iyi bir fikirdir.
Logo tasarım bölümünde belirttiğim gibi, sahte tasarımcılar bir sorun olabilir. Pek çok “tasarımcı” yalnızca bir WordPress sitesi kurar ve bunun için prim ücreti alır.
WordPress’in nasıl kullanılacağını bile bilmiyorsanız, bu kötü bir seçenek değildir. Ancak asıl mesele kimseye ödeme yapmadan önce görevinizi yapmanız gerektiğidir. Bir tasarımcının senin için ne yapacağını bildiğinizden emin olun.
İyi bir web tasarımcısı sorularınızı cevaplayabilecek, markalaşmanızı bütünleştirebilecek ve geçmişte yaptıkları vitrin çalışmalarını sergileyebilecektir. İdeal olarak, daha önce perakende satış siteleri oluşturan bir tasarımcı istiyorsun.
Çevrimiçi mağazalar diğer sitelerden daha fazla çalışma gerektirdiğinden, buna alışkın biriyle çalışmanız önemlidir. E-ticaret mağazalarının nasıl çalıştığını bilmeyen bir tasarımcı, dönüşüm ve satış için tam olarak optimize edilmemiş bir site oluşturabilir.
Senin için doğru tasarımcıyı bulduğunuzu düşünüyorsanız, daha önce birlikte çalıştıkları kişilere ya da işletmelere e-posta ile göndermek isteyebilirsiniz.
Dürüst olmak gerekirse, kişisel referanslar, bir tasarımcının kalitesi hakkında çok şey anlatabilir. En azından, tasarımcı tarafından yapılan önceki siteleri inceleyin ve bunlara iyice bakın. Görsel ve işlevsel olarak aradığınız şeye benziyorlar mı?
Şimdi büyük soruya geldik: Ne kadar harcamalısın? Maliyetlerin toplanacağı yer burasıdır. Bir e-ticaret sitesi yaklaşık 5.000 TL ‘den başlar ve daha da artar.
Bu sana fazla gibi görünüyorsa, büyük resme odaklanın. Bir işi kendiniz yaparak masrafları düşürmek cazip gelse de bir tasarımcıya ödeme yapmaya genellikle değerdir çünkü sana rahatlık sağlar.
Kısa sürede kusursuz bir şekilde çalışan bir vitriniz olacaktır, bu da daha erken satış yapmaya başlayabileceğiniz anlamına gelir. Son ürün zarif ve görsel olarak çekici olacak, bu nedenle ortalama altı bir siteye sahip olmak konusunda endişelenmenize gerek kalmayacak.
Siteyi kendiniz tasarlasanız da işi dış kaynaklara verseniz de sitenin nasıl çalıştığını bilmek istersiniz. Bu özellikle e-ticaret eklentileri için geçerlidir. Bir eklenti paketi kullanacağından, onlarla biraz zaman geçirin ve nasıl çalıştıklarına alışın.
Sorunlarla karşılaşırsanız, kolayca sorun gidermeyi isteyebilirsiniz.
Reklam Metni Yazarlığı
Web sitenizi kendiniz kursanız da kurmasanız da profesyonel bir metin yazarına ihtiyacınız olacaktır. Yazma, çoğu insanın göz ardı ettiği ancak bir sitenin önemli bir parçasıdır. Birçok girişimci gösterişli bir siteye ya da göz alıcı bir logoya odaklanıp yazıyı unuturlar.
İyi bir metin yazarlığı Dropshipping işi için birkaç yönden hayati önem taşır.
- Reklam Metni
- Ürün Açıklaması
- Dijital Pazarlama içeriği
- Sosyal medya yayınları
- Ek içerikler (ör. Blog gönderileri, videolar, rehberler)
Kısacası, yazma, insanları nasıl dönüştüreceğinizin ve satışı nasıl kapatacağınızın büyük bir parçasıdır. Doğru kelimeler markanızı hayata geçirebilir ve tek seferlik müşterileri tekrar eden müşterilere dönüştürebilir.
Öte yandan, sıkıcı metinler de ziyaretçilerin tıklamasına neden olabilir ancak muhtemelen sitenize bir daha asla uğramayabilirler.
Bugünlerde çok fazla yazar vardır, bu nedenle çalışacak birini seçerken dikkatli olmalısın. İngilizcede yüksek lisans derecesine sahip birine ihtiyaç duymazsın, ancak çalışmaları yanlış olan birisiyle de çalışmamalısın.
Küçük dilbilgisi sorunları bile ziyaretçileri önemsemediğinizi ya da tembel olduğunuzu hissettirebilir ve bu istediğiniz en son şeydir.
Hedef kitlenizin dikkatini çekmek istiyorsanız, açık bir şekilde düzenlenmiş, duygusal açıdan çekici bir metne ihtiyacınız olacak. Bunun anlamı satış metni, dijital pazarlama içeriği ve ürün açıklamalarının içeriğini bilen tecrübeli bir yazar bulmak isteyeceksiniz demektir.
Bir kitap yazmakla dönüşüm sağlayan web sitesi metni yazmak arasında fark vardır. Bu nedenle, seçtiğiniz yazarın çevrimiçi işletmeler için metin yazarlığı konusunda önceden deneyime sahip olması gerekir.
Burada yine bir freelancer bulabilir, bir çevrimiçi pazar kullanabilir ya da bir şirketle çalışabilirsiniz. Konu yazmaya gelince, yüksek kaliteli yazarlar bulmak için çevrimiçi pazarları (Upwork gibi) seçmenin çok zor olduğunu not etmeliyim.
Pek çok yazarın listeledikleri dil anadili değildir. Bu yazarları filtrelendikten sonra ihtiyacınız olmayan özelliklere sahip birçok yazarı yine de bulacaksın.
Ancak bir yazar aramaya başlamadan önce, hangi tavrı kullanacağınızı bilmeniz gerekir. Markanız rahat, hatta kesin hatlıysa bile, resmi ya da şiirsel metin istemeyeceksiniz.
Aynı şekilde, süper profesyonel bir görünüm elde etmek istiyorsanız, metninizin argo ile doldurulmasını istemeyeceksiniz. Yine, rakiplerinizden bazılarına bir göz atın ve onları değerlendirin. Hangi yazı stillerini seviyorsun?
Bunu yazarınıza iletmek, aradığınızı anlamalarına yardımcı olacaktır.
Uzun vadede çalışmak için bir yazar bulmak isteyip istemediğinizi de düşünmelisiniz. Ürünler ve dijital pazarlama materyalleri için düzenli olarak yeni bir reklam metnine ihtiyacınız olacağından, en baştan mükemmel bir yazar bulmak ve bir iş ilişkisi kurmak sana yardımcı olabilir.
Bu, en baştan yeni bir yazar aramanıza gerek kalmayacağından sana zaman kazandırabilir.
İyi bir freelance yazar bulmak, özellikle de daha önce bir yazarla hiç çalışmadıysanız zor olabilir. Sabit bir portföyü olan birini bulmak genellikle senin için en iyi seçimdir. Unutma ki logo ve web tasarımı gibi yazma da çok fazla iş gerektirdiğinden ucuz olmayacaktır.
Yazma oranları değişken olsa da, iyi yazılar elde etmek için kelime başına 10 cent ya da daha yüksek bir miktar ödersiniz. Bazı yazarlar saatlik ya da proje başına ücret alır, bu nedenle kelime başı çalışanları bulmanız gerekir.
Daha küçük ya da teknik olarak daha zorlu bir nişte ise alanında deneyimli birini bulmak için daha da fazla ödemeniz gerekecektir. Sonuç olarak, birinci sınıf profesyonel yazı için uygun miktarda bütçe ayırmanız gerekir.
Markanı Tescil Ettirmek
Bir süre hem iç hem de dış markalaşma üzerinde çalıştıktan sonra, markanızın sağlam bir bütün olduğunu hissetmelisiniz. Kalıcı bir marka sürekli geliştirme gerektirir, bu yüzden zaman zaman ince ayarlar yapın.
Örneğin, müşterilerinizin belirli tutumu kullandığını fark ederseniz, bunu metinlerinizde taklit etmek isteyebilirsiniz.
Mağazanız büyüdükçe, markanız da büyüyecektir. Markanızı geliştirmeye odaklanmaya devam ederseniz, çok sayıda müşteriyi çeken ve daha fazlası için geri gelmelerini sağlayan dropshipping işletmeniz olacaktır.
Bölüm 8: Dropshipping Tedarikçisi Bulma ve Anlaşma Yapma
Şimdiye kadar uzunca bir yol kat ettik ancak nihayet tedarikçiler hakkında konuşmaya başlamanın zamanı geldi. Artık işinizi kurduğunuz ve pazardaki yerinizi anladığınıza gör, gerçek ürünleri almak için tedarikçilerle iletişim kurmaya çalışabilirsiniz.
Bu bölümde, tedarikçileri nasıl bulacağınız ve iletişim kuracağınız konusunda sana bilgiler vereceğim. Ayrıca, ilk defa dropshipping yapanların birlikte çalışacak tedarikçileri ararken sıkça karşılaştıkları gizli tuzakları da gözden geçireceğim.
Dropshipping Tedarikçilerini Bulma
Doğru tedarikçileri bulmak için biraz dikkatli olmak gerekir.
Bu yüzden doğru stratejileri kullanmak çok önemlidir. Biraz çalışmayla, iyiyi kötülükten ayırabilir ve iş yapmak için güvenilir toptancılar bulabilirsiniz.
Bu stratejilerden bazıları diğerlerinden daha etkilidir, bu yüzden benim için en iyi olanla başlayıp daha sonra listeden aşağı doğru gideceğim.
Üretici İle İletişim Kurma
Bu, toptancıları bulmak için en kolay ve en etkili yöntemdir. Hangi ürünleri satmak istediğinizi tespit ettikten sonra, bu ürünleri kimin ürettiğini bulun ve onlarla iletişim kurun.
Toptancıların listesini isteyin.
Bu sana üreticinin kendi resmi listesini verir böylece yasal işletmelerle çalışacağınızı bilirsiniz.
Bu strateji hızlıdır ve sadece birkaç telefon görüşmesi gerektirir.
Nişinizdeki farklı üreticileri arayarak, aynı toptancıları tekrar tekrar bulabilirsiniz.
Bu önde gelen toptancıların kim olduğunu bilmenizi sağlar ve bunu bulmak için fazla çalışmanıza gerek kalmaz.
Oberlo
Farklı tedarikçileri kolayca bulabilmeyi ve hatta değiştirebilmeyi istiyorsanız, Oberlo’ya bir bakın. Oberlo, Shopify ile sorunsuz bir şekilde bütünleşir ve tedarikçi yönetimini rahat bir hale getirir.
Binlerce tedarikçiden geniş bir ürün kataloğuna erişebileceksin.
Ek olarak, diğer birçok kullanışlı özelliğe de erişeceksiniz. Ürünleri doğrudan tedarikçilerden alabilir, siparişleri otomatik olarak tamamlayabilir, fiyatlarınızı otomatikleştirebilir ve daha fazlasını yapabilirsiniz. İşte Oberlo’nun özelliklerinin tam listesi.
Tedarikçi Bulma
Daha önce ücretlerle ilgili tedarikçi rehberlerinden bahsettim. Hiçbir tedarikçi aylık ücret talep etmez ancak bir tedarikçi rehberi edebilir.
Tedarikçi rehberleri, her çeşit nişe ait toptancıları listeler. Rehberlerin iki temel faydası vardır: güvenlik ve rahatlık. Rehberler güvenlidir çünkü listelemeden önce eleme yapar ve onlar uygundur.
Çünkü toptancıları niş ya da ürün türüne göre arayabilirsiniz.
Tedarikçileri ararken sana çok zaman kazandırabilir.
Hiçbir şekilde tedarikçi rehberleri gerekli değildir. Harcama yapacak paranız varsa işinizi kolaylaştırırlar ancak ihtiyacınız olan tüm yasal toptancıları bir dizine dokunmadan bulabilirsiniz.
Her şeyden önce, dizinler bazı dropshipperlar için harikadır ama herkes için değil.
Biraz zaman kazanmak ve giriş ücreti ödemek istemiyorsanız, işte en güvenilir ve tanınmış dizinlerden bazıları. Bunların hiçbiri için ücret almıyor ve reklam yapmıyorum. Sadece seçeneklerinizin ne olduğunu bilmenizi istiyorum.
Worldwide Brands
Bu, en eski ve en güvenilir tedarikçi rehberlerinden biridir. 1999 yılında kurulan Worldwide Brands, binlerce sertifikalı toptancıya ait devasa bir veri tabanına sahiptir.
Bu toptancıların hepsi üst düzeydedir, aracı değillerdir yani, toptancı gibi davranan perakendecilerden değildir.
Bu yeterli değilse, 10 milyondan fazla ürüne de göz atabilirsiniz.
Bir ömür boyu üyelik için 299 $ ödemeniz gerekir, buradaki rehberlerin çoğuna kıyasla oldukça fazladır. Bir rehberlere fazla fazla güvenmeyi planlıyorsanız ve en iyilerden birini istiyorsanız, Worldwide Brands kesinlikle göz atmaya değer.
Wholesale Central
Wholesale Central tamamen ücretsizdir. Bu, ilk başta bir tehlike işareti gibi görünebilir ve bu rehberde bazı sorunlar olduğu doğrudur.
Wholesale Central tedarikçiler için bir liste ücreti talep etse de, her liste gerçek değildir.
Birincisi, toptancıların çoğu ‘toptan’ fiyatlarla satış yapan perakendeciler gibi görünüyor.
Wholesale Central, başvuru sahiplerini taradığını da iddia ediyor ancak bu sürecin nasıl işlediğini belirtmiyorlar, bu yüzden bazı yasal olmayan tedarikçilerin gözden kaçması olasıdır.
Sonuç olarak – göz atmaktan çekinmeyin ama dikkatli olun ve iletişime geçmeden önce çok araştırma yapın.
Dolandırıcı Tedarikçiler Nasıl Tespit Edilir?
Artık tedarikçileri nasıl bulacağınızı bildiğinize göre sana sahte dropshipping tedarikçilerini nasıl tanımlayacağınızı göstereceğim.
Bu doğru – dolandırıcılar bazı perakende satış mağazaları toptancı olarak görünmekte böylece daha fazla satış yapabilmekte ve fiyatları deli gibi yükseltmektedir.
Sen doğrudan üreticiden satın alan ve sana daha iyi fiyat sunabilecek gerçek toptancılar ile çalışmak istiyorsun.
Toptancıları direkt ararsanız, hangilerinin sahte olduğunu söylemek zor olabilir. Aslında, neredeyse imkânsız olabilir. Çünkü sahte olanlar genellikle daha güvenilir görünür.
Maalesef yasal toptancılar daha az dijital pazarlama meraklısı olma eğilimindedir bu yüzden onları bulmak daha zordur. Öte yandan, sahte tedarikçiler genellikle dijital pazarlamada çok başarılıdır Bu yüzden arama yaparken çokça karşınıza çıkacaktır.
Sahte dropshipping tedarikçilerini ele verilen birkaç işaret vardır:
-
Halka direkt olarak ürün satarlar.
Toptancılar olarak görünen birçok perakendeci halka ürün satar, müşterilerin iyi bir anlaşma yaptıklarını düşünmelerini sağlamak için de genellikle “toptan ürün fiyatı” reklamı yapacaklardır.
Yaptıkları şey ürünleri şişirilmiş fiyatlarla satmak ve üzerine toptan satış etiketlerini koymak.
Bu yasal bir toptancı ile karşı karşıya olmadığınızı gösteren bir emaredir.
Fiyatlarını halka açık olarak listeleyen bir toptancı görürseniz, bu aynı zamanda sahte olduklarının bir işaretidir.
-
Gerçek bir toptancı asla direkt olarak halka satış yapmaz.
Ayrıca, bir toptancı ile anlaşma yapmak için başvurmanız ve onaylanman gerekir. Toptancılar herhangi biri çalışmaz. İşletmeniz olduğunu ve bunun yasal bir işletme olduğunu kanıtlamanız gerekir.
-
Sürekli ücret talep ederler.
Bu yol, dolandırıcı tedarikçilerin şüphesiz mağdurlarından daha fazla para almalarının başka bir yoludur. Kendileriyle iş yapmak için aylık bir ücret talep ederler. Hiçbir gerçek toptancı bunu asla yapmaz.
Bununla birlikte, ücret talep edebilecek bazı toptancı rehberleriyle karşılaşabilirsiniz. Bu aslında tedarikçi bulmak için iyi bir yöntemdir bu yüzden onlardan kısaca bahsedeceğim. Sadece bir tedarikçinin herhangi bir taban ücret talep etmeyeceğini unutmayın.
-
Sözleşme imzalamak istemezler.
Bu büyük bir tehlike işaretidir. Herhangi bir ödeme yapmadan önce yasal olarak bağlayıcı bir iş sözleşmesine yapmak için her zaman bir kontrat imzalamanız gerekir. Sözleşme imzalamayı reddeden (ya da gerekli olmadığını söyleyen) kişi sahte tedarikçidir.
Yasal Toptancılar Nasıl Belirlenir?
Peki, birlikte çalışmak için yasal toptancıları nasıl bulursun? Neyse ki, bir tahmin oyunu oynamayacağız. Gerçek toptancılar birkaç basit ölçüt kullanılarak tespit edilebilir:
-
Öncelikle başvurmanız gerekir.
Sahte toptancıların başvuru süreci olmayacakken yasal toptancıların kesinlikle olacaktır. Yasal olarak var olmanız gerekecek ve tedarikçi sizi onaylamak durumunda kalacaktır. Bunların hepsi fiyatları görmeden önce gerçekleşecektir.
-
Minimum sipariş ücreti vardır.
Tedarikçilerin, özellikle ilk siparişiniz için minimum sipariş ücreti olması yaygındır. Bunun nedeni, tedarikçilerin yalnızca ciddi işletmelerle çalışmak istemeleridir.
Bu nedenle, minimum sipariş ücretini ayarlamak yalnızca vitrinleri gezen insanları filtrelemeye yardımcı olur.
Bazen bu dropshipperlar için sorunlu olabilir. Aşağıdaki senaryoyu bakın. Bir tedarikçinin 500 $’lık minimum siparişi var ancak ortalama siparişinizin boyutu yalnızca 75 $.
Bu durumda, ilk başta dropshipping hesabını açmak için 500 $ ödemeniz gerekecek gibi görünüyor.
Ne yaparsın? Benim tavsiyem, gelecekteki siparişlere uygulanacak ekstra miktarı krediye dönüştürmektir.
Bu şekilde, minimum sipariş ücretine ulaşırsın ve fazladan ürün sipariş etmeniz gerekmez.
-
Deneyimli kadroya ve özel bir destek ekibine sahipler.
Bu gerçekten birinci sınıf bir tedarikçinin ayırt edici özelliğidir. Nişinizi bilen bir temsilciyi arayabilmeli ve tüm sorularına ayrıntılı olarak cevap alabilmelisiniz. Şirket temsilcileri bilgili görünmüyorsa, herhangi bir deneyimi ya da eğitimi olmadan işe alınmış olabilir.
Bununla kalmayıp özel destek ekibine de dikkat edin. Bir toptancı ile çalışıyorsan ihtiyaçlarını karşılaması için belirli bir müşteri destek üyesine aktarılman gerekir. Bu problemi çözmeyi kolaylaştıracaktır.
Birden fazla ekip üyesini aramak ve e-posta göndermek sadece karışıklığa yol açar ve bu sorunları daha da kötüleştirir. Bu nedenle tek bir kişiyle tema kurmak çok faydalıdır.
-
Teknolojileri günceldir.
Yasal toptancıların dijital pazarlamada kötü olma eğiliminde olduğunu söylediğimi hatırlıyor musun?
Maalesef, bir bütün olarak teknoloji ile de kötü olma eğilimindedirler.
Ancak tedarikçinizin iyi bir web sitesi ve ara yüzü olduğunda kesinlikle yardımcı olur.
Gerçek zamanlı envanter, aranabilir sipariş geçmişi ve kullanımı kolay çevrimiçi kataloglar gibi özellikleri kullanabilmek inanılmaz derecede faydalıdır ve sana çok fazla zaman kazandırır.
-
Ön sipariş ücretleri vardır.
Hiçbir perakendeci aylık ücret talep etmese de, çoğu küçük ön sipariş ücretlerini talep edecektir. Bunlar genellikle siparişin büyüklüğüne bağlı olarak sipariş başına 1$ ila 5 $ arasında ya da daha fazla olabilir.
Bireysel siparişler toplu siparişlerden çok daha yüksek ücretler taşıdığından, bu ücretler paketleme ve nakliye masraflarını kapsar.
-
Sizi onlarla çalışmaya ikna etmek için ısrar etmeyeceklerdir.
Bu sahte ‘toptancılar’ arasında çok karşılaşacağın bir taktiktir. Bu işletmeler sadece perakendeciler olduğu için, paranı almaya çalışmak için satış taktiklerini kullanacaklar. Avantajlarından bahsedecek ve gerçekten işe yaramayacak bir sürü bilgi vereceklerdir.
Gerçek toptancılar seninle çalışmak için fazla çaba sarf etmez. Başvuru yapmanı isteyecekler ve katı şartlara sahip olacaklardır. Eğer bir toptancı satış için konuşup duruyorsa tabanları yağla. 🙂
İyi Bir Tedarikçinin Özellikleri Nedir?
Bir tedarikçinin onaylı olması senin için en iyi seçenek olduğu anlamına gelmez. Doğru tedarikçileri seçmek uzun bir süreç olabilir ancak ihtiyacın olan tüm kutuları işaretleyen bir tane bulduğunuzda buna değer.
Bunu yapmak için de iyi bir tedarikçiyi nasıl belirleyeceğini bilmen gerekir.
Tedarikçi aramakta yeniyseniz, bir tedarikçinin kalitesini bir başka tedarikçiye göre analiz etmeye nereden başlayacağını bile bilmiyor olabilirsiniz. Korkma, çünkü senin için bazı uzman önerilerim var.
Bunları apaçık şekilde bakman mümkün olmayabilir ancak sizi müthiş miktarda zaman ve para kaybından koruyabilirler.
-
Siparişleri e-posta ile alırlar.
E-posta göndermek yerine arama yapma zorunda olmak, sorun çıkarmaman gereken küçük bir sorun gibi görünebilir. Ancak her gün yüzlerce sipariş aldığın bir geleceği düşünün.
Tüm bu siparişler için arama yapmak zorunda mı kalacaksın (veya senin için yapacak birini tutacaksın)? Üstelik tedarikçinin web sitesi üzerinden sipariş vermek bile zaman alabilir.
Siparişleri e-posta yoluyla gönderebilmeniz, her saat başı yeni siparişler vermenizde bir kolaylık olacaktır. Neyse ki, birçok toptancı e-posta siparişlerini kabul edecektir ama başka sistemler de kullananlar mevcuttur.
-
Konumları nakliye için çok önemlidir.
ABD’de olduğunuzu varsayarak, bir tedarikçi için en iyi konumun nerede olduğunu düşünün. Tedarikçinin yalnızca bir nakliye merkezi varsa, ülkenin ortasında olması en mantıklı olanıdır.
Bu, paketlerin ABD’nin % 90’ına 2-4 iş günü içinde ulaşmasını sağlar.
Tedarikçi sahilden veya belki de güneyden uzaktaysa, bazı siparişlerin müşterilerin ellerine geçmesi bir haftadan uzun sürebilir.
Merkezi bir konumdaki tedarikçi sana tutarlı sevkiyat sonuçları verecektir ve ortalama olarak insanların eşyalarını teslim etmesi yalnızca birkaç gün sürecektir. Uluslararası taşımacılık elbette bambaşka bir durumdur.
Ancak yurt içi taşımacılık için merkezi bir konum idealdir.
-
İşlemleri etkilidir.
Açıkçası, sürekli sipariş veren ya da hata yapan tedarikçilerle çalışmak istemezsiniz. Ama onlarla çalışmadan bunu nasıl bilebilirsiniz? Ne yazık ki, gerçekten onlarla çalışmadan bilemezsiniz.
Yapabileceğin şey birkaç test siparişi vermektir.
Bu, tedarikçinin kalitesini kesin olarak kanıtlamaz, ancak sana bazı yararlı bilgiler verecektir.
Sipariş sürecinin senin tarafından nasıl göründüğünü, gönderimin ne kadar sürdüğünü ve öğelerin nasıl geldiğini görebilirsiniz. Örneğin, tedarikçi birkaç gün içinde izleme bilgilerini göndermezse, bu bir kırmızı bayrak olabilir.
Siparişten teslimata kadar tüm süreç sorunsuz ve sorunsuz olmalıdır.
Tedarikçilerle İletişim Kurmaya Hazırlanmak
İletişim kurmak istediğiniz tedarikçilerin bir listesini hazırladıktan sonra, onlara tam olarak ulaşmadan önce birkaç şeyle ilgilenmeniz gerekir. Gerekli yasal dayanağa sahip olduğunuzda ve tam olarak ne aradığını öğrendikten sonra etkileşime geçmek en kolay yoldur.
-
Şirketleşmiş Olun
Bu bir zorunluluktur. Daha önce de söylediğim gibi çoğu toptancı işletmenizin gerçekten yasal olduğuna dair kanıt isteyecektir. Ayrıca toptancıların çoğu, fiyatlarını yalnızca onaylanmış işletmelere gönderecektir.
Bu nedenle şirketiniz olmadığı sürece, muhtemelen toptan eşya fiyatları görmezsiniz.
-
Ne İstediğinizi Bilin
Dropshipperdan ne bekliyorsun? Hangi ürünleri sunmak istersiniz? Bunlar, bir tedarikçiyle konuşmadan önce cevaplamak isteyeceğiniz soru türleridir. Temel olarak, iletişim kurmadan önce tüm özellikleri göz önünde bulundurmak isteyeceksiniz.
(Ne arayacağını bilmekle ilgili yukarıdaki bölüm de bu konuda sana yardımcı olmalıdır.)
Toptancılar iş yapmak için bekliyorlar ancak zamanlarını boşa harcayan insanlardan her gün tonlarca spam alıyorlar. Sen de insanlardan biri olmak istemezsin. Onlara iş yapmak istediğinizi göstermeniz gerekir ve kanıt da kendinizi nasıl sunduğunuzla ilgilidir.
Doğrudan konuya girerseniz ve milyonlarca soru sormazsan, tedarikçi ciddi olduğunuzu bilecektir.
Bu nedenle, telefonu açmadan ya da bir e-posta yazmadan önce ne aradığını bilmek çok önemlidir. Onların vakitlerini olabildiğince az almaya çalışın (ancak yerinde sorular sormaktan çekinmeyin).
-
Dropshipping İçin Uygun Olup Olmadıklarını Sorun
Tüm toptancılar dropshipping yapmazlar, bu yüzden muhtemelen sormak isteyeceğin 1 numaralı soru budur. Zaten biliyor olabilirsiniz ancak sormak kibarlık olacaktır (bu da sizi ve aynı zamanda temsil eder).
Telefonda bir tedarikçiyle yarım saat boyunca ürünlerle ve fiyatlandırma hakkında yalnızca dropship yapıp yapmadığını öğrenmek için konuşamazsın.
Belirli bir tedarikçi dropship yapmıyorsa ancak sen kesinlikle onunla çalışmak istiyorsan, bunu bilmesini sağla ve bir anlaşma yapıp yapamayacağını gör. Bu kuraldan ziyade istisnadır, ne var ki görülmemiş değildir.
-
Telefon senin arkadaşın gibidir
Bugünlerde ortalama bir girişimcinin ilk yeteneği hızlı bir e-posta yazmak ve göndermektir. E-posta birçok insan için en yeni iletişim yöntemi haline geldi.
Bunun de ötesinde, telefonda konuşma korkusu girişimciler için bile çok yaygındır. Nedenini anlamak kolaydır. İlk aramanı (hatta ilk on aramanı) daha önce hiç konuşmadığın tedarikçilere yapmak göz korkutucudur.
Ancak, telefonu ilk kez açıp konuşmaya başladığında, daha az korkutucu hale gelir.
Göründüğü kadar kötü değil. İletişim yeteneğiniz güçlü olmasa bile endişelenmeyin; tedarikçiler buna alışmış ve sana yardımcı olmak için oradalar.
Etkin bir telefon görüşmesi ile elli e-postanın işini yapabilirsiniz. Böylece gelen kutunuzda yanıt almak için günlerce beklemek yerine işinizi hemen halledebilirsiniz.
E-posta göndermek yerine telefonla aramak sizi aylarca kayıp zamandan kurtarır.
Hala korkuyor musun? İşte sana bir ipucu – çağrı yapmadan önce sorularını yazın. Bu şekilde, konuşman için bir düzene sahip olacaksın. İster inanın ister inanma, bu küçük teknik fark yaratabilir.
Tedarikçilere Ödeme Yapmak
İyi bir tedarikçiyi buldun, telefonda konuştun, anlaşmayı imzaladın ve birlikte çalışmaya hazırsın. Tedarikçilere nasıl ödeme yapacağını bilmelisin, böylece ödeme zamanı geldiğinde herhangi bir aksaklık olmaz.
Kredi kartı. Bölüm 5‘de, sadece işletme için kullanılacak bir kredi kartı almanı tavsiye ettim. Kredi kartı alman, tedarikçilere ödeme yapman için gereklidir.
Neredeyse her toptancı kredi kartı ödemesini kabul edecektir ve kolayca ödeme yapmanın en kolay yolu da budur.
Bu işin güzel yanı, az sayıda peşin masrafın olacak çünkü tedarikçiye, müşterilerin önceden vermiş olduğu siparişler için ödeme yapacaksın. Bu sayede birçok ödülü kazanmak ve / veya daha sık rastlanan uçuş milini yükseltmek çok kolay olacaktır.
Ayrıca kredi kartları hızlı ve güvenlidir. Birçok tedarikçi CC numaranı dosyaya kaydeder ve sipariş verdiğinizde sana basit şekilde ücretlendirme çıkarır, bu da işlemi basit ve zahmetsiz yapar.
PayPal
Her tedarikçi PayPal‘ı kabul etmeyecek olsa da bu kadar yaygın hale geldiği için çoğu kişi kabul ediyor. Bu aynı zamanda ödeme yapmanın son derece uygun bir yoludur ama PayPal ile iş yaparken hep ücret ödersiniz, bu yüzden en iyi seçenek değildir.
Genel olarak konuşursak, bir kredi kartı daha iyidir ancak PayPal’ın da kazanabileceği bazı durumlar vardır. Her iki seçeneği de araştırman ve hangisinin senin için uygun olduğunu görmeniz gerekir.
Şüpheniz varsa, bir kredi kartıyla gidin. Tonlarca ödül alabilir ve yüksek ücretlendirme PayPal ücretlerini atlayabilirsiniz.
Net terms
Bu, tedarikçilere ödeme yapmak için daha geleneksel bir yöntemdir, ancak bugün hala yaygın olarak kullanılmaktadır.
Net terms çerçevesinde, ürünleri satın aldıktan sonra, genellikle çekle ya da banka havalesiyle ödeme yapmak için belirli bir gün sayısına sahipsiniz.
Örneğin, “Net 30” terms ödeme talimatını verdikten 30 gününüz vardır.
Muhtemelen, parayı peşinden alamazlarsa, tedarikçilerin bu ödeme yöntemini neden kullandıklarını kendinize soruyorsun. Birisi ürünü çalamaz mıydı?
Tedarikçiler bu sorunu kredi referansları talep ederek çözmektedir.
Seçtiğiniz tedarikçiniz net terms kullanıyorsa, bir hesap için başvururken bazı ilgili belgeleri sağlaman gerekir.
Tedarikçilerle İş Yapmak
Bir tedarikçiyle çalışırken sorumluluklarının ne olduğunu merak ediyor olabilirsin ya da perakendeci-tedarikçi ilişkisinin nasıl olduğunu bilmek isteyebilirsin.
Bu, tedarikçiden tedarikçiye değişmekle birlikte, bir tedarikçiyle çalışmaya başlamak için hazırlanırken göz önünde bulundurman gereken genel kurallar vardır.
Siparişleri zamanında gönderin. Bu sadece tedarikçiniz için değil, müşterileriniz için de çok önemlidir. Müşterilerinizin siparişlerini A noktasından (siteniz) B noktasına (tedarikçi) hızlı bir şekilde alman gerekir.
Kaç satış yaptığına bağlı olarak bu, günlük siparişleri işleme koymak veya deli gibi satış yapıyorsan işi sanal bir asistana dış kaynak olarak verebilirsiniz.
-
Satış temsilcisiyle tanış.
Bu bölümde daha önce kısaca bahsettiğim gibi, iyi bir tedarikçi sana özel bir temsilci atayacaktır.
Bu kişiyle iyi bir ilişki kurmak isteyeceksiniz, çünkü o sana yardımcı olacak ve siparişlerle ilgili her türlü sorunu çözecektir.
Aracın ile ilgili sorun yaşarsan, daha yüksek konumdaki biriyle konuşmaktan tereddüt etmeyin.
Temsilciniz tedarik zincirinin önemli bir parçasıdır ve kötü bir temsilci siparişlerin yanlış gittiği anlamına gelebilir. Olamaz!
- Baştan Savma Siparişlerle İlgilenme
Dropshipping mükemmel değildir ve bilmeniz gereken birçok sorunlu alan vardır.
Bu sorunlardan biri: baştan savma gönderilen siparişlerdir.
Tedarikçiler zaman zaman siparişleri bozabilir, özellikle de yüksek miktarda sipariş alan daha büyük bir tedarikçiyle çalışıyorsan.
Bazen bu, tedarikçinin yanlış ürünü müşteriye gönderdiği anlamına gelir. En kötü durum senaryosu? Ürünü hiç göndermezler. Bu durum bir satıcının ürpermesine sebep olur.
Sipariş hatalarını düzeltmek için kullanabileceğiniz 3 adımlı bir işlem mevcuttur:
1. Müşteriden özür dileyin.
İlk adım hatayı kabul etmek ve bunun için özür dilemektir.
Tedarikçini suçlamamalısın. Bu, onların hatalarına dayanamayan zavallı bir satıcı gibi görünmenizi sağlar.
Şunu unutma, müşteri hiçbir zaman bir tedarikçiniz olduğunu bilmemelidir! Bu yüzden derhal özür dileyin.
2. Telafi edin.
Özür diledikten sonra hatayı bir şekilde düzeltmeniz gerekecek.
Bunu yapma şekliniz, hatanın ne kadar büyük olduğuna bağlı olacaktır.
Bazen sadece doğru ürünü müşteriye göndermek yetebilir.
Diğer zamanlarda, gönderim bedelini iade etmek isteyebilir veya az miktarda mağaza kredisi gibi küçük bir freebie ekleyebilirsiniz. Her durumda, müşterinize karşı durumu düzeltmelisiniz.
3. Tedarikçiyle hata konusunda yüzleşin.
Hatayı düzeltmek zorunda olsan bile, tedarikçiniz bunun için ödeme yapmalıdır.
Tipik olarak bir tedarikçi, yanlış bir ürünü iade etmek veya yeni bir tane göndermek için nakliye ücretlerini karşılayacaktır.
Genellikle, müşteriye verdiğiniz freebies veya yükseltmeler için ödeme yapmazlar.
Peki, tedarikçiniz kısa bir süre içinde birkaç siparişi batırırsa ne olur?
Yüzde yüz kötü bir tedarikçi olduğu anlamına gelir. Ne yazık ki, düşük kaliteli bir tedarikçiyle iş yaparken yapabileceğiniz pek bir şey yoktur.
İşini yapma konusunda daha iyi bir üne sahip olan başka bir tedarikçi aramaya başla. Bir tedarikçiden ayrılırsan, nedenini açıkça onlara bildirdiğinizden emin olun!
Tedarikçi Edindikten Sonra
Bir tedarikçi bulduktan sonra nasıl performans gösterdiklerini görmek için biraz zaman verin. Birkaç ay sonra ne kadar verimli olduklarını hissedeceksindir.
İşler iyi gitmiyorsa, onları kırmaktan ve başka bir tedarikçi aramaktan korkma.
11. Bölümde, tedarikçileri biraz daha fazla tartışacağım ve tüm dropshipping ihtiyaçlarını karşılamak için birden fazla tedarikçiyle çalışmaktan bahsedeceğim.
Biri ile başlamanı öneririm, ancak bir kez elinize alınca birden fazlasıyla uğraşmak hiç problem değildir.
Bölüm 9: Dropshipping’de Dijital Pazarlama
İşletmenizi şirketleştirdikten, tedarikçi bulduktan ve satış yapmaya başladıktan sonra, parlayan yeni vitrininizle ilgili bir şeyler öğrenmek isteyeceksiniz.
Mağazandaki trafiği ve dolayısıyla satışları yönlendiren dijital pazarlamalar gibi dikkatlice planlanmış dijital pazarlama stratejileri dropshipping işletmesinin başarısında asıl gerekli şeydir.
İyi haber şu ki, birçok düşük maliyetli dijital pazarlama stratejisi vardır ve işe başlamak için bir dijital pazarlamacı kiralamana gerek yoktur.
Dijital pazarlama oldukça erişilebilirdir ve gelecekte dijital pazarlamayı başka kişilere bırakacak olsan bile temelleri bilmeniz iyi olur.
Bu kavramlar, hangi insan topluluğunu hedef aldığını ve onlara nasıl ulaşacağını tanımlamana yardımcı olacaktır.
Alıcı Kişiler/ Buyer Persona Oluşturmak
Kime satış yapmak istediğinizi zaten biliyorsun ancak ne kadar spesifik hale getirebilirsin?
Ortalama müşterinizin gelir veya eğitim seviyesini biliyor musun? Tüm iyi dijital pazarlama stratejileri, potansiyel müşterilerinizi detaylı bir şekilde incelemeyi içermelidir.
Müşterilerinizi bu kadar ayrıntılı inceleyebilmenin yolu bir alıcı kişiler oluşturmaktır.
Bunlar temel olarak hedef kişilerinizi bir bütün olarak temsil eden kurgusal müşterilerin profilleridir. Kişileriniz, ortalamaları bir arada bulunan demografik ve psikografiklerden inşa edilmiştir.
Buradaki temel düşünce, birkaç kurgusal kişiye dijital pazarlama yapmak vasıtasıyla tüm müşteri tabanına etkili bir şekilde dijital pazarlama yapabilmenizdir.
İşte alıcı kişiler buna benzer:
Bu basit bir alıcı kişidir. Ancak gerçekten karmaşık olmasını istiyorsan ayarlayabilirsiniz.
Bir sürü ayrıntıya sahip olmak her zaman gerekli olmamakla birlikte, olursa da sana daha çok yardımcı olabilir.
İşletmeniz için bir alıcı kişi oluşturmak için, daha önce bahsettiğim iki tür istatistiği araştırman gerekir: demografik bilgiler ve psikografik bilgiler.
Demografi sana kitlenizin kim olduğunu söyler. Aşağıdaki istatistikleri bulursun:
- Yaş aralığı
- Lokasyonu
- Eğitim seviyesi
- Geliri
- Aile bilgisi
Psikografik bilgiler, hedef kitlenizin ürünü neden satın almak istediğini söyler.
Müşterilerinizin güdülerine dair sana fikir verir, böylece dijital pazarlama stratejinizi onlara daha iyi hitap edecek şekilde yükseltebilirsiniz.
İşte bazı temel demografik özellikleri ve psikografik bilgileri yakalamanın hızlı bir yöntemi.
Bu, uzman dijital pazarlamacıların bile kullandığı basit bir analitik aracı olan Google Analytics’i (GA) kullanır.
Bölüm 5’te Anahtar Kelime Planlayıcı’yı kullanmakta zorluk çekmediyseniz, Google analitik kullanırken sorun yaşamayacaksın.
https://analytics.google.com/analytics/web/ adresine gidin ve giriş yapın.
Sayfanın sol tarafında bir kenar çubuğu görmelisiniz. Kitle‘ye, ardından Demografi‘ye gidin.
Aşağı açılır menüden Genel Bakış‘ı seç.
Yaş ve cinsiyet hakkında sana bilgi veren bir kaç grafik göreceksin.
Fazla ayrıntılı değil ancak bu iki hayati istatistik hakkında genel bir bakış sunar. Zaman içinde nasıl geliştikleri hakkında bir fikir edinmek için bu metrikleri zaman dilimini ayarlayabileceğini unutma.
Psikografikler için kenar çubuğuna gidin ve Kitle> İlgi Alanları> Genel Bakış bölümüne git.
Kitlenizin ilgi alanlarından bahseden birkaç kategori göreceksin. Bu veriler, müşterilerinizin ve ziyaretçilerinizin ne tür konuları sevdiğini anlamana yardımcı olabilir.
Bu şaşırtıcı şekilde faydalıdır ve çok çeşitli uygulamaları vardır.
Örnek verecek olursak kendi nişinize girip girmediklerini görmek için bu nişleri araştırabilirsiniz.
Su şişeleri satma örneğine geri dönelim.
Müşterilerinizin çoğunun teknoloji nişini sevdiğini bulduysan, birinin ne kadar su içtiğini izleyebilen akıllı bir su şişesi satmayı öngörebilirsiniz.
Bu sadece bir fikir – olasılıklar sonsuzdur.
Daha ayrıntılı demografik ve psikografik veriler elde etmek istiyorsan, kullanabileceğiniz başka araçlar da mevcuttur.
Bu tür bilgileri toplamak için yarışma girişleri ya da anket yanıtları gibi, kullanıcılar tarafından oluşturulan içerikleri de kullanabilirsiniz.
Bir kez yeterince demografik ve psikografik bilgi edindikten sonra bu bölümün başında yer alan gibi bir alıcı profili oluşturabilirsiniz. İki kişiyle (bir erkek, bir kadın) başlamanı ve bunları bir süreliğine kullanmanı tavsiye ederim.
Eğer yetmiyorsa, diğer veri noktalarına odaklanabileceğiniz ve potansiyel olarak hedef kitleniz hakkında yeni bir şeyler öğrenebileceğiniz ek kişi oluşturmayı deneyin.
Detaylı bir alıcı kişi, dijital pazarlama stratejilerinizi önemli ölçüde bilgilendirmeye ve geliştirmeye yardımcı olabilir.
Negatif Hedef Kitle Oluşturmak
Ayrıca, dijital pazarlama konusunda süper hedefli bir yaklaşım benimsemek istiyorsan, negatif alıcı kişi yaratabilirsiniz. Bu adım gerekli değildir, ancak zararı da dokunmaz.
Negatif bir kişi, kendisine bir şey satmak istemediğiniz kişi türüdür. İlk başta, bu delice gibi gelir. Neden bazılarına satış yapmaktan kaçınmak istiyorsun?
Çünkü herkes kitlenizin bir parçası değildir. Eğer nişiniz balıkçılık ürünleri ise itfaiyecilere dijital pazarlama yapmak istemeyeceksiniz.
Negatif kişiler, hedeflemeniz gereken kişilerin listesini daraltır.
Olumsuz alıcı kişi oluşturmak için daha zordur çünkü kimin dışarıda kalacağını bilmek zor bir iştir. Problem çıkarabilecek müşterilerin kim olduğunu düşünmek iyi bir başlangıç noktasıdır.
Bu, bir süredir iş dünyasında bulunduğunuzda ve birçok farklı insanla etkileşim kurduğunuzda daha kolaylaşıyor.
Bu durumda genellikle yaptığın gibi bir alıcı kişi oluşturabilirsiniz ancak bu sefer kaçınmak istediğiniz müşteri tipine odaklanacaksın. Bu strateji ürünlerinizi sevecek belirli insan türlerine yoğunlaşmana gerçekten yardımcı olabilecek daha gelişmiş pazarlama stratejilerinden biridir.
Düşük Maliyetli Dijital Pazarlama Stratejileri
Kime dijital pazarlama yapacağını bildiğinize göre, şimdi gerçekten dijital pazarlama yapma zamanı. Önce ücretsiz ya da düşük maliyetli dijital pazarlama stratejileri sunacağım. Sonra da daha büyük bir finansal yatırım içeren taktikleri gözden geçireceğim.
-
Görüntülü Reklamlar
Dijital pazarlama dünyası son birkaç yılda uzun yol kat etti. Görüntülü reklamlar dikkatinizi çekmek için yanıp sönen sinir bozucu üst çubuk veya kenar çubuğu bannerlarıydı.
Günümüzde, görüntülü reklamcılık çok daha organiktir yani online pazarlama stratejilerinin etkili bir bölümünü oluşturabilirler.
Volkswagen’dan bir görüntülü reklama göz atın.
Harika görüntülü reklamcılığın neye benzediğini gösteren mükemmel bir örnektir.
Etkileşimli, göz alıcı ve eğlenceli bir reklam.
Beni yanlış anlamayın: İnternet’te tonlarca korkunç reklam var.
Reklamlarının insanları sitenize getirmesini istiyorsan, bazı önemli yönergeleri izlemeniz gerekir.
Reklamlarını müşterilerle ilgili yapın. Kimse satılmaktan hoşlanmaz, ancak insanlar kendilerine fayda sağlayan ürünleri severler. Reklamın, görüntüleyen kişinin yaşadığı bir sorunu çözmelidir.
Bu problemleri nasıl bulursun? Araştırma yoluyla, özellikle de psikografikler ile…
Sattığın belirli bir ürün bir veya birçok sorunu çözebilir ancak hangi alınması için hangi açının kullanılacağını bulman gerekir. Kısacası, reklamlarını ürününüze bakan kişinin hayatını nasıl daha iyi hale getireceği konusunda yapın.
Reklamların nerede yayınlanacağı konusunu ince ince düşünün.
Reklamları çok yayınlanan ve her yere yerleştiren dropshipperlar daha az sonuç alıyor. Unutmayın ki dünyadaki herkese satış yapmıyorsun.
Maalesef, nişinizdeki herkese satış yapmıyorsun bile – negatif persona hakkında söylediklerimi hatırlayın. Sana en fazla yararı olacak site türleri hakkında stratejik olarak düşünmeniz gerekir.
İyi bir teknik, nişinizdeki etkili siteleri ziyaret etmek ve bir reklam sayfası aramaktır.
Bunu genellikle altbilgide ya da bazen gezinti çubuğunda bulabilirsiniz. İdeal olarak, bu tanıtımcılarla ilişkiler kurmak istiyorsun.
Reklam alanıyla, fiyatlarla vs. ile ilgili sorular soran bir e-posta göndererek başlayın. Hiçbir şeye zorlamaya çalışmayın ve senin için uygun olmayan sitelerle çalışmayın. Konuşmaların doğal olarak gerçekleşmesine izin verin.
Ne olduğuna şaşırabilirsiniz bile.
Görüntülü reklamlar ilginizi çekiyorsa, reklam satın almanın iki ana yöntemi olduğunu bilmelisiniz: bir siteyle çalışmak veya büyük bir reklam ağıyla çalışmak. Dropshippindeki çoğu şeyde olduğu gibi bir şey her zaman diğerinden daha iyi değildir.
Bu nedenle başkası için doğru olan şey senin için yanlış olabilir.
Bir web sitesiyle çalışmak genellikle yukarıda tanımladığım gibi olur.
Sitenin reklam sayfasını buluyorsun, ulaşıyorsun ve bir reklam yeri görüyorsun. Bu yaklaşımı benimserseniz, düzenli bir reklam veren olmayı düşünün.
Bu, diğer siteler ve görüntüleyenleri ile güçlü ilişkiler kurmanın harika bir yoludur.
Markanı daha fazla insanın önüne çıkaracaksın ve sağlam bir profesyonel ağın başlangıcına sahip olacaksın.
Daha fazla kişiye reklam vermekte ve anlaşmakta istekliyseniz bir reklam ağı markanı dünyaya taşımana yardımcı olabilir.
Bu ağlar, temelde sen ve reklamlarının gösterildiği siteler arasında paylaşılır.
Bu da çeşitli web sitelerinde çok sayıda reklam yayınlamanın kolay bir yöntemidir ve genellikle ücretleri uygundur.
Ancak, gerçekten bu şekilde ticari ilişkiler kuramazsın ve reklamlarla hedeflenemezsin.
Arama Motoru Optimizasyonu (SEO)
Bir web sitesi oluşturma ya da çevrimiçi bir işletme kurma hakkında herhangi bir makale okuduysan, SEO’ yu sayabileceğinizden daha fazla kez duyduğunuz hakkında şüphe yoktur.
Çok sayıda online pazarlama firması SEO’yu yıllardır kullanmaktadır ve bu yaklaşım uzun vadede mükemmel çalışır.
Temel olarak, SEO sitenizin arama motorlarında görünürlüğünü artırır.
Sitenizin SEO’ su iyi tasarlanmış ise sunduğunuz ürün türünü arayan biri sitenizi Google’da görür.
Bu yüzden pek çok dijital pazarlamacı SEO’nun faydalarını bütün dünyaya iletmek istiyor.
SEO’nun kategorilere ayrılması zor olabilir çünkü pek çok unsurdan oluşur.
Birkaç SEO tekniğine derinlemesine bakmayacağım, ancak arama motorunuzun sıralamasını yükseltmenize yardımcı olacak bazı kritik kavramları anlatacağım.
SEO iki türe ayrılır: Site içi ve site dışı. Site içi SEO web sitenizdeki içerikle ilgilenir. Site dışı SEO ise sitenizin dışında gerçekleşir.
Site içi SEO
Site içi SEO hakkında söyleyebileceğim çok şey var ancak bir cümle ile söylemek zorunda kalsaydım şu olurdu: başlık etiketlerinizi, meta verilerinizi, başlıklarını ve dosya bilgilerinizi optimize edin.
SEO konusunda yeniyseniz bunun ne anlama geldiği hakkında hiçbir fikriniz yoktur.
Anlayabilmeniz için parça parça anlatacağım.
Resim Kaynağı
Başlık etiketleri Google’da sayfanın veya makalenizin başlığı olarak gösterilenlerdir.
Site dışı SEO gibi görünse bile(sitenizin en dışında olduğu için), web sitenizdeki başlık etiketini tanımlarsın.
İyi bir başlık etiketi odaklanılan bir anahtar kelime kullanmalı ve bu anahtar kelime mümkün olduğunca başlangıca yakın olmalıdır.
Aynı zamanda çok uzun olmamalıdır, aksi takdirde kesilecektir.
Meta açıklaması (bazen meta olarak da adlandırılır), bir arama sonucundaki başlık etiketine ve URL’ye eşlik eden küçük metin parçasıdır.
Bu, okuyuculara sayfa hakkında daha fazla bilgi vermek için harika bir yerdir ve birkaç anahtar kelimeyi de araya sıkıştırmak sorun olmaz.
İşte başlık etiketinin ve meta açıklamasının konumlarını gösteren bir şema:
Şimdi başlıklar hakkında konuşalım.
Blog gönderisi denen bir içerik parçasında metni bölmek için genellikle başlıklar ve alt başlıklar olur.
Arama motorları bunları sayfalarda bulmayı çok severler çünkü okuduğunu anlamada yardımcı olurlar.
Son olarak, dosya bilgisine dayanarak, sitendeki dosyalar hakkında daha fazla ayrıntı eklemek istiyorum.
Yapmak isteyeceğiniz birkaç şey var:
- Tüm resimlerinin dosya adlarına ve alt metnine sahip olduğundan emin ol.
- Sitemap.xml dosyasını optimize et.
- Robots.txt dosyasını ayarla.
Kulağa biraz karmaşık gelebilir ancak birkaç makaleye göz atarsan düşündüğünüzden daha hızlı bir şekilde bunu yapabilirsiniz.
Bunların hepsi site içi SEO’sunun gerçekten önemli yönleridir ve kesinlikle onları araştırmalısın.
Site içi SEO teknikleri, kısa ve anahtar kelime odaklı bir URL’ye sahip olmak gibidir ancak bunların üzerinden geçmek uzun zaman alacaktır.
Bu yüzden site içi SEO ile ilgili bazı okumalar yapman ve bu konuda daha rahat etmenizi tavsiye ediyorum.
Site dışı SEO
Bu rehberin amaçları doğrultusunda sadece site dışı SEO unsurlarından biri hakkında konuşacağım: backlink.
En önemli site dışı taktik olmamasına rağmen en temeli budur.
Bir sitenin sahip olduğu bağlantı sayısı ne kadar fazlaysa, o kadar üstte sıralandığı bilinir.
Bununla birlikte, bu ifadenin açıklanması gerekir.
Daha doğru bir tabirle, bir sitenin zaman içinde sahip olduğu daha kaliteli bağlantılar o siteyi daha yukarı çıkarır.
Bağlantı almak uzun vadeli bir plandır ve hiçbir yerden ya da her yerden bağlantı almak istemezsiniz.
İlk olarak, bağlantılarının doğal olması gerekir. Bu, bağlantılar için ödeme yapmamak anlamına gelir.
Biliyorum, herkes bilmiyor ama yapmamalısın.
Ücretli bağlantılar SEO’nuza zarar verir ve Google, sitenize gelen ya da sitenizden giden ücretli bağlantı tespit ederse sık sık ceza alırsın.
İkincisi, bir bağlantı ağı kurman gerekir. Sitenize bağlanan çok sayıda kök alana sahip olmak istiyorsun.
Moz Open Site Explorer’ı kullanma bölümünü hatırlayın.
Bu, bağlantılarından en fazla getiriyi almanı sağlayacak ve aynı zamanda tanıtımcılarla ve web sitesi sahipleriyle bu önemli ilişkileri kurmana da olanak sağlayacaktır.
Üçüncüsü, yüksek değerli backlinks elde etmeyi hedefleyin.
Bazı backlinkler sitenize sıralama gücü iletirler, bunlara takip veya dofollow linkleri denir.
Nofollow adı verilen diğer tipler, “link juice” olarak adlandırılanların hiçbirini iletmez.
Genel bir kural olarak, her zaman dofollow geri bağlantılarını almaya çalışın.
Yine backlinkler site dışı SEO buzdağının sadece görünen kısmıdır.
İlginçtir ki, site dışı SEO pek çok site sahibi tarafından göz ardı edilir çünkü o kadar popüler değildir.
Bu nedenle şimdi işe koyulursan, rekabetinizden daha fazla avantaj elde edebilirsiniz.
Yüksek Maliyetli Dijital Pazarlama Stratejileri
“Para kazanmak için para harcaman gerekir” sözü zaman zaman doğrudur.
Bu dijital pazarlama için de geçerlidir.
Bazen, çılgınca sonuçlar görmek istiyorsan biraz para sökülmek ve önemli bir yatırım yapmak en iyisidir.
İnfluencer aracılığı ile dijital pazarlama.
Bu şu anda en sıcak pazarlama stratejilerinden biridir çünkü satışları başka hiçbir şey yapmadan sürdürebilirsiniz.
Bir influencer ürününüzden bahsedip yayarsa ciddi trafik ve çok fazla dönüşüm görmeyi bekleyebilirsiniz.
İnfluencer ile pazarlamada oyununuzu bir üst seviyeye çıkarmak için pek çok strateji vardır.
Bu dropshipciler için harikadır çünkü bir servisin aksine, İnfluencerın bir ürünün reklamını yapması çok daha kolaydır.
Yarışmalar, eşantiyonlar ve promosyonlar.
Ürünleri dağıtmak, indirim sunmak ve satışları yönetmek sizi öne çıkarabilir ancak bunu dikkatli bir şekilde yapman gerekir.
Sonuçta, her zaman ücretsiz ürünler sunamazsın.
Özel günler için düzenli mevsimlik satışlar sunmak, yarışmalar veya çekilişler düzenlemeyi düşünebilirsiniz.
Teknik açıdan, bu dijital pazarlama stratejilerini geliştirmenin en kolay yöntemlerinden biridir.
Örneğin, her şeyi birkaç dakika içinde ayarlamak için bir yarışma uygulamasını (Shopify için Gleam gibi) kullanabilirsiniz.
Dijital Pazarlama Stratejileri Hakkında Daha Fazla Bilgi Edinmek
Bir dijital pazarlama ustası olmak zorunda olmasanda bazı temel dijital pazarlama tekniklerini bilmen gerekebilir.
Daha fazla dijital pazarlama yapmak istiyorsan, dijital pazarlama stratejileri ve teknikleri hakkında bazı makaleler okumanı ve en yeni pazarlama eğilimlerini öğrenmenizi öneriyorum.
Bizim blog’a mutlaka bak. 🙂
Pazarlamanın ayrıntılarını öğrenmek biraz zaman alır ancak yaptıkça öğreneceksin.
Bölüm 10: Dropshipping İşletmeni Büyütmek
Artık işletmeniz kurulup yürütülmeye başladığı için nasıl yönetileceğini ve büyümeyi bilmek istediğinizi tahmin ediyorum.
Düzenli ve disiplinli yönetmek çok önemlidir.
Eğer hiç değişiklik yapmazsan ya da belirli hedeflere ulaşmaya çalışmazsan dropshipping işletmeniz uzun ömürlü olmaz.
Bu bölümde işletmenizde nasıl istikrar sağlayabileceğinizi ana hatlarıyla anlatacağım ve ardından genişletmenin bazı yollarını önereceğim.
Sorunlar ile Başa Çıkma
Daha fazla satış yaptıkça sorunlarla karşı karşıya kalacaksın.
Bu, en iyi dropshipperların bile başına gelir ve zamanla bu problemlerle nasıl başa çıkacağını öğreneceksin, bilmiyorsan eğer, işiniz kötüye gidecek.
Öncelikle her zaman beklenmeyeni bekleyin.
İşler sorunsuz ilerlerken bile tedarikçinizin ne zaman siparişi mahvedeceğini ya da bir müşterinin sana ne zaman küfürlü bir iade e-postassı göndereceğini bilemezsin.
Soğuk kanlılığını koru, müşteri velinimettir 🙂
Dropshipping’te bir sürü sürpriz yaşanır, bu yüzden bu sürprizler yaşanırken sen sadece hazırlıksız yakalanmamaya çalış.
İşte karşılaşabileceğiniz birkaç sorun ve bunları çözmek için bazı yollar.
Dropshipping İade ve Geri Ödeme Yönetimi
Öyle ya da böyle müşterilerinizin ürün iade etme ihtimalleri olacak.
Bazı durumlarda da siparişini verir vermez iptal etmek isteyenler olacaktır.
Bunların her ikisi de kendine özgün problemlerdir bu yüzden tek tek ele alacağım.
İadeler;
Bir iade politikası uygulamanız lazım.
Bu iade politikası, tedarikçilerinizin iade politikalarını geniş ölçüde kapsayacaktır.
Tedarikçinizin 30 günlük iade politikası varsa, sen 45 günlük bir iade süresi vermemelisin çünkü iade edilen ürünü sende tedarikçine iade edeceksin.
Bu nedenle aide kurallarını tedarikçilerinizin kurallarına göre ayarlayın.
İkincisi, bir iadenin sürecini anlamak.
Müşteri iade talebinde bulunduktan sonra, tedarikçinizden bir ürün iade belgesi numarası alman gerekir.
Müşteri ürünü tedarikçiye adrese ÜİB numarasını not ederek gönderir.
Ardından, tedarikçiniz sana ürünün toptan satış fiyatını iade eder ve müşteriye tam mağaza satış fiyatından geri ödeme yaparsın.
Üçüncüsü, ortaya çıkabilecek bazı sorunların farkında olun.
Örneğin, bazı tedarikçiler stoklama ücreti talep ederler.
Bu karışıklığa neden olabilir.
Yenilgiyi kabullenmenizi ve ürün içine stok ücretini de eklemenizi öneririm.
Evet, ürünün fiyatını arttıran başka bir detay, doğru ama müşterileriniz için daha dost canlısı olacaktır, en azından zarar etmeyeceksindir.
Peki ya kusurlu ürünler?
Genellikle, tedarikçiler hasar görmüş veya kırılmış ürünler için iade almaz.
Dolayısıyla bu da ödemek zorunda olduğunuz başka bir ücrettir.
Tedarikçinizin geri alım yapıp yapmadığına bakmadan sen her zaman kargo iadesi yapmalısın.
“terdarikçim almıyor bende almam diyemezsin” senin sorumluluğun binlerce müşterine karşı olacak, ama tedarikçi sadece sana karşı sorumlu, ürünün nasıl kırıldığı onu ilgilendirmez.
Burada zararı kabullenmek en doğrusudur.
Kusurlu ürünler için yaygın olarak kullanılan bir uygulama da müşteriye yeni bir ürün göndermek ve eski ürünün de müşteride kalmasına izin vermektir.
Bu para kazandırmaz ama müşterinin gözünde sizi yüceltir, 2. alışverişinde kime gideceği hakkında bilgi verir.
Geri ödemeler;
Geri ödeme, bir müşterinin banka / kredi kartı şirketini aradığında ve bir ücreti ödemeyi itiraz ettiğinde gerçekleşir.
Yaptığın satıştan geri ödeme talebi alırsan kafan karışabilir.
Çoğunlukla geri ödeme talebi düzmece olacaktır.
Bu sorunları çözmek oldukça kolaydır.
Sadece ürünü gönderdiğinizi ve teslim edildiğini kanıtlaman yeterlidir.
Genelde PayPal’da bunu çok yapıyorlar, tamamen kötü niyetli bir uygulama.
Sizin yapmanız gereken ürünün doğru şekilde ve doğru adrese ulaştığını ödeme aldığınız firmaya göndermek olacaktır.
PayPal gibi firmalar bunun için iyi destek sağlıyor ve eğer haklıysanız müşteriye parasını vermiyorlar.
Bir geri ödeme talebini yanıtlamak için çok fazla beklemeyin!
Bu ödemeyi yapmak ya da kurtarmak için sadece birkaç gününüz var.
Eğer ürünü yanlış gönderdiyseniz ya da ürün ulaşmadıysa elinizde yeterli delil yoktur, maalesef burada para iadesi yapıp parayı işletme zararı yazmanız lazım.
Kargo İle İlgili Sorunlar
Nakliye ücretlerinden bahsedersek nakliye ile ilgili birçok sorun ortaya çıkabilir.
Çoğu dropshipper oranlar ile ilgili sorun yaşıyor.
Hangi nakliye şirketini seçtiğinize bağlı olarak, aralarından seçim yapabileceğiniz çok sayıda opsiyon fiyat olacaktır ve bu işinizi zorlaştırabilir.
Sıkça karşılaşacağın üç nakliye ücreti tipi:
Gerçek zamanlı fiyatlar;
Kargoyu gönderdiğin an çıkan fiyatlardır, genelde sabit değildir.
Ürünlerin ağırlığına ve varış noktası faktörü nihai ücreti verir.
Bu oldukça güzel bir yöntemdir ancak uygulanması zor olabilir.
Ürün başına fiyatlar;
Ürün başına nakliye farklı boyutlarda ürünler için sabit ücretler kullanır.
Örneğin, ağırlığı beş poundun altındaki bütün ürünler 5$ gönderilebilir.
Sabit fiyatlı gönderiler;
Bu çok kolay olması sebebiyle en popüler nakliye seçeneklerinden biridir.
Tüm gönderiler için sadece bir sabit ücret olur.
Bu bazı siparişlerde para kaybedeceğiniz ancak diğer siparişlerden kaybettiğiniz parayı geri kazanacağın anlamına gelir, çünkü genelde pahalıdır.
Çok doğru bir yöntem olmasa da basit ve anlaşılırdır.
Sabit tarifeli kargo kullanan çoğu satıcı bölge genelinde ücretsiz gönderi yapmayı teklif etmeyi ve ürün fiyatlarına gönderim ücretini de eklemeyi tercih ediyor.
Genelde bunu da uygulamak zordur ancak bunu yapabiliyorsan, ücretsiz gönderim müşterilerinizin hoşuna daha çok gidecek bir yoldur ve benim favori pazarlama yöntemlerimden biridir.
Kargo fiyatını ürünün içine ekle ve ücretsiz kargo ile ürünü sat.
Peki bunlardan hangisini kullanmalısın?
Sabit fiyatlı gönderi, birçok dropshipperın kullandığı yöntemdir.
Bu yüzden kesinlikle göz önünde bulundurmalısın.
Aynı zamanda ilk başladığında uygulaması en kolay olanıdır.
Başlangıçta sabit fiyat kullanmanı ve nasıl gittiğini izlemenizi öneririm.
Başka bir ücret türünden daha fazla yararlanabileceğinizi düşünüyorsan, mutlaka tam anlamıyla bakın.
Uluslararası gönderime ne dersiniz? Çoğu nişin küresel bir pazarı olduğundan, bu er ya da geç yüzleşmeniz gereken bir şeydir.
Uluslararası sevkiyatın ek maliyetlerini düşünmeye hazır olun ve hangisinin senin için en uygun fiyatlara sahip olduğunu görmek için taşıyıcı firma seçeneklerinizi inceleyin.
Yalnızca yurtiçi sevkiyat teklif edebilirsiniz ancak nişinize bağlı olarak bu satışlarına zarar verebilir.
Taşıyıcı firma konusuna geldiğimizde kısaca sahip olduğunuz seçenekler hakkında konuşacağım. ABD’de temel olarak UPS / FedEx ve ABD Posta Servisi (USPS) arasında seçim yaparsın.
UPS / FedEx
Düzenli olarak büyük paketler gönderiyorsan, UPS ve FedEx sana daha iyi fiyatlar verecektir.
Ne yazık ki uluslararası fiyatları biraz pahalıdır.
USPS
Daha çok küçük paketler gönderiyorsan, USPS bunun için iyi olacaktır.
Genellikle 5$ altındaki küçük paketleri gönderebilirsiniz.
USPS‘in ayrıca UPS veya FedEx’ten daha iyi uluslararası işleri va.
Hem küçük hem de daha büyük paketleri göndermek için iki (veya üç) firmayı da kullanmaktan zarar gelmez.
Belirli boyutlar ve varış noktaları için hangi firmanın en iyi fiyatları vereceği konusunu düşünün.
Müşteri Hizmetleri
Küçük bir işletmenin başarılı olması için harika bir müşteri desteğine sahip olması gerekir.
Birçok dropshipperın müşteri desteğini yönetmek için bir Gmail işletme hesabı ve bir Excel tablosundan başka bir şey kullanmadığını gördüm.
Bu iyi bir yöntemdir ama işler büyüdüğünde işinizi zora sokabilir.
İlk günden itibaren özel destek yazılımı kullanmak en ideal olandır.
Helpdesk gibi bir yazılım işletmenizle birlikte ölçeklenebilir ve kullanımı kolaydır.
Seçim yapabileceğiniz birçok opsiyon vardır.
İşte favorilerimden birkaçı:
Zendesk: Müşteri desteğindeki en büyük isimlerden biri olan Zendesk, en popüler seçeneklerden biridir.
Aynı zamanda çok çeşitli fiyatlandırma seçenekleri sunar, böylece ihtiyacın olduğunda küçük bir başlangıç yapabilirsiniz.
Help Scout: Help Scout kişiselleştirme konusunda önemli yer tutar.
Destek talepleri, kurumsal değil de norma e-postalar gibi görünmek üzere tasarlanmıştır.
Böylece müşterileriniz hazır bir yanıt alıyor gibi hissetmezler.
Desk: Desk son derece saygın olan Salesforce tarafından işletilmektedir ve Salesforce gibi her şeyi merkezileştiren ve yönetmeyi kolaylaştıran güçlü bir platformdur.
Birçok dropshipci bu platformlardan birini kullanır ancak bunların dışında da birçok seçenek vardır.
İşinize yarayacak bir şey bulun ve buna bağlı kalın.
Seçtiğiniz yazılımın büyümekte olan bir ekibi barındırabilmesi gerekir.
Eski bir yöntem olmasına rağmen, telefon desteği de düşünülmesi gereken bir konudur.
Özellikle daha büyük fiyat etiketli ürünler satan dropshippingciler için telefon görüşmeleri satış için çok önemli olabilir.
Bölüm 4’e kadar, daha pahalı ürünler satın alan kişilerin telefonda genellikle bir ekip üyesiyle konuşmak isteyeceklerinden bahsetmiştim.
Dolayısıyla, daha pahalı ürünler satmayı planlıyorsan, telefon desteği yapabilirsin.
Birden Çok Tedarikçi ile Çalışmak
Sadece bir tedarikçiyle başlamanı tavsiye etmeme rağmen, çoğu orta ölçekli dropshippingci birden fazla tedarikçi ile çalışmaktadır.
Çok fazla ürün satıyorsan, hizmetinizde olan birden fazla tedarikçiye sahip olmak işinizi çok daha kolaylaştırabilir.
Birden fazla tedarikçiyle çalışmanın birçok faydası vardır:
Siparişin yerine getirilmesi daha kolaydır.
Yalnızca bir tedarikçiyle çalışırken bir öğenin stokta kalmaması durumunda başka şansın kalmaz.
Benzer ürün stoklarına sahip birden fazla tedarikçiyle çalışman bir ürüne her zaman ulaşabilme olasılığını artırır.
Çeşitli tedarikçilerden en iyi ürünleri dikkatlice seçebilmek büyük bir meseledir.
Belirli bir ürünü arıyorsan tedarikçine belirt ve Ahmet ticarette yoksa mehmet ticarete de sor 🙂
Bu ürün seçimini kolaylaştırır.
Sana güvenli bir ağ sağlar.
Eğer bir tedarikçi beklenmedik şekilde fiyatlarını yükseltirse ya da kapanırsa, alım için diğer tedarikçilerinize başvurursunuz.
Bir kez tedarikçi bulduğunuzda diğer tedarikçileri de bulmak kolaylaşır.
Envanter Yönetimi
Elinizde bulunan ürünleri takip etmek bir zorunluluktur.
Stokta kalmayan ürünler, dönüşüm ve saklama oranlarını düşürebilir, çünkü müşteriye öğelerinin şu anda mevcut olmadığı söylenemez.
Mağazandaki stokta olmayan ürünlerin sayısını azaltmak için işte birkaç ipucu:
-
Tedarikçilerinize ürün bulunabilirliğini sor.
Bazı tedarikçiler tüm ürünlerini düzenli olarak stoklayamayabilirler.
Örneğin bazı ürünler mevsimsel olabilir.
Tedarikçilerinize sorun ve en popüler ürünlerinizin yıl boyunca (en azından size yetecek kadar) mevcut olduğundan emin olun.
-
Markasız ürün kullanmaktan korkma.
İki tedarikçiniz olduğunu varsayalım.
Su şişesi gibi ortak bir ürün satmak istiyorsan her ikisinin stoğunda da benzer ürün bulunma ihtimali vardır.
A tedarikçisinin su şişesi, B tedarikçisinin su şişesiyle aynı olmayabilir.
Ancak neredeyse aynılarsa, genellikle bunlara genel bir ürün açıklaması yazabilir ve her iki şişeyi de aynı liste altında satabilirsiniz. (Tabii ki, Samsung veya Adidas gibi büyük markalarda yapma.)
Sağlam bir envanter yazılımı kullanın.
Tedarikçilerin genellikle envanter yönetimi için kendi yazılımları vardır eğer yeterince iyiyse sende kullanabilirsin.
Eğer mevcutta envanterini kontrol edecek bir yazılımın yoksa Ordoro ya da HubLogix gibi bir yazılıma bakabilirsin.
Ekip Oluşturmak
İşe yeni başladığında işletmenizi kendiniz kolayca yönetebilirsiniz.
Ancak büyüdükçe tonlarca günlük yapılacak iş, destek talepleri ve diğer idari görevlerden bunalabilirsiniz. İşte o zaman yanına daha fazla insan almayı düşünmelisiniz.
Ama kimi ne zaman işe almalısın? Genel anlamda dropshipping yapan satıcılar belirli pozisyonlardaki kişileri işe almaktan en fazla yararı sağlar.
Sanal asistanlar. Sanal asistanlar çoğunlukla fatura işleme ya da belge düzenleme gibi idari konularda yardıma ihtiyacın olursa işinizi kolaylaştırabilir. İyi bir sanal asistan işe almak genellikle oldukça ucuzdur.
Bununla birlikte, bir sanal asistan sadece bu kadarını yapabilir.
Sanal asistan her şeyi yolunda götürmeye yardımcı olsa bile örnek olarak dijital pazarlama görevlerini üstlenemez.
Müşteri destek temsilcileri. Müşterilerden sürekli bir destek talebi ve çok fazla mesaj alıyorsan, özel bir müşteri destek temsilcisi işe almak faydalı olabilir.
Bu, daha üst düzey sorumluluklara odaklanmak için zaman sağlar.
SEO’lar, dijital pazarlamacılar, metin yazarları ve tasarımcılar.
İşletme modelinize ve hedeflerinize bağlı olarak bir kereye mahsus iş yapmak için birkaç freelancer işe almak isteyebilirsiniz.
Örneğin, SERP’lerde görünürlük ile ilgili sorun yaşıyorsan, sitenizi optimize etmek için bir SEO işe alman sana yardımcı olabilir.
Bu rolleri dolduracak bazı insanları zaten tanıyor olabilirsiniz ancak bu hizmetlerin tümüne bir noktaya kadar ihtiyaç duyacağını unutmamalısın.
Bu rollerde maaşlı çalışanlar işe almaya değip değmeyeceğini yalnızca sen belirleyebilirsiniz.
Bölüm 11: Sonuç
Çoğu dropshipping işletmesinin neden başarısız olduğunu biliyor musun?
Çünkü daha önceden hiç hazırlık yapmamışlar ya da eğitimleri yok.
Dropshipping işletmesi kurmayı çok istediklerini söyleyen ancak yapmayan ne kadar çok insanla konuştuğuma inanamazsın.
Sen de korkuyor olabilirsin.
Belki de iş planının yeterince iyi olmadığını ya da bulunduğunuz yerde yapamayacağını düşünüyorsun.
Çoğu büyük girişimcinin sana söyleyemeyeceği şey, bu işe başladıkları anda aslında ne yaptıkları hakkında hiçbir fikrinin olmamasıdır.
Aslında sadece bu rehberi okuyarak, bir çok işletme sahibinin çoğundan daha donanımlı hale geldin.
Bunu akılda tutarak, yapabileceğinizi hatırlatmak isterim.
Şu anda mükemmel bir işletmeye sahip olmak zorunda değilsiniz.
Sadece kendi işinizi kurmak için harekete geçmeniz gerekmektedir.
Değer sağlama hedefi olan bir işletme kurarsan, tüm eksik yönlerinizi aşıp gayret ederek başarılı bir işletme haline gelebilirsiniz.
Bugünlerde pek çok insan hızlı para kazanmak istiyor ve müşteriler de bunu görüyor.
İşletmenizin uzun ömürlü olmasını istiyorsan, insanların yaşamlarını iyileştirme isteğiniz olmalıdır.
Çok başarılı olan girişimciler, bugün bulundukları yere her şeyi kusursuz bir şekilde yaparak gelmediler.
Hepsi sayabileceklerinden daha çok hata yaptı.
Aynı şeyi bu yolculukta sen de yapacaksın.
Düşeceksiniz, kendini tekrar toplayacak ve düşmeyi nasıl durduracağını öğreneceksiniz.
Bu uzun bir yol, ancak bugün başlarsan ne kadar hızlı gelişim gösterdiğinize şaşıracaksın.
Sözlük
İşletme yapısı: Bir işletmenin yasal statüsü ve ilgili sınıflandırmalar. Örneğin, bir işletme bir LLC veya C Şirketi olarak tüzelleşmiş olabilir.
Persona: Hedef kitleye nasıl pazarlama ve satış gerektiğine karar vermene yardımcı olan kurgusal bir müşteri profili.
Terz ibraz: İşlemi tersine çeviren müşteriye para iadesi yapan ve satıcıdan para alan resmi bir ihtilaftır.
Birçok ters ibraz sahtekarlıktır ve çok fazla ters ibraz almak sıklıkla ceza getirir.
Dönüşüm: Biri istenen bir işlemi gerçekleştirdiğinde bir dönüşüm gerçekleşir.
Bu genellikle bir web sitesi ziyaretçisini müşteriye dönüştürme işlemini açıklamak için kullanılır.
Distribütör: Üreticilerden alım yapan ve perakendecilere satan bir işletme.
Bu terim genellikle tedarikçi ve perakendeci terimleriyle eşanlamlı olarak kullanılır.
Alan Adı: Bir web sitesinin kök URL’si (örneğin, https://shopify.com).
Dropshipping: Perakendecinin aslında ürünü stoklamadığı perakende satış yöntemi.
Bunun yerine, perakendeci, müşterilere ürün göndermek için bir tedarikçi ile birlikte çalışır.
EIN: Bir işletmeyi yasal olarak tanımlamak için kullanılan İşveren Kimlik Numarası.
Sipariş Karşılama: Bir siparişi tamamlama süreci.
Limited Şirketi (LLC): Kişisel ve ticari finansmanı ayıran ve sana daha fazla koruma sağlayan bir işletme yapısı.
Listeleme ücretleri: E-ticaret platformlarının (örneğin, Amazon, eBay) web sitelerini barındıran ürünler için aldığı ücretler.
Üretici: Ürünü üreten firma. Çoğunlukla, üreticiler toptancılara toptan satarlar.
MAP fiyatlandırması: Bir ürünün taşıyabileceği minimum fiyat.
Marj: Bir satıcının ödediği ile bir müşterinin ödediği arasındaki ücret farkı. Ayrıca buna kar marjı denir.
Satıcı: Doğrudan müşterilere ürün satan bir perakendeci.
Minimum sipariş büyüklüğü: Bir tedarikçiden alınabilecek en küçük sipariş.
Bu, birim büyüklük veya fiyat cinsinden ölçülür.
Net terms: Bir tedarikçiden gelen ürünler için ödeme yapmak için satın aldıktan sonra perakendeciye belirli bir süre verilen bir ödeme yapısı.
‘Net 30’, perakendecinin, satın alma işleminden sonra 30 gün içerisinde ödeme yapabileceğini gösterir.
Perakendeci: Doğrudan müşterilere satan bir işletme. Ayrıca bir tüccar denir.
Arama Motoru Optimizasyonu (SEO): Arama motorlarında görünürlüğü arttırma uygulaması.
Arama Motoru Sonuç Sayfaları (SERP’ler): Bir aramanın sonuçlarını gösteren bir arama motoru web sayfasıdır.
Özel mülkiyet: Bir kişinin işi olduğu ve işlettiği bir işletme yapısı.
Genelde kişisel ve ticari finansman arasında bir ayrım yoktur.
Tedarikçi: Üreticiden ürün alan ve perakendecilere satış yapan işletme.
Toptancı veya distribütör olarak da bilinir.
Tedarikçi rehberi: Yasal iş yapan tedarikçilerin listesi.
Tedarik zinciri: Bir ürünün üreticiden müşteriye kadar kat ettiği yoldur.
Toptan fiyat: Tedarikçilerin perakendecilere verdiği fiyattır.
Toptancı: Perakendecilere satış bir tedarikcidir.
Sıkça Sorulan Sorular
Bu sorun olur mu?
Baya geniş bir yazı oldu farkındayım, ama hala unuttuğumuz bir şey olabilir, eğer aklına bir şey takılırsa lütfen yorumlarda belirt, cevaplamaktan zevk duyarım.
Okurken yoruldum, ama çok iyiydi.
dropshipping hakkında her şey var, her şeye en ince ayrıntısına kadar değinilmiş.
Okuduğunuz için teşekkür ederim, bildiğiniz gibi büyük işler öyle 300-500 kelime ile anlatılmıyor. Bu kadar büyük bir rehberi oluşturmak 2-3 hafta sürüyor 🙂
Umarım size yardımcı olmuştur.
Benim gördüğüm en ilginç site bu. Reklam var mı tıklayayım diye bakındım reklam da yok. Harika bir şekilde yazmışsınız, siteniz de çok güzel
Selamlar Akif, yorumun bizi çok mutlu etti.
Reklam yok, hile yok, tek amacımız yardımcı olmak ve bu işe ayıracak vakti olmayan firmalara hizmet sunmak. 🙂
Internetin hiç bir yerinde e-derslere binlerce tl harcamam gerekmeden bulamadığım tek bir sorun var, PAYPAL ile türkiye üzerinden yasal bir şekilde nasıl çalışılır?
Dropshipping hakkında bir ay içerisinde (türkçe+yabancı kaynaklardan) çok fazla bilgiye sahip oldum ama şu sorunun kalıcı bir çözümü yok mu arkadaş?
Selam Doğa,
Paypal Türkiye’den çekildi, haliyle “yasal bir şekilde” çalışmanın yolu yok.
Yurtdışında bir akrabanın üzerine olan paypalı kullanabilirsin ya da bu hizmeti sağlayan yurtdışı firmaları ile görüşebilirsin.
öncelikle gerçekte muazzam bir rehber olmuş.Çok araştırdım hem youtube hem site üzerinden fakat bu kadar detaylısını ve ücretsiz olanını ilk defa gördüm.Benim hem umutlanmama hem de artı ve eksikleriyle emin adımlarla düşünerek yol kat etmeme sebep oldu.
Ama merak ettiğim aklıma takılan bir kaç şey var.Mesela bu zamana kadar gördüğüm insanlar oberlo ile aliexpress’teki ürünü direk kendi sitesine ekleyip üzerine kârını koyup direk satmayı gösteriyor.Madem böyle yapılıyor alacak müşteri aliexpresste daha ucuzu varken neden benim sitemden alsın ki ?
sizin dediğiniz gibi tedarikçi dediğiniz yani toptancı mi oluyor yoksa amazon ebayde normal satis yapan buyuk kisiler mi oluyor onu tam anlayamadim.
Selamlar Talha, bazen aliexpress tedarikçi olarak seçiliyor ve ürün çeşitli yazılımlarla kendi sitelerine aktarılıyor.
Ama dropshipping her zaman bu demek değildir, bazen Amerika’da bulduğun bir satıcı, uygun fiyatlarla sana ürünü satabilir, hatta ürünü müşterine bile gönderebilir.
Bu da dropshipping demek, dropshipping her zaman Çin den yapılacak bir şey değil.
Hatta Aliexpress ile pek yapılmamasını önermekteyim zira Çin’den ABD’ye kargolar uzun sürüyor ve müşterilerin çoğu para iadesi istiyor.
Mesela geçen bir takipçi ile Walmart – Amazon arası Dropshipping’i konuşuyorduk, çok basit güzel bir yöntem, Walmart’taki ürünleri Amazon.com’da listelemiş ve satışını yapıyor.
Tedarikçi = sana ürün sağlayabilecek ve müşterine gönderebilecek herkes 🙂
güzel yazıydı, tşk
Teşekkür ederim Lale, umarım işini görmüştür.
dropshipping ve bu makale inanılmaz geniş ve büyük bir konu teşekkürler
Selamlar Salih, işine yaramasına sevindim 🙂
Merhaba, dropshipping yaparken örneğin ebayda yapiyoruz. Ürünü de amazondan gönderiyoruz. Bunu hediye diye yollicaz. Ama ya müşteri iade ederse nasil olacak.
Müşteri iade ederse sizde iade edeceksiniz ürünü, iade için verdiğiniz adres, satın alım yaptığınız mağazanın iade adresi olacak
FBA mı Dropshipping mi? Hangisini tavsiye edersiniz?
Dropshipping üzerine yazılmış gerçekten güzel bir makaleydi, elinize sağlık.
Dropshipping işini büyütme olayını biraz daha açabilir misiniz?
makale biraz uzun, düzenlenip daha akıcı hale getirilebilir, yine de her şey için teşekkür ederim.
Selam Ahmet, yorumun için çok teşekkür ederiz.
Dropshipping işini büyütme tarafını güncelleyeceğiz, hiç şüphen olmasın.
tekrar kolay gelsin, başarılar dilerim.
Yazı için çok teşekkürler inanılmaz derecede bilgilendiren bir yazıydı. Ben Amazon’da dropshipping’e yeni başlayan biriyim. Yardımcı olabilecek birileri var mı acaba?
Hakan bey, güzel yorumunuz için teşekkür ederim, e-ticaret ve dropshipping kariyerinizde başarılı olabilirsiniz umarım.
işe ilk önce yüksek dönüşümlü güzel bir websitesi ile başlayabilirsiniz.